Klasspor - Bülent Atlas - Ankaragücü'nde yüksek gerilim... yazısı

Site İçi Arama


ANKARAGÜCÜ'NDE YÜKSEK GERİLİM...

18472 Okunma


Ankaragücü hem 100 yılına hem yeni yıla hem de yeni sezona nasıl girecek? Bu soruların cevabı 3ü veya 10’unda yapılacak Ankaragücü’nün olağan genel kurulu’nda belli olacak. Aslında genel kurul tarihlerini yazarken tam emin olamıyorum. Kulüp tarafından bu tarihler söylense de resmi bir açıklama henüz yapılmadı. Kulüp Resmi Sitesinden ve ajanslardan mutlaka tarih , gündem bilgilerini hatta bu dönemin finansal bilgilerini paylaşmalı.

Ortada yüksek gerilim direkleri arasında oynanan bir satranç var. Hem Gökçek tarafı hem de Aydın tarafı yaptığı hamleler ile bu oyunu lehine çevirme çalışması içinde. Gökçeklerin işi sağlama aldığını, kesin kazanacağını düşünenler için bir not düşelim önce. Görünüşe göre bu iş o kadar kolay geçmeyecek gibi. Her iki tarafta henüz sadece piyonlarını oynadı. Asıl hamleleri önümüzdeki günlerde sergileneceğini tahmin ediyoruz. Kongrede kimin kazanacağını şimdiden bilmenin ihtimali yok ama koalisyon döneminin biteceği kesin gibi. Olan biteni birlikte bir incelemek ve tarihe not düşmek istedim.

Takım Saray Köy tesislerine taşındı.
Gökçekler önce eski dönemden kalan personeli Beştepe’de bırakıp Ankaraspor’dan getirdikleri personelle birlikte takımı Saray tesislerine taşıdı. Böylece takımı hem bekleyen icralar ile muhatap etmedi hem de içerden Aydın cephesine bilgi çıkma ihtimalini engelledi.

Tüm defterleri incelemeye aldı.
Geçmişten bu güne kadar eski hesapları incelemeye aldı. Bunlarla ilgili bir dava açılıp açılmayacağını ilerleyen günlerde göreceğiz. Amacın dava açıp eski dönemlerin hesabını sormak için mi olacağını yoksa Aydın Cephesine “Bak beni indirmeye çalışırsanız hepsini açıklar sizi mahkemeye veririm” tehdidi için mi kullanılacağını ben de bilmiyorum. Geçen aylarda açılan Cengiz Topel Yıldırım’ın haksız temlik yapması ile ilgili olan davanın da direk red edileceğini Gökçek tarafının açıkçası tahmin etmediğini düşünmüyorum. Eğer Gökçek tarafının araştırmaları sonunda bulabildiği sadece bu kadar ise kongrede işinin gerçekten çok zor olduğunu şimdiden söyleyebiliriz. Ama Aydın dönemi ile ilgili sağlam bir dosya oluşturdu ise neler olacağını kestirmek gerçekten zor.

Ankaraspor’da top koşturan neredeyse tüm futbolcuları Ankaragücü’ne getirdi.
Bu yolla sadece hem kadro genişliği sağlayan Gökçek cephesi hem de kulübün borç yükünü arttırarak kongrede aleyhinde gelişecek bir durumda Aydın cephesinin işini gerçekten çok zor bir noktaya getirdi. Kulübün 40 milyon Tl olarak ifade edilen borcun büyük bir kısmı Ankaraspor’dan gelen oyunculardan dolayı oluştuğu iddia ediliyor. Gökçekler kongre öncesi bu rakamları tam olarak açıklar ise Klasspor’da yayınlanmaktan mutluluk duyarız.

Aydın cephesindeki yöneticileri kendi saflarına çekmeyi denedi.
Şu bir gerçek ki Aydın’ın Gökçek cephesinden oy ya da yöneticiyi kendi saflarına çekmesi imkansız gibi bir şey.. Ama tersi olmayacak bir şey değil. Gökçekler ılımlı yöneticilerden bir kısmını kendi saflarına çekmeyi becerdi. Cemal Aydının daha önce alınmış istifa mektupları ise ayrı bir gerilim yarattı. Gökçeklerin kendi saflarına çekmeyi beceremediği Yöneticilerin de yetkilerini ellerinden aldı ya da vekâletlerini iptal ettirme gibi yollara gitti. İki gün sonra yetkileri alma ile uğraşmayalım diye bir görev dağılımını da yapmamıştı zaten Gökçekler. Yönetim Kurulsuz bütün işlemler gerçekleştirildi.

