Ankara, hiçbir zaman bir futbol mabedi olmadı ama futbolun o sihirli dünyasından da uzak kalmadı. Bu güzel süreçte, İlhan Cavcav’lı Gençlerbirliği’nin yeri gerçekten de çok farklı hatta ayrıcalıklıdır…
Gençlerbirliği bu sezon Konya deplasmanından sonra sahasında da beklentilerin altında kaldığı kritik bir maçı geride bıraktı. Evkur Yeni Malatyaspor, geçen hafta aldığı Trabzon galibiyetinin ardından ligdeki rakiplerinden biri olan Gençlerbirliği’ni de mağlup ederek kendisi adına önemli bir iş yaptı. Kırmızı-karalar ise son haftalardaki yükselişine adeta bir nokta koydu. Oysa teknik patron Mesut Bakkal’a, “Bundan sonra istikrarlı bir Gençlerbirliği izleyebilecek miyiz?” diye sorduğumda, “Disiplinli bir şekilde bunu sağlalamalıyız” demişti. Ancak Malatya maçında gördük ki planlar tutmadı. Evet; rakibe pozisyon şansı verilmedi. Evet; ucuz bir yenilgi oldu ve sonuçta başkent ekibi ligin dibindeki Osmanlı’nın 1 puan önünde 17. sıraya yerleşti.
O formada imzası var!
Maça siyah formasıyla çıkan Gençlerbirliği için her zaman sezonun öneminden, değerinden bahsetmeye çalıştık. Üzerinde İlhan Cavcav imzası taşıyan formayla Zeki Yavru’nun saha içinde yaptıkları ve gördüğü kırmızı kart, neresinden tutsan elde kalan bir sorumsuzluk olarak not edildi. Tarihinde, hem de İlhan Cavcav’ın başkanlığında ‘Centilmen Gençler’ kampanyası bulunan ve bununla büyük takdir toplayan kulübün felsefesi, vizyonu ortadayken daha önceki yazılarımda da bahsettiğim ‘kimlik kaybı’, Zeki Yavru’nun gördüğü kırmızı kartla çok daha net ortaya çıktı.
Gençlerbirliği, özellikle bu sezon kendisini rakiplerinden farklı kılan özelliklerinden, kimliğinden vazgeçmemeli. Resmi üniformalar gibi spor kulüplerinin formaları da önemlidir. Hele o formada, sezonun adını taşıyan sizin ‘Efsane Başkan’ınızın adı, imzası varsa her şeye dikkat etmeniz sizin birinci vazifenizdir. Çıkar oynar, mücadele eder, elinizden geleni yaptığınızı hissettirirsiniz. O zaman, takım küme düşse bile taraftar ‘eyvallah’ der. Ancak siz bu şekilde tepki verip, hareketler yaptığınızda ya da söylemlerde bulunduğunuzda kendinizi zor savunursunuz. Çünkü Gençlerbirliği taraftarı hırçınlığınızı, hırsınızı maçı kazanma azminize bağlamazsa işiniz zorlaşır. Bazen sövene dilsiz, vurana elsiz olmak erdem ise Gençlerbirliği futbolcuları başta olmak üzere tüm camianın bürünmesi gereken hal budur…
Zeki Yavru, son haftalardaki istikrarlı oyunu, çalışkanlığı, üretkenliği ile dikkati çeken bir futbolcuyken, İlhan Cavcav adının verildiği bu sezonda daha farklı davranmak zorunda…
Maç sonrası Mesut Bakkal’ın samimi açıklamaları da çok önemliydi. Bakkal, takımdaki her şeyin farkında ve sıkıntılara çözüm üretecek tecrübede…
Alt sıralarda bulunan takımlar puan toplamaya devam ederken Gençlerbirliği’nin rakiplerinden geri kalmamaya çok dikkat etmesi gerekiyor! Aksi takdirde, İlhan Cavcav’ın kemiklerini sızlatacak bir sezon sonu yaşanabilir. Allah korusun!
Ankaragücü koşuyor ama!
TFF 1. Lig’de zirve yarışı veren MKE Ankaragücü, kritik İstanbul maçından da galibiyetle ayrıldı. Oynanan futbol tatmin etmese de sonuç değerli.
Maçın kısa bölümlerinde taraftarının enerjisiyle rakip kalede önemli gol pozisyonlarına giren ancak bunları değerlendiremeyen Güçlüler, rakibinin oyun kurma planlarına ‘dur’ diyemedi. İstanbulspor karşısında oyuncu değişiklikleri ve taktiksel müdahalesi tartışılacak İsmail Kartal, koşu rekoru kırdıklarını söyledi. Belli ki koşmak bu takım için pek uygun değil. Rakibi koşturmak, topu ayakta tutmak belki de doğru olandır. Eleştirilen futbolcuların başında gelen İlhan Parlak’ın ise top taşımada, doğru pas ve koşu yapmada arkadaşlarından önde olduğunu düşünüyorum. Güçlüler performansını ve pas akışını arttırmadığı sürece ligde kolay maç kazanamaz.
Çok ciddi destekler alan, önemli sponsorluk anlaşmaları yapılan kulüpte 5 ay sonunda peşinatını daha alamayan futbolcuların varlığı elbette takım içinde ve sahada sorun oluşturabilir. Bu konuda yönetimin atacağı adımlar takımın sahadaki performanısını çözecekse kulüp başkanı Mehmet Yiğiner ve ekibi bir saniye beklememelidir.
Hayal kırıklığının adı Osmanlıspor
‘Balık baştan kokar’ sözü, Osmanlıspor için sezonun ilk değerlendirmesi olacaktır. Teknik direktörlüğe Bülent Uygun’un gelmesinin ardından başlayan süreçti bugünleri hazırlayan. O dönem takımdan gönderilen isimlerdeki yanlış tercihler ve yerlerine gelenlerin yaşadığı uyum sorunu, beklenen katkıyı sağlayamamaları süreci hızlandırdı. Birkaç futbolcu dışında sahada bekleneni veren de yok. Takımın 2 yıl içinde yaşadığı inişli-çıkışlı grafiğin iyi incelenmesi, doğru tespitler yapılması gerekiyor. Kulüpte neler yaşanacak? İrfan Buz’un bu gidişata etkisi ne olacak? Futbolcular kendilerini bu çıkmazdan kurtarabilcek mi? Mustafa Reşit Akçay yeniden gündeme gelir mi? Hep birlikte göreceğiz...
