Ankaragücü son 5 maçında yenilmemiş ve tehlikeli bölgeden az da olsa uzaklaşmış.
Karşısındaki rakip ise Galatasaray...
Ankaragücü bu maçı kazansa ligin en flaş ekiplerinden biri olacak..
Ancak taraftar anlaşılmaz bir şekilde başkanı, hocasını, zaman zaman da futbolcusunu protesto ediyor...
3-0'dan sonra protesto başladı diyenlere "Sensiz 66 gün cennet sayılır" pankartının hatırlatmak gerekir.
Sanmayın ki futbolcu sağır... O pankartı ve kenardan gelen sesi duamıyor. Zaten maç öncesi beklediği parayı da alamamış.
Kaldı ki Ankaragücü taraftarının gücünü hepimizi biliyoruz. Zaman zaman "Bu tezahürat ölüyü bile diriltir" dediğimi gün gibi hatırlıyorum.
Melih Gökçek'in tekrar Ankaragücü'ne talip olması sonrası o "Ölüyü diriltecek tezahüratı yapan" sarı lacivertli taraftarlardan eser kalmadı.
Yıllar sonra takımın başına getirilen ve Ankaragücü formasından başkan forma ıslatmayan Hakan Kutlu'ya bile sahip çıkmadılar.
Söylem ise şu "100. yılda şampiyonluğa oynayan bir takım istiyoruz"
Biz da derin futbol analizi olarak lafı tersinden bakalım...
Ankaragücü'nün muhteşem taraftarını 100. yılda şampiyonluğa oynayan takım keser mi?
Tamam Cemal Aydın kulübü yıllarca iyi yönetemedi ve kendi söylemi şle kulüp borç batağında...
Cemal Aydın'ın gitmesi gerektiğini en başta söyleyenlerdenim... Hala da bırakması gerektiğini söylüyorum.
Ama Melih Gökçek'e de Cemal Aydın kadar karşıyım.
10 yılı aşkındır Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Melih Gökçek'in en azından Ankara takımlarına verdiği hiçbir sözü tutmadığını biliyoruz.
Ankaragücü'ne ve Gençlerbirliği'ne de bir seçim öncesi benzinlik vaad etti. Ancak o benzinliklerden biri bir dönem Ankaraspor'un hocası olan Samet Aybaba'ya gitti.
Yani seçim sonrası Ankaragücü ve Gençlerbirliği'nin bir Samet Aybaba kadar değeri kalmamıştı. Çünkü seçim kazanılmıştı.
Daha da ileri gidelim. Bu dönem Eskişehirspor'un 2.2 milyon Euro verdiği Mehmet Çakır'ı Gençlerbirliği'nden 100 bin Euro'ya aldı.
Neye karşılık... İlhan Cavcav'ın fabrikasının yerine yapacağı iş merkezine vereceği izin karşılık...
Yani Gençlerbirliği'nin anasının ak sütü gibi helal parasını bir çıkar karşılığı Ankaraspor'a aktardı...
Melih Gökçek'in belediye başkanlığı döneminde belediyenin tüm kaynakları Ankaraspor ve Keçiörengücü'ne akmış..
Şimdi Melih Gökçek çıkmış... "Ankaragücü'nü 100. yılda şampiyon yapacam" diyor. Cemal Aydın'ı değil Ankaragücü'nü zor durumda bırakmak için elinden geleni yapıyor.
Eğer Melih Gökçek topa girmeseydi Cemal Aydın şimdi koltuğu bırakmış olacaktı. MKE bile artık Aydın'a sıcak bakmıyordu. Ancak Melih Gökçek'in sahte manevrası başta MKE olmak üzere birçok isim Cemal Aydın'a destek vermeye başladı.
Bizi siyaset yapmakla suçlayanlara şunu söylemek istiyorum.
Belediyelerin profesyonel takımlar kurması ve yönetmesini yasaklayan yasalar var... Bu ne demek ... Melih Gökçek'in profesyonel bir kulüp yönetmesini yasaklıyor. Ha derseniz ki "Oğlu yönetecek ne var."
Onun adı da takiyedir...
Doğru olanı Melih Gökçek'in Ankara'daki tüm kulüplere taraftar mı olur yaksa eşitmi olur bir kriter belirleyip yardım etmesidir.
Bizi siyaset yazmakla suçlayanlar siyasetin sporun içine bu kadar girmesine de aynı şiddetle tepki göstermesi gerekir.
Ankaragücü'nü sadece 100. yılda şampiyonluk kesmez... Güçlü ve gerçek Ankaragüçlü yöneticilerle yönetilmesi gerekir.