Denetleme Kurulunun çalışması engellendi.
Üyelerinin büyük kısmının Aydın cephesinden olan hatta Cengiz Topel Yıldırım yönetimi zamanında da yönetimin çalışmasını engellemek için olduğu hissedilen denetlemeleri yapmak isteyen kurula evraklar teslim edilmedi. Hukukçu değilim ancak yaklaşan Genel Kurul öncesi kurulun rapor hazırlaması için defterleri incelemesinin kanuni bir zorunluluk olduğunu, Yönetim Kurulunun evrakları vermediği durumlarda hukuken ağır yaptırımlar ile karşılaşacağını ve kolluk kuvvetler ile evrakların teslim edileceğini biliyorum. Zaten Denetleme Kurulu evrakları alamadığı için geçtiğimiz günlerde suç duyurusunda bulundu. Bu olayı “Aydın kulüpden elini çek” şeklinde değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Üyelerinin büyük kısmı Aydın cephesinden olduğu iddia edilse de Genel Kurulun yapılabilmesi için o raporun mutlaka hazırlanması gerekir. Başka birileri gelip o raporları hazırlayamayacağına göre defterlerin teslim edilmesi gerekliydi . Ama tabi bu da satranç’ın bir hamlesi. Gökçeklerin ne düşünerek vermediğini ben de merak ediyorum. Mutlaka güvendikleri bir şey vardır.

Kongre Saray Tesislerine alındı.
İşte olayın bu boyutu da oldukça önemli. Cemal Aydın döneminde Beştepe Tesislerinde kongre yapılmasına kulüp alışıktı ancak hiçbir kongre bu kadar kritik olmamıştı. Gelen üyelerin tesislere girip giremeyeceği, muhalif üyelere ne gibi zorluklar çıkarılacağı, emniyet tedbirlerinin nasıl alınacağı gerçekten muamma. Gökçek cephesinin bu konuda kamuoyunun vicdanını rahatlatacak açıklamalar yapması ve emniyet tedbirlerinin tam olarak alması gerektiğini düşünüyorum. Herhangi bir olay ile tamamlanacak kongre Gökçek cephesi için ilerde Ankaraspor – Ankaragücü ayrımlarının iyice belirginleşmesine ve imajın düzeltilmesini iyice zorlaştırmaya neden olacaktır . Aydın cephesi için de “ Kulübü zorla ele geçirdiler” türünde bir açıklamaya malzeme olacak olayların olmamasını diliyorum.

Üye yapısı Ankaragücü’nün geleceğini belli edecek.
Kulüp tarafından devlet sırrı gibi saklanan tüzüğünde geçen %5’den fazla üye yapılamaz maddesi oldukça önemli. Bu konu sadece Genel Kurul’un değil aynı zamanda Ankaragücü’nün de geleceği açısından çok önemli. Edindiğim bilgilere göre Genel Kurul’da % 5’lik üye sayısının arttırılması ile ilgili ya da Gökçek cephesinden gelen üyelerin kabulü ile ilgili bir oylama yapılmadı. Genel Kurul’da yapılması gereken %5 lik üyeler yapıldı, yeni yönetim seçildi ve genel kurul sona erdi. Genel Kurul sonrası Aydın cephesi ve Gökçek Cephesi Divan Başkanı Kemal Ünsal ile birlikte Genel Kurulda oylama yapılmış gibi 400 küsür üyeyi kaydetti. Kemal Ünsal’ın Divan Kurulu Başkanı olarak bu işlemi itiraf etmesi kendisini de yakacağı , ancak üyeliklerin de iptali için geçerli bir neden olacağı söyleniyor. Neticede iddialar doğru ise Genel Kurul’da tüzük değişikliği de yapılmadan ve oylanmadan bu üyeliklerin geçerli olamayacağı düşünüyorum.

Ancak burada kilit bir durum var. Bugün Gökçek cephesinin “Kongreye hile ve fesat karıştırmaya çalışmaktan, yasal olmayan üye defterini onaylatmaya çalışmaktan ve resmi makamlara sahte evrak düzenlemekten” Cemal Aydın hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu haberi öğrenildi. Herkesin hatırlayacağı gibi bahsi geçen Üye Defteri , Cengiz Topel Yıldırım yönetimine teslim edilmemişti. İddialara göre bu defter daha sonra ortaya çıkıyor ve dönemin kulüp Müdürü Erk Toros aracılığı ile üzerinde üç yüze yakın yeni üyenin adı ile birlikte Valiliğe onaya gönderiliyor. Durum da burada karışıyor işte. Eğer iddia doğru ise ve Gökçeklerin yaptıkları suç duyurusu sonuçlanmaz ise Aydın cephesinin kongrede zorlanmayacağı düşünülebilinir. Üstelik Kemal Ünsal’ın itirafına da gerek olmadan.

Gönül ister ki kulüplerin genel kurulları şunun şu kadar üyesi, bunun şu kadar üyesi üzerine geçmek yerine o kulübe gönül verenlerin adayların vaatlerine göre seçimler yapılarak geçsin. Maalesef eminim ki yukarda verdiğim rakamların içinde takımın gerçek sahiplerinin oranı görünemeyecek kadar azdır. Taraftarların da şimdiye kadar böyle bir üye yapısı olmasında bir taleplerinin olmaması da bir bakıma oldukça ilginç..

