Gençlerbirliği, pek çok kişiye göre kaybedeceği maçtan 1 puan alarak şaşırttı! Oysa son haftalarda cömertliği üzerinde olan kırmızı-karalar, durgun maçta rakibine zaman zaman üstünlük kursa da, son bölümde rakibin baskısına boyun eğdi. Kazansa istatistik yapacaktı, berabere kaldı tarihi rekabette bir galibiyetten oldu.
Hakemi eleştirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Zira, Trabzonspor’un net bir golü ofsayt kararıyla iptal edildi. Aynı pozisyonda Doğa’nın ikinci sarıdan kırmızı kart görmesini de doğru buluyorum. Maçtaki en büyük hata, Tomic’in harika golüyle öne geçen takımında Mervan dururken Stancu’yu oyundan alan Mesut Bakkal’ındır. İleride top tutacak, faul yaptıracak, taç-korner kazandıracak golcü futbolcuyu oyundan almak, takımın tamamen yarı sahaya mahkum olmasına katkı sağladı. Mervan hızını ve top tekniğini doğru kullanamadığı gibi topla buluştuğu zaman ne yapacağına da karar veremiyor. Oynadığı maçların tekrarını bol bol izlemeli. Ligde hiçbir iddiası kalmayan Gençlerbirliği’nin kenarda forma bekleyen genç futbolcuları, kendini göstermek ve geliştirmek istiyor. Bu onlar için çok önemli. Sözleşmesini uzatmayan, sezon sonunda bileti kesilecek yabancı futbolcuların transfer borsasını oluşturmak bu kulübün felsefesine çok uygun bir hareket değil. Ben Mesut Bakkal’ın hırsını, gelecek sezon daha iyi işler yapmak için alacağı en yüksek puanı toplama hedefinde olduğunu görüyorum. Buna saygı duymak en doğrusu ama genç yetenekleri sahada büyürken görmek de Gençlerbirliği taraftarının en büyük tutkusu, heyecanı… Çünkü bu kulübün taraftarı bütün başarıları unuttu, üzerine sinen “Bu yıl da ligde kaldık” hissini istemese de kabullendi… Yıllardır olduğu gibi bu yıl da aynı nakarat…
