Ve Sezon açıldı..Başkan Yiğiner'in dediği üzere 39 futbolcuyla sezonu açtık. Kadronun %90'ının da korunması yönetim ve takım adına olumlu gelişmeler olarak nitelendirebiliriz.Sezonun ilk antrenmanına teknik heyetteki boşluğun giderilerek başlanılması da bir başka olumlu gelişmelerden birisidir.Teknik heyet takımın başına geç gelseydi takımı tanıma konusunda büyük sıkıntılar çekecekti.Mesela Metin Aydın'ın hem sağ bek ve hemde stoperde oynadığını,Artun'un da hem ön liberoda ve hemde stoperde oynadığını bilemeyebilirdi.Hatta Oğuzhan Biçer geçen sene hiç bir profesyonel maçta yer almadığı için oyuncunun kalitesini görecek vakti olmayacaktı ve maç kadrolarına yine alınmayacaktı belki de.Bir teknik heyetin bu detayları çok iyi bilmesi lazım..Teknik heyetle ilgili bir başka konu ise sistemin ve dizilişin sezon başlamadan çok önce takıma göre belirlenip uygulanmasıdır.Bir sistemin ve dizilişin takım tarafından benimsenmesi teknik heyetin gücüyle ve otoritesiyle ilgisi vardır.Tabiki bu konularda yorum yapmak için biraz erken.
rnrnGeçen sene bu zamanlarda büyük bir yönetim boşluğu ve teknik direktör konusunda belirsizlik vardı.Kampa giden hocalar ile kamptan sonra getirilen teknik heyetin değişik olması takımın iyi tanınmamasına yol açmıştı.O arada yeterince hazırlık maçının yapılmaması da takımın tanınmamasındaki etkenlerden biriydi.Bunun sonucunda sezon başladıktan sonra bir çok kez 11 değişti ve sistem istikrarsızlığı göründü.Bu durumda takımda bir otorite boşluğuna yol açtı ve teknik heyet değişmek zorunda kaldı.Demek istediğim Yönetim ve Teknik heyet açısından bir sıkıntı görünmüyor şu an için.Buna paralel olarak da takımımız bir disiplin halinde yeni sezona hazırlanıyor.
rnrnBaşkan Yiğiner'in 'Rol model olarak B.Dortmund'u aldık' açıklamasındaki kastın alt yapıdaki gelecek vaadeden oyuncuların profesyonel yapılması ve bu oyuncuların yıllarca uygulanacak bir disiplin içerisinde takımın bünyesinde tutulması ise çok güzel bir düşünce olduğunu vurgulamak istiyorum.Aslında benim ve bir çok kişinin düşüncesi de bu yöndeydi.Eğer yönetim bu düşüncesinde pes etmeden üstünde durursa başarılı olacağımızdan eminim.Belki de İlerleyen yıllarda takımımız rol model alınacak.
rnrnBir çok yabancı takımda 40 yaşında bile oyuncunun bulunmasının sebeplerinden biri oyuncunun kendine bakmasının yanı sıra alt yapılarından bu oyuncunun yerini dolduracak kaliteli oyuncunun çıkmamasına bağlıyorum.Bizde takım olarak bir oyuncuya bağımlı halde kalmak istemiyorsak bu rol modelden vazgeçmemek gerekiyor.Bu sistemde başarılı olmak için U12'lerdeki oyunculara bile dikte etmek gerekir.Bu yaşlarda kademe,alan savunması,adam savunması,oyunun iki yönünü oynama bilincini yerleştirmek gerekir.Bunları uygulatacak da çocuk psikolojisinden anlayan ve kaliteli bir hoca gereklidir.Vakit buldukça akademi liglerdeki maçlarımızı izlemeye gidiyorum.Görüyorum ki topa nasıl vurulacağı konusunda eksikleri olan bir çok oyuncu mevcut.Daha küçük yaşta kaliteli bir hocayla disiplin içerisinde futbol gelişimini sağlasaydı o yaş kategorisinin hakkını vermiş olacaktı.Saydığım bu bilinçleri bir oyuncunun 18 yaşından sonra öğrenmesi çok zor.Profesyonel olmuş bir oyuncuya A takımdaki hocanın topa nasıl vurulacağını öğretmesi kadar komik ve düşündürücü bir durum olamaz.Öğretir mi? Öğretir ama sadece ince detaylarını..A takım bu oyuncular için gelebileceği en üst noktadır,çocuk yetiştirme yeri değildir.
rnrnU20 maçlarını izledik ve ülke olarak bile alt yapıda ne kadar geride olduğumuzu gördük.Dünya Şampiyonu olan Fransa'nın oyuncularına baktığımızda Güç ve Fizik orantılarının ne kadar yerinde olduğunu görüyoruz.Turnuvada 4.olan Irak kadar bile olamıyoruz ülke olarak.Futbolumuzda Milyon dolarlar hatta Milyar dolarlar dönüyor ama hiç biri alt yapı için harcanmıyor.Biz bu rol modelde ısrar edersek takımımızın 'uzun vadede' iyi yerlere geleceğine ve Milli takımın bütün yaş kategorisine oyuncular göndereceğimize inancım tamdır.