Verilen vaadler yerine getirilmedi…
Ağustos ayındaki kongre öncesi Zabıta Müdürünün bile yönetime girdiği anda yüklü bir para ödeyeceği vaadinde bulunan Gökçek yönetimi bu konuda şaşkınlık yarattı. Takım Saraya taşınmasına rağmen personeli Beştepe’de bırakan Gökçekler personelin maaşlarını da ödemede imtina ettiği gözlendi. Maçlarda balonlar ve toplar dağıtılıp, bol keseden bol sıfırlı vaadler verilirken bu personelin öğlen kendi aralarında para toplayıp peynir zeytin alıp yediklerini düşünmek sadece kulüp başkanının değil tüm camianın görevi diye düşünüyorum.

Kadro şişkinliği nedeni ile Ankaragücü’nün sezon başındaki kadrosundaki oyuncuların bazılarını Beştepe’de bırakan yönetimin futbolcuların ödemeleri konusunda Ankaraspor’dan gelenler ile sezon başında Ankaragücü’nde olanlara adil olmadığı da gözlendi. Üstelik yıllık 50 milyon tl kaynak vaadleri ile gelip, Cengiz Topel Yıldırım’ın temlik talebine karşı çıkıp kendi harcadıkları ücretler için gelirlere temlik koydurmaları ayrı konu.

Teknik Direktör Hikmet Karaman ile dışarıdan hiç hoş görülmeyen bir şekilde ayrılan yönetimin hoca bulma konusunda 1 aydan fazla zaman kaybetmesi ise hiç şık durmadı. Para ile saadetin her zaman bir arada olmadığını Ankaraspor’un küme düşme potasında gezdiği dönemlerde tecrübe etmiş olduğunu düşündüğüm Gökçeklerin dururlarsa hocasız geçen haftaların acısını sezon sonunda yaşamayacağını umut ediyorum.

Daha önce var olan satış mağazasına ürün getirip tekrar açılış yapmayı, Melih Gökçek’in Belediyeden gelen adetlerle bir parkı birden fazla açması örneği ile bağdaştırıyorum. Mağazanın açıldığı gün Tandoğan Tesislerine icra gelmesi ise son derece üzücü bir durum olduğunu düşünüyorum.

Ankaragücü A.Ş olayını tekrar anlatmaya sanırım gerek yok. Klasspor’da ilk bizim ortaya çıkardığımız Ankaragücü A.Ş’nın Gökçek’e yakın kişilerin kurdurduğu yönündeki iddiamızı mahkemeden çekilerek ve daha sonra biz o şirket üzerinden kulübe gelir elde edeceğiz şeklinde açıklama yaparak onaylanmasına gerçekten çok üzüldüm. Açıkçası kulüp ismi ile bir şirket kurulacak ve isim haklarının kullanımına resmen izin verilecekse bu birilerine yakın kişiler kesinlikle olmamalı , kulübün direk kendi şirketi olmalıdır diye düşünüyorum. Bu genel kurulu Gökçekler kazanamadığı taktirde Ankaragücü A.Ş ile birlikte göz yumulan isim hakları kime ait olacak?

Taraftar bu duruma ne diyor?
İşin belki de en karışık boyutlarından biri de taraftarın duruşu. Çizgisini çok net belli eden gruplar olduğu gibi durumu değerlendirmeye devam eden gruplar var. Bu konu hakkında çok fazla bir yorum yapmak istemesem de bir not düşmek istiyorum. Tribünlerin genlerini dışarıdan gelen unsurlar ile değiştirmeyi denemek, cazip vaatler ile kendi saflarına çekmeye çalışmak kısa vadede sorunları çözmüş gibi gösterse de her zaman ters tepmiştir. Hem Aydın cephesinin hem de Gökçek cephesinin tribünlerin genlerine müdahale etmemesini diliyorum.

Bir yandan Aydın cephesi Ağustos'da yapılan Genel Kurulu iptal ettirmek için dava açıyor, diğer yandan Gökçekler yapılacak Genel Kurul'a hile karıştıracaklar iddiası ile suç duyurusunda bulunuyor.

Yukarıda yazdıklarımda hatalı bilgim olan, veya yanlış bilgilendirildiğim bölümler mutlaka vardır. Gelen bilgi düzeltmelerini mutlaka sizinle paylaşacağım. Zaten kongre gününe kadar yukarda yazdığım birçok şeyin değişeceğine de eminim. Neticede piyonların hamlelerinden sonra asıl oyun başlayacak. Bakalım sonunda kim şah kim mat diyecek.


Bekleyip göreceğiz.
 

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
BÜLENT ATLAS



Yazarın Diğer Yazıları