Klasspor - Özhan Yüksel - Başarısızlığın Müsebbibi yazısı

Site İçi Arama


BAŞARISIZLIĞIN MÜSEBBİBİ

4661 Okunma


Hücum karakterli, ancak oynadığı 7 maçın 5'inde gol atamamış bir takım; bu oyunu ön alanda oynama niyetine karşın yalnızca 7 gol yemiş bir takım; rakipten fazla gol atma şiarını benimsemesine rağmen kalite noksanlığını ofans bölgesindeki futbolcularında hisseden bir takım... Analizi kolay olsa da, ciddi tezatlar ve uyuşmazlıklar barındıran, alışılmışın dışında bir takımız. 

Nicel bağlamdaki başarısızlığın yanı sıra, Cem Onuk'la yaşadığı gerilime dair duyumlar ve İlhan Cavcav'ın geçtiğimiz günlerdeki "sonuç" vurgusu nedeniyle Metin Diyadin için zeminin sallanmakta olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Fenerbahçe karşılaşması bir İstanbul takımıyla oynanması hasebiyle tehditkar bir mücadele değildi, fakat muadil rakip sayılabilecek Sivasspor karşılaşması Metin Hoca'nın geleceğinin belirlenmesi için mutlak önemdeydi.

Bu atmosferin saha içine etkisi geçmiş mücadelelere oranla daha kontrollü, daha dengeli bir planla çıkılması şeklinde kendisini gösterdi. Sivasspor'un da -bize benzer şekilde- topta hakimiyet sağlama, oyuna etki etme karakterli bir ekip olmasının bu plana dair dışsal bir faktör olarak etkisi yadsınamaz. Geçmiş haftalardan farklı olarak, defans çizgimizi daha geride sabitleyip, kısa pas oyunumuzu da daha direkt toplarla kombine eden bir taktiksel tasarıyla başladık maça. Oldukça önde kurulan Sivasspor müdaafasının arkasına seri hücumcularımızı kaçırmak da birincil hücum planı gibi gözükmekteydi. 32. dakikada yenilen gole kadar oyunda tümüyle hakimiyet kuramasak da, rakibe kıyasla bir parça daha etkin olduğumuzu söyleyebiliriz. Golün ardından, ilk devrenin sonuna kadar ise yine zihinsel olarak dibi görmüş, motivasyon fakiri bir periyot yaşadık.

İkinci yarıda ciddi bir baskı kurduğumuzu, üretken bir hücum performansı ortaya koyduğumuzu söylemek mümkün değil. Ancak Petroviç'in oyuna dahliyle, 3.bölgeye aktarılan pas sayısı ve isabetindeki artışı da dikkate almamız gerekli. Petroviç, hantal fiziği ve tembel topsuz oyun karakteriyle Metin Diyadin'in göbek ikilisinde aradığı gereksinimleri tam olarak karşılayamıyor. Ancak -Zec ve Stancu'nun yetersiz kaldığını gözardı etmemekle beraber- pozisyon değerlendirememekten öte, pozisyona girememe sorunuyla cebelleşen bir takım olarak Petroviç'in pas becerisine ihtiyacımız var.

Daha doğrusu Petroviç'in pas becerisini bir kademe önde, forvet arkası mevkinde daha yaratıcı ve oyuna etki edebilecek kudrette gerçekleştirecek bir 10 numaraya ihtiyacımız var. Bahsedilen bölgede ilk tercih olan Oktay -Karabükspor maçını ayrı tutarsak- şu ana dek çok kötü bir sezon geçiriyor. Tomiç geçtiğimiz sene o bölgede geçirdiği dakikalarda olumlu sinyaller vermişti, bir ihtimal Tomiç'te ısrar edebiliriz; fakat Tomiç de kanat orjinli bir oyuncu. Bu şartlar altında eldeki oyuncu kadrosundan o mevkiye uygun bir oyuncu çıkaramıyorsak, o mevkinin gerekliliklerini azami ölçüde sağlayabilecek bir oyuncudan verim alma çabasına girmeliyiz; ki bu isim de benim niyazımda Petroviç oluyor.

Bir çözüm iddiasında kesinlikle değilim, ancak formasyon değişikliğine giderek 4-1-2-3/ 3-4-3'e dönmenin hücum performansımızda pozitif bir etki yaratabileceği görüsüne sahibim. Özgür veya Gosso'nun önüne iki iç oyuncusu olarak yerleştirilecek Nizamettin enerjisiyle, topla dikine kat edebilmesiyle; Petroviç de pas oyunundaki yetkinliğiyle daha tehditkar bir üçüncü bölge performansının nedeni olabilirler. Hakeza bir ön alan oyuncusu eksiltmenin dezavantajından da beklerimizi daha ofansif karakterli kılarak bir avantaj doğurabiliriz. Dolayısıyla topsuz oyunda 4-1-2-3 gibi duran, ancak toplu oyunda Gosso veya Özgür 'ün defans ikilisinin arasına girmesiyle 3-4-3'e dönüşen bir dizilim hücum performansımızda bir ivme yaratabilir. Çok yüzeysel olarak özetlediğim bu meseleye bilahare dönmek şart.

Metin Diyadin'in şu anki performansıyla yetersiz kaldığı noktalar muhakkak ki var; fakat eldeki malzeme ve oyun niyeti karşılaştırıldığında bu tablonun müsebbibi olarak hocayı ilan etmenin acımasız duracağı kanaatindeyim. Eleştiriye tabii tutulması gereken ilk konu sezon başı transfer dönemi ve bu dönemde oluşturulan kadro yapısı. Bu işin sorumluluğu kimdeyse -ki bu isim, çok fazla sayıda eski oyuncusunun transfer edildiğini göz önüne alırsak, Metin Diyadin de olabilir, olursa benim de eleştiri tonumda ciddi bir artış görülecektir- başarısızlığı da onun icraatlerinde aramak gerekli.

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
ÖZHAN YÜKSEL