06vkr
4 Mart 2019 11:44
Bülent Abi kalemine sağlık. Takımımız adına bu tarz yazılarını daha çok görmek istiyoruz burada. Söylenmesi gereken her şeyi söylemişsin. umarım Erkan hoca da okur bu satırları ve yapılması gerekenleri yapmaya başlar.
ilk olarak nereden başlamalıyım bilmiyorum.
Einstein;'ın delilik tanımı : " aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek".
Erkan Hoca gerçekten çok dürüst, iyi niyetli, saygın ve efendi bir insan ancak 11 maçlık seriden sonra da işler kötüye gitmeye başlamasıyla halen aynı oyun sistemine devam etmesi ve kadroda dahi en ufak bir değişiklik yapmaması malesef ki bu tanımın içine giriyor.
kendisini çok seviyorum , tesislerde bir kez görüşme fırsatımda olmuştu. o zaman sormuştum hocam Rahmetullah gibi bir orta sahamız var ne zaman oynayacak bu çocuk diye. "Fırsat buldukça onu da değerlendireceğiz " demişti ama şimdi anlıyorum bu sözün aslında hocanın muhafazakar kadro ve muhafazakar oyun anlayışının devam ettiğinin ve bizi geçiştirmek için söylenmiş bir söz olduğunu. Rahmetullah ya da diğer genç yeteneklerimiz süper lig görmüş, süper lig tecrübesi kazanmış, gelecek vaadeden , takımın yaş ortalamasını düşürüp, takıma dinamizm getirecek oyunculardır. Erkan hoca'nın tekrar düşünmesi için tavsiyede bulunuyorum.
Einstein'ın tanımına gelecek olursak şu an da Gençlerbirliği yönetiminin ve teknik ekibinin yaptığı şey tam olarak da budur. Kadroyu hocanın ısrarları üzerine zenginleştirmediler (Stancu hariç) ve oyun sisteminde de hiç bir değişikilik yapmadılar ! o zaman hocayı eleştirmiştim " transfer yapmak 41 puanı yapan bu çocuklara etmek anlamına gelir " sözünü. malesef bu söylem ne kadar iyi niyetle ve samimiyetle söylenmiş olsa da profesyonel spor dünyasında yeri yok ! bu tarz söylemlerde bulunmak ve daha da kötüsü bunu uygulamak; hem Gençlerbirliğinde oynayan futbolcular açısından kötüdür hem de camia ve taraftar açısından. çünkü ALper'i alternatifsiz bırkmak, Mert'i alterneatifsiz bırakmak, bu çocukların kendini geliştirmesi anlamında onların önünde bir engel oluşturur. çünkü alternatifi yok. kimse bana kalkıp da "ama Arnason veya BArış var demesin" . tenezzül edip cevaplamam bile !
Malesef kıymetli hocamızın bu eylemi sonucu biz çok kötü gittiğimiz o 4 maçlık mağlubiyet serilerinde dahi oyuna müdahele edemek ! neden ; kadro derinliği yok, klübü de oyunu değiştirebilecek ya da en azından oyuna katkı verebilecek bir adam dahi yok !
Hocamız lig başından beri "KENDİSİNİN DE İTİRAF " ettiği üzere FUTBOLUMUZUN İYİ OLMADIĞININ FARKINDA. ve malesef ki mağlubiyet serisini "neden olduğunu bilemiyoruz, üstümüz de bir kısmetsizlik, şanszlık var " gibi söylemlerle belirtti. ki bu çok yazık ! yani futbolun kötü olduğunun farkında olan bir hocanın , seri mağlubiyetlerin farkında olmaması çok kötü. peki bu kötü futbolu değiştirmek için herhangi bir şey yapıldı mı , Hayır ! ne sistem değiştirildi, ne oyuncu grubu değiştirildi, ne gençlere şans verildi, ne taktik değişikliğe gidildi ! yani herhangi bir şey denenmedi bile. lütfen geçen hafta oynadığımız Ümraniyespor ve bu hafta oynadığımız Afyonspor maçlarının ne kadar farklı olduğuna dikkat edin. Geçen hafta adeta sahada bir Barcelona görüntüsü veren takım, mükemmel bir oyun vardı. bu hafta ise BAL liginden bir takım. bu kadar istikrarsızlık sizce normal mi?! bu tek bir sebebe bağlanabilir ; başarısızlık ve başarının artık şans faktörüne bağlı olması . Afyon biraz daha yetenekli olabilse bize bu gün 3 atar giderlerdi. bu kadart net söylüyorum, zira hocamız da belirtmiş !
oyun sistemine gelecek olursak ; 1.bölge MErt'in gelmesi ile tekrar eski hüviyetine kavuştu, ön liberolar Selçuk ve Yasin formda ve 1. bölgeyle bağlantıları gayet iyi. tekrar o gol yemeyen Gençlerbirliği hüviyetine kavuştuk. Ancak Ahmet Oğuz ve Alper'in düşük performansları gerçekten de tartışmasızdır ve önlem alınması gerekir. ne hücum da etkililer ne de savunmada ! Alper yine bir nebze daha iyi ancak Ahmet'in bugüne kadar adam eksilttiğini, 90 dakikayı kondisyonda bir eksiklik omadan tamamladığını, savunma kademesinde hata yapmadan oyunu bitirdiğini görmedim.
2. bölge ise tam bir Texas . Bülent abi'nin dediği "elinde bir Matei var , neden kullanmıyorsun" sözü bir klişeden öte bir hakikattir ve sezon başından beri söylüyoruz. Sessegnon sezon başından beri oynamıyor (1-2 maç hariç) . çünkü yalnız kalıyor, topla buluşamıyor. Matei onun yanına monte edilebilir. Çünkü Sesse oynadığı zaman, yani orta saha çalıştığı zaman takım uçuyor. bunu görmek bu kadar zor mu ! bu futbolun en temel kuralıdır. Forvetleri besleyen orta saha olmadan nasıl skor üretilir !
2. ve 3. bölge işte bu yüzde kopuk. Sesse ortada yalnız, ayağına gelen her topu kanatlara iletiyor,kanatlar ne yapıyor ????? yorumsuz ! keşke çok iyi işleyen kanatlarımız olsa da neyse desek ama yok !
dikine oynamaya çalışıyor muyuz ? hayır ? Neden , Sessegnon bir MEssi değil, ikinci bir Sesse de yok ve takımın oyun sistemi buna müsait değil ! Bülent abinin de bahsettiği üzere sezon başından beri yanlış hatırlamıyorsam 1 penaltımızın oluşu , serbest vuruş golümüzün 1 oluşu hep bu yüzden.
her şeyin başı Felsefe ve Düşünmek. Değişimin başlaması için önce bilgi sonra da bilgi temelli düşünme eyleminin olması lazım . Çok muhterem kıymetli hocamıza sesleniyorum : " bizler hiç bir çıkarımız olmadan, taraftar olarak gördüğümüz yanlışlıkları sizlere iletiyoruz. kuşkusuz sizin futbol bilginiz bizden kat be kat üstündür ancak lütfen bu uyarıları dikkate alın. almıyorsanız da, eleştirileri kabul etmiyorsanız da bu sistem ve kadro muhafazakarlığından vazgeçin ve oturup düşünün . Yanlış nerede diye ! Düşünme eylemei olmadan Değişim ve Çözüm gelemez "
bu takım İlhan Cavcav sezonun da düştü. ve bu kara lekeyi silmek , süper lige ŞAMPİYON olarak geri dönmek bu camianın namus bıorcudur. MURAT CAVCAV, teknik ekip ve oyunculara sesleniyorum !
Fazlaca eleştirdiysek kusurumuza bakma Kıymetli hocam, ancak kimse Gençlerbirliği'nden üstün değildir. hepimiz de bu takımın daha iyi olması için uğraşıyoruz. lütfen artık İYİ FUTBOL için, ŞAMPİYONLUK için gerekli değişimi başlatın .
saygılarımla...
Detay