Düşünebiliyor musunuz? Stada yaklaşıyorsunuz. Maç oynayacak takımların taraftarları kol kola geziyor. Sohbet ediyorlar... Davul zurna eşliğinde halay çekiyorlar.
Bugün Ankara'da buna bir gazeteci olarak şahit olduk.
Ankaragücü ve Bursaspor taraftarları maçtan önce koyu sohbetteler. Ankaragücü taraftarı konuklarını saha dışında en iyi şekilde ağırlamak için elinden geleni yapıyor.
Bursasporlular ise takımlarına fazla inanmıyor. Ama sanki dostlarının galibiyetini görmek için gelmişler havasındalar.
19 Mayıs Stadı'nın zemini değil ama tribünleri bir harika... Tribünler tamamen dolmasa da Ankara için kalabalık bir maç...
Karşılıklı tezühüratlar, 6. dakikada Ankaragücü, 16. dakikada Bursaspor lehine bağıran tribünler.
Futbolcular mücadele de sertler ama centilmenlikten taviz vermiyorlar. Bu hakemin de işini kolaylaştırıyor. Belki de nadir kartlarını kullanmadığı maçlarından birini yönetiyor.
Ankaragücü gol atıyor... Bursaspor taraftarı Ankaragücü, Ankaragücü taraftarı da Bursaspor lehine tezahürat yapıyor.
Maç sonunda Bursaspor taraftarı Ankaragücü futbolcularından Bursaspor'a mal olmuş timsah yürüyüşü yapmasını istiyor.
Maç bitiyor. Dostluklar pekişiyor. Gelecek maç için sözleşiyorlar ve ayrılıyorlar.
Aslında her maçın bu atmosferde oynandığını düşünün... Küfürün, kavganın olmadığı futbolun daha çok izleyici bulacağı kesin...
Ama ne hikmetse hep kavga ediyoruz. Kötü tezahürat ile tribünleri gün geçtikce seyreltiyoruz.
Benim tercihim bu tür maçlardan yana... 30 yılı geçen meslek yaşamımda bende iz bırakan maçlardan biriydi.
Gelecek haftaya kadar bu anılarla güzel bir hafta geçireceğim. Ama gelecek hafta yine stadlarda küfür, gazetelerde kavga haberi, televizyonlarda hakeme düşman gibi saldıran futbolcular ve teknik adamlar göreceğim...
Böyle gelmiş böyle gitmez ama bugünkü atmosferi tüm maçlarda yaşamak için daha çok beklememiz gerekecek.