Benim ‘Cavcav’cı bir yanım oldu her zaman. Onu eleştirenlere de pek çok kez yazılarımda şu sözü kullandım, “Başkan İlhan Cavcav’ın doğrularına doğru demediğimiz sürece, yanlışlarına yanlış demenin bir faydası yok. Bu kulübün mimarı olan Cavcav, haklılığını bazen olayların gelişimi bazen de ‘ilahi yardım’la çok kez kanıtladı.”
Gençlerbirliği gerçeği
Şimdi bambaşka bir dönem başlıyor. 1981 yılında Hasan Şengel, İlhan Cavcav’a yönetimi teslim ederken böylesine bir spor kültürün doğacını tahmin ediyor muydu bilmiyorum. Ancak ‘Başkan’ın ardından konuşulan sözlere, yazılan yazılara bakınca Türk sporunun içinde bir Gençlerbirliği gerçeği oluştuğunu hepimiz görüyoruz.
‘Başkan’ ile pek çok kez sohbetimiz oldu ama son dönemde 19 Mayıs Stadı içinde bir röportaj yapmaktı hayalim; nasip olmadı. 19 Mayıs’ta Basın Tribünü’ne maçları takip etmek için çıkınca gözüm önce O’nu arardı. Varlığı huzur, yokluğu endişeydi... Birkaç gündür çok güzel yazılar yazıldı, anılar anlatıldı, kıymetinden bahsedildi.
Ancak şimdi sistemini kurduğu Gençlerbirliği’ne sahip çıkma vakti; en çok da O’na vefamızı göstermenin zamanı...
Kimler ne yapabilir?
Türkiye Futbol Federasyonu, büyük ihtimalle gelecek sezonu ‘İlhan Cavcav Sezonu’ olarak ilan edecektir, etmelidir. Ancak bu yetmez! Gençlik ve Spor Bakanlığı inanıyorum ki Cavcav ismini bir markaya dönüştürecektir. Belki 19 Mayıs Stadı’nın bulunduğu alan yenilendikten sonra ‘İlhan Cavcav Spor Kompleksi’ olarak adlandırabilir. Mutlak surette Başkent üniversiteleri içinde de İlhan Cavcav ismi yaşatılmalı. Bu bir spor akademisi de olabilir bir amfi ya da futbol sahası da... Ankara Büyükşehir Belediyesi, Eryaman’da yapımı süren stadyum için İlhan Cavcav ismini kullanabilir. Bir sokak ya da cadde de ismi yaşatılabilir. Dünyaya geldiği Altındağ’a da bu konuda iş düşüyor. Belediye, Cavcav’ın anısını yaşatacak bir spor projesi geliştirmeli ya da bir tesise adını vermeli. Türkiye Spor Yazarları’nın da İlhan Cavcav’ı unutmayacağını düşünüyorum. İlk yapılacak turnuvanın Cavcav adına, anısına olması anlamlı olacaktır.
Bu konuda sivil toplum kuruluşlarına, siyasilere ve kulüplere önemli görevler düşüyor. En yakın zamanda da bir kitabı yazılmalı ‘Büyük Başkan’ın... Bu konuda kimse kibir yapmamalı, gazeteciler gerekiyorsa bir araya gelmeli... Eldeki veriler, fotoğraflar, anılar birleştirilmeli. Belki de en büyük görev Gençlerbirliği ailesine düşüyor. Doğru bir planlama ile kırmızı-karalar O’nun getirdiği yerden öteye taşınmalı. Üstelik son yönetim kurulu toplantısında altına imza attığı kararların da önemi kısa süre sonra daha anlaşılır olacaktır! Kulüp vizyonunu korumalı, ‘borçsuz’ özelliğini kaybetmemeli, tribünlerde daha fazla taraftar yer almalı. Altyapıdaki çocukların, aileleri ile tribünde yer almaları için adımlar atılmalı. Taraftar grupları bir araya gelmeli. Sözü uzatmanın alemi yok! Herkes üzerine düşeni yapmalı. Ankara medyası yine duyarlılığını devam ettirmeli.
Tarihi bir gün olmalı!
Hafa sonu oynanacak Gençlerbirliği-Osmanlıspor derbisinde ‘tarihi’ 19 Mayıs’ta ‘tarihi’ bir gün yaşanmalı. Tribünler dolmalı, Cavcav anısına bir program yapılmalı... Pazar günü saat 13.30’da Ankaralılar, Cavcav’a hem teşekkür etmek hem de yıllardır tribünlerinde yer aldığı sahada veda için bir araya gelmeli. Gençlerbirliği tribünleri eski günlerine dönmeli...