rnrnBaşkan Yiğiner'in demeci üzerine 'Hedef Şampiyonluk' manşeti atıldı.Tabi ki hepimizin temennisi bu yönde.Yıllardır şampiyonluk özlemiyle yanıp tutuşuyoruz.32 yıl önce alınan Türkiye Kupası ve Devlet Kupasının ardından alınan bir kupa yok maalesef.Yıllarca Süper ligde şampiyonluk beklemiştik ama nasıl bu duruma geldiğimizi tekrar anlatmaya lüzum yok.Son 3 senede yaşadığımız kara olayların ardından 2.ligde gelecek şampiyonluk,bizleri Dünyanın en mutlu insanları yapacaktır.
rnrnBolu Kampında Teknik Heyetimizin gecesini gündüzüne katıp takımımız için en uygun sistemin üzerinde çalışacaklardır.Biten sezonun son haftalarında yükselen grafiğimizin başta gelen oyunculardan Bilal,Enes takımdan ayrıldı.Timur'un durumu ise muamma.Ayrıca imza atsa bile ilk hafta cezasından dolayı olmayacak.Aynı şekilde Serkan Şirin ve Teoman da cezaları devam ettiği için ilk hafta olmayacak.Şöyle bakacak olursak istikrar yakalayan 11'den 5 isim ligin ilk haftasında olmayacak.Ayrıca Kaan'ın 1 sene ertelenen bir maçlık cezası da halen duruyor.Onun da çok dikkatli olması lazım.Kimisi için bunlar önemli olmayabilir ama ben önemsiyorum.'Lige nasıl başlarsan öyle devam eder' diyenlerdenim.Sahadaki sistemi yöneten beynin orta saha olduğunu düşünürsek oyunun iki yönünü de oynayacak oyuncumuzun çok iyi seçilmesi lazım.Ayrıca bazı oyuncularımız fizik yönünden oldukça zayıf.Teknik ekibimizin bu teşhisi yapacağını ve gereken tedaviyi uygulayacağını düşünüyorum.
rnrnTeşhisleri koymak ve tedavileri geç olmadan uygulamak için Bolu kampında Amatör küme,3.lig,2,lig,1,lig ve Süper lig takımlarıyla maçlar yapılmalıdır.Futbolcuların kapasitesini ölçmek için böyle yoğun bir maç maratonuna girileceğini düşünüyorum.Futbolcular;Antrenman ve Maç oyuncusu diye ikiye ayrılır maalesef.Bu maçlar sonucunda yapılacak elemenin ardından 39 oyuncumuzdan bir kaçının maç tecrübesinin artması adına başka takımlara kiralık gönderileceğini düşünüyorum.Doğru olan da budur.
rnrnKura çekildi ve Kırmızı gruba düştük.Ankara'dan iki takımla daha aynı gruba düştüğümüz iyi oldu.Çünkü;4 maç seyircisiz oynayacağımız döneme denk gelirse bu maçlara taraftarlarımız daha rahat gidecek bir nev-i deplasmanlara.Ayrıca ligin ilk 4 haftası içerisinde oynanacak olan kupa maçını şanslı bir kurayla içeride çekersek 1 seyircisiz maçtan lig içinde kurtulmuş olacağız.Belki de ben çok detaylara ve ayrıntılara takılıyorum ama futbolda bunların görünmeyen kahramanlar olduğunu düşünüyorum.
rnrn2.ligde gideceğimiz bir çok stadın zeminleri kötü durumda.Ev sahibi olan takımlar o zemine alışkın olduğu için buralarda biraz zorluk çekebiliriz.Bunları göz önünde bulundurarak futbolcularımızın iki kere yapılacak Bolu kampında fiziklerini en üst düzeye çıkarmaları gereklidir.Bu zeminlerdeki maçlar golü bulanın kazanacağı maçlar olacaktır.Bu maçlarda kesinlikle öne geçmemiz gerekiyor.Özellikle bazı stoper oyuncularımızın fizikleri konusunda ciddi sıkıntıları var.İsim vermek istemiyorum ama bu oyuncuların fiziklerini güçlendirmek adına çalıştıklarını biliyorum.
rnrnAyrıca bir çok deplasmana taraftarlarımız sığmayacak.Ptt liginde bile bu konuda büyük sıkıntılar çekildi.Şehir içindeki Ostim deplasmanını inceleyelim.Ostim stadının seyirci kapasitesi sadece 4271..Bu sayının %5'lik dilimini alırsak 213 gibi bir sayı çıkıyor.Ankara içinde oynanacak bir deplasmana sadece 213 taraftarımızın mı gidileceği sanılıyor!
rnrn*Aynı gruba düştüğümüz Tepecikspor'la 2007-2008 sezonunda Türkiye Kupası maçında karşı karşıya gelmiştik.Deplasmanda oynadığımız maçta biraz zorlanmıştık ama Jaba'nın,Bebbe'nin ve Emre'nin attığı golle 3-1 yenerek turu geçmiştik.
rnrn*2007-2008 sezonunda ise Diyarbakır BB ile bu sefer de Türkiye Kupasında aynı gruba düşmüştük.Ankara'da oynadığımız maçı Jaba'nın 2 ve Kirita'nın golüyle 3-1 almıştık.
rnrn*Altay'la en son oynadığımız maçta 2002-2003 sezonunda Ankara'da 3-0 yenmiştik.Gollerimizi;Augustine(2) ve Hakan Keleş atmıştı..
rn