Yenimahalle Belediyesinin kızları son 3 senedir Kadın Hentbolunda Ankara’nın gururu oldu.
2 sene önce 3 kupayı birden aldı, geçen sene Türkiye Kupasını alamasa da hem Süper kupayı hem de Lig kupasını Ankara’ya getirmeyi başardı.
Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın kadın sporlarına verdiği destek, Başkan Yardımcılarından Erhan Aras’ın yakın ilgisi, Kulüp Başkanı Mesut Bolatcan’ın ve Başantrenör Serdar Eler’in organize çalışması ile başarılı geçen sezon ardından bu sezon daha iddialı bir takım umudunu taşıyordum.
Bugün akşam Süper Kupada Ardeşen ile oynayacağı maçı günlerdir heyecanla bekliyordum.
Yeni transferler ile Avrupa’da başarı getireceğini, Ardeşen’i rahat yeneceğini tahmin ettiğim Yenimahalle’nin kızları yine bana duygu karmaşası yarattı.
Tarafsız bir hentbol sever olarak maçı izlesem muhteşem keyif alacağıma eminim.
Kalecilerden harika performanslar, yenen saçma sapan goller, direkten dönenler, hızlı hücumlar, açılan farklar, kapanan farklar.
Ne ararsan vardı maçta.
Ama olaya Yenimahalle cephesinden baktığımda durum o kadar keyifli değil açıkçası.
Yıllardır istediği kaleciyi bir türlü bulamayan Serdar Eler, bu sezon başında 2 yabancı kaleci birden aldı. İki siyahi kalecinin ikisinin de kariyeri başarılar ile dolu.
Serdar hoca bugün maça Fransa Milli Takımı kalesini 16 kez koruyan, liginin en iyi kalecisi seçilmiş Attingre ile sahaya çıktı. İlk yarıda peş peşe 2 tane 7 metre atışı kurtarınca “Tamamdır, aranan kaleci bulunmuş” dedim.
Kadro ne kadar güçlendirilmiş olsa da sahada yeni oyunculardan sadece kaleci Attingre ve sol’da oynayan Sukaç vardı. Değişikliklerde bile geçen seneden bir fark açıkçası yoktu.
Karşılaşmanın ilk yarısında Yenimahalle Belediyesi yenik durumda da olsa dengeli bir oyun sergiledi. İkinci yarıda tecrübeli oyuncuların tempoyu tutturacaklarından, skoru değiştirebileceklerini biliyordum. Geçen senelerde bir çok maçta bunu becerebilen bir oyuncu topluluğu idi Yenimahalle.
Beklediğim gibi oldu, ikinci yarının başında bir gol daha yese de Serdar Eler’in öğrencileri önce farkı kapattı, ardından 4 sayı öne geçti.
Tam “Tamam kupa geliyor” dediğimde hem Serdar hocaya hem de sahadaki tecrübeli isimlere yakışmayan bir manzarayı seyretmeye başladık. Garanticiliği ile bildiğim Serdar Eler, son 10 dakikada oyunu yavaşlatıp kontrolü ele alacağını düşünürken birden anlam veremediğim bir şekilde oyun temposunu arttırıp farkı açmaya çalıştı.
Olan da o arada oldu. Kaptırılan toplarda yenen hızlı hücumlar ile 4 sayı fark birden eridi, son dakikada bir de takım yenik duruma düştü. Mesela takım 4 sayıda önde iken boş kaleye gol nasıl yenir henüz anlamış değilim.
İlk yarıda “Aranan kaleci” diye düşündüğüm Attingre bile ikinci yarı öyle saçma sapan goller yedi ki “İyi kaleci mi kötü kaleci mi” olduğu konusunda kafamı karıştırdı.
Defansın yaptığı hatalar ise eğer takım henüz tam hazır değil ise “Avrupa’da Yenimahalle’nin işi zor” dedirtti. Türkiye ligleri için iyi olsa da Avrupa’daki rakiplere nazanan oldukça hafif sayılabilecek bir Ardeşen karşısında yapılan hatalar, hem Avrupa’da hem ligde hem kupada mücadele edecek bir takım için “kırmızı alarm” verdirdi.
Yeni yapılan diğer transferleri ise göremedik. Takımın yorulduğu, paniklediği bir dönemde yeni transferlerden bir kaç oyuncunun devreye girmesini beklerken 2 sezon önce Serdar hocanın çok şans vermediği, geçen sezon sözleşmesini uzatmadığı, bu sezon yeniden transfer ettiği Buket sahadaydı. O da tam hazır görülmedi.
Hem Avrupa hem lig mücadelesinin başlamasına az kaldı.
Yeni transferler ile sağlam bir yedek kulübesi oluşmadı ise bu sene zorlu geçmesi beklenen ligde de, Ankaralıların artık başarı beklediği Avrupa’da da Yenimahalle’nin işi zor gibi görülüyor.
Tek maç belki birşey anlatmaz. Aldatıcıdır.
Ama en azından fikir verir.
Bana verdiği fikir pek iç açıcı olmadı açıkçası. Maçı kazanıp kaybetmekten çok sahada görülen manzara önemli idi. Yeni transferlerin takıma verdiği katkıyı görmek önemli idi.
Şimdilik görüntü karlı, puslu, karıncalı.
İnşallah netleşir. Keyif verir, heyecan verir.
Ankaralı bir sporsever olarak Ankara’da bize heyecan verecek zaten fazla takımımız yok. Onda da hüsran yaşamamak için daha ilk maç biter bitmez, testi kırılmadan bu yazıyı kaleme aldım.
