25 transferi taraftar, basın, muhalefet yaptı di mi?
Kasadaki paraları da taraftar, basın ve muhalefet bitirdi.
En önemli seride yenilgilerin sorumlusu da aynı üçlü.
Takım tarihinin en kötü 2’nci durumuna düşmesi de taraftar, basın, muhalefetin eseri.
Ligin 16’ncı sırasında yer almasının sorumlusu da tabi ki yine aynı şer odaklarının işi.
Taraftar suçlu, basın suçlu, muhalefet suçlu…
Murat Cavcav’ın da Ümit Özat’ın da hiç suçu yok bu işlerde.
Sütten çıkma ak kaşıklar.
Murat Cavcav’ın tek hatası Ümit Özat’ı göndermek olmuş.
Geri getirerek o hatasından da dönmüş oldu.
Günahlarından da arındı.
Abi – kardeş kulübü gül gibi yönetiyorlar.
Hocayı eleştirmek zaten kimsenin hakkı değil.
O kusursuz, o masum, o gönderilmekle tabi ki mağdur.
Eleştirenler gafiller de futboldan gram anlamıyor.
Kendisi büyüklük gösterdi de asgari ücretle geri döndü kulübe…
Sağolsun, varolsun…
Nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyoruz hocamıza.
NE ZAMAN ELEŞTİRMEMEMİZİ İSTERSİN SAYIN BAŞKAN?
Bugün eleştirenlerin Gençlerbirlikliliğini sorgulamak lazımmış.
Sezon başı eleştirirsen “Ön yargılısın hele bir lig başlasın” derler.
İşler iyi giderken eleştirirsen “Takım iyi giderken bozmak için eleştiriyor” derler.
Takım kötü giderken eleştirirsen “Bakın fırsatçı, kötü gidiyor ya hemen eleştiriyor” derler.
Ne zaman eleştirilmeyi istersiniz sayın başkan.
Takım küme düşünce eleştirmemiz sizce uygun mudur?
O zaman da “Durun eleştirmeyin, geçmiş geçmişte kaldı, ben düşürdüm ben çıkaracağım” mı diyeceksiniz?
E madem siz düşündürünüz, siz çıkaracaksınız. Hocayı da göndermeyin.
O düşürdü, o çıkarsın.
En fazla ne olabilir ki?
Abi – kardeş yönettiğiniz kulüp bir de 2’nci ligi görür işte.
Biz bekleyelim, siz uygun bir zamanda söylerseniz biz de ufak bir eleştiride bulunalım.
AÇIKLAMALAR YÜREĞİMİ SERİNLETTİ.
Bugün Murat Cavcav açıklama yaptı ya. Harikaydı. En sevdiğim bölüm şurası.
“Yaşanan 10 maçlık seri sonunda hocamız bu serinin bitebileceğini, bir düşüş yaşanabileceğini hem kamuoyuna hem de bize iletmiştir. 13.hafta felaket tellallığı yapıldığında biz takımımızın çıkışa geçeceğini de, 10 maçlık seri sonunda herkesin yukarıya bakalım dediğinde düşüş olabileceğini de hem kendi aramızda hem teknik ekibimizle konuşuyorduk.”
Hoca da yönetim de meteoroloji uzmanı gibi. Ne zaman soğuk olacak, ne zaman kar yağacak, ne zaman güneş açacak hep biliyor.
Alanyaspor, Akhisar, Yeni Malatya maçı için zaten hesap tablosunda 0 puan vardı.
Diyor ki özetle başkan. Şu an düştüğümüz durumu biz zaten biliyorduk. Planlı, programlı düştük buralara.
Heyecan olsun, aksiyon olsun diye.
43 puan hedefinin 35’lere düşmesi bile planlıydı.
Eğleniyor musunuz arkadaşlar?
BU YAZI NİYE ŞİMDİ GELDİ?
Murat Cavcav ve Ümit Özat “Bülent aylardır susuyor, işler kötü gidince fırsat buldu” diye düşünüyordur. Zaten açıklama biraz da onun sinyali.
Cumartesi günü akşamından beri kulüpte “İstenmeyen olaylar olsun” diye bekliyorum.
Başkan kulübe gelsin, bu rezil futbolun hesabını sorsun, taş üstüne taş koymasın, sorunun farkında olduğunu herkese göstersin istiyordum. Taraftarın canının yandığı kadar kendi canının da yandığını göstermesini bekliyordum.
Ama az önce gelen açıklama gösterdi ki başkan hiç oralı değil. Takımdaki ruhsuzluğun, karaktersiz ve rezil futbolun farkında bile değil.
Tehlikeyi de “Bize güvenin, bir şey olmaz” lafları ile savuşturabileceğini sanıyor.
Savuşmuyor sayın başkan ve teknik direktörü..
Savuşmuyor.
KİMSE REZALETİ BAŞARI DİYE PAZARLAMAYA ÇALIŞMASIN…
Gençlerbirliği şu futbolla düşebilir de şans eseri kurtulabilir de.
Ama kimse “Geçen sene son 10 yılın en iyi Gençlerbirliği” diye sundukları takımın üzerine 10 milyonlarca lira ekstra harcanarak ligde kalmasını başarı diye pazarlamayamaz.
Bu takım küme düşerse bu sefer de 10 maç yenilmeden düşmeyi başarı diye pazarlamaya mı çalışacaksınız?
Çok daha ağır ve sert tepkiler gelmesini istemiyorsanız bir an önce tehlikenin farkında olduğunuzu gösterin ve gereğini yapın.
İnsanların sizden beklediği oturup yemek yiyip “Düşersek birlikte düşeceğiz, kalacaksak birlikte kalacağız” gibi hamasi sözler değil. Her şey normalmiş gibi davranmanız hiç değil.
Çünkü hiçbir şey normal değil.
KILAVUZU VEREYİM!
İlhan Cavcav olsa şu an ne yapacağını herkes gayet iyi biliyor. Bir tek oğlu bilmiyor. Şu an yapılması gereken “İlhan Cavcav yaşasaydı şu an ne yapardı” diye düşünüp aynısını yapmak.
Yoksa birlik, beraberlik klişeleri değil bu takımı kurtaracak olan.
Şu an teknik ekibin, futbolcuların hiç istemeyeceği olaylar gerekiyor…
