Olayın siyasi kısımlarını, Melih Gökçek’in siyasi bir figür olmasını geçiyorum.
Başka bir şey anlatmaya çalışıyorum ben. Mesele Ankara’da 4 dönemdir Belediye Başkanlığı yapan ve sporu çok sevdiği söylenen Melih Gökçek ve Ankara’da futbolun hali.
Ankara’dan, spordan, futboldan nefret eden bir insan bu şehrin futboluna bu kadar zarar veremezdi. Verdi. Vermeye de devam ediyor.
Nereden başlamalı.
Kurtarıcı olarak başına geçtiği Hacettepespor’un yaşadıklarını hatırlayanınız var mı? Ne oldu o Hacettepe’ye? 1 gecede Keçiörengücü’ne çeviriverdi. 1 tarih 1 gecede yok edildi. Devşirme Keçiörengücü’nde ne yaptı? Ankara’nın otoparklarının büyük kısmının gelirini oraya bağlamasına rağmen 3.ligden yukarı çıkamadı. 3.Lig’i geçtim, 2. Lig hatta 1. Lig’de Keçiörengücü kadar geliri olan kulüp var mı? Neden 3. Ligden çıkmıyor ya da çıkamıyor? Yoksa özellikle çıkarılmıyor mu?
Belediyenin Ankaraspor’u birden Ankaraspor A.Ş’ye çevrildi. Nasıl çevrildi, neden çevrildi bilen yok. Belediyelerin profesyonel spor yapamaması konusunun hikâye olduğunu İstanbul Büyükşehir Belediyespor gayet güzel gösteriyor. Mesele takımı yönetmek ise İstanbul Belediye Başkanı hiçbir kaynak aktarmadan bu işi beceriyor. Devretmek takıma sahip olmak için bir yol ise ona bir şey diyemeyeceğim. Kötü niyetli düşünmeyelim ama bu şehrin belediyesine ait bir takımını bile birilerine satmak ya da vermek Ankara futboluna verilmiş bir zarