Gençlerbirliği öyle bir sezon yaşıyor, her hafta öyle işler yapıyor ki bazen gerçekten insanın aklı almıyor. Kulübün doğasına aykırı onca teknik adam değişikliğine, kritik futbolcuların sakatlığına rağmen kırmızı-karalar ayakta kalmayı başardı.
Uzun bir aradan sonra özellikle de Fenerbahçe’ye karşı akıl dolu bir oyun taktiği uygulandı. Tıpkı eski sezonlarda olduğu gibi büyük bir kulüp karşısında, Gençlerbirliği ne yapması gerekiyorsa onu doğru şekilde uyguladı. Maça kalecilerin performansı damga vurdu. İki tecrübeli isim de performans olarak kalitelerinden uzaktı. Petrovic hücuma katkı anlamında önemini gösterdi ayrıca harika bir gol attı; El Kabir de topu ağlara göndererek kendine geldi. Fenerbahçe’ye ‘Kabir azabı’ yaşatan golcü futbolcu, Ümit Karan’a olan benzer tarzıyla hücuma çok önemli bir katkı sağladı. Mesut Bakkal, takım dizilişini kurdu, 11’ini şekillendirdi. Çok kısa süre de olsa İrfan Can’ın oyuna girmesi, topla buluşması sevindirici. Doğa savunmada mükemmeldi. Nazar değmesin ama kart görme alışkanlığından da hıza uzaklaşıyor. Tosic hücumda etkisiz kaldı. Landel takımın çok önemli bir parçası oldu ve bence forma savaşının kızışması kırmızı-karalara olumlu yansıdı. Sahada sakin kalan, top çevirmeyi seven, doğru anı kollayan bir Gençlerbirliği izledik. Kanatlardan gerekli verim gelmeyince, Fenerbahçe’yi orta alandan aşmaya çalışan başkent ekibi, rakibin durgun savunmasını ve formsuz orta alanını başarıyla geçti. Hleb biraz daha etkili olursa, Gençlerbirliği daha çok kritik puan toplayacaktır. İrfan Buz’un gönderilmesine pek çok kişi gibi biz de üzüldük ama Mesut Bakkal’ın gelmesine de olumsuz bakmadık. “Nisan ayını görmeden gider” diyenlere de Bakkal ve futbolcuları iyi bir ders verdi sanırım. Takım en çok zorlandığı gol pozisyonu üretme konusunda da kendini geliştiriyor.
Taraftar yalnız bırakmasın
Kırmızı-karalar tabiri caizse aldı başını gidiyor. Ligde kendine geldi ama bence kupada başarı kovalanmalı. Bu ilginç sezonda yakalanacak her başarı taraftarı memnun edecektir. Osmanlı Stadı’nda Beşiktaş’ın oluşturduğu sıcak ortamı, Gençlerbirliği de aldığı iyi sonuçlarla kurmalı. Taraftar grupları haklı olduğu pek çok konuda sesini duyurmak için tribündeki yerini almalı, küslükleri bir kenara bırakmalı.
Geride durmalı başkan…
İlhan Cavcav, oluşturduğu kamuoyu ile takıma zarar vermemeye dikkat etmeli. Galatasaray konusundaki dürüstlüğü alkışlanabilir ama bence sevgisini, duygusunu kalbinde yaşamalı. Şampiyonluk yarışı için de elbette yorum yapabilir ama her söz farklı noktalara çekiliyor. “Beşiktaş” diyor, “Fenerbahçe” diyor sonra da “maç satmayız”a kadar gelen bir açıklama süreci yaşanıyor. Bu kulüp futbolcu dışında hiçbir şey satmaz, biz bunu biliyoruz! Aman başkan, her şeye dikkat! Bazen geride kalmak, kurduğun tabloyla gurur duymak da gerekir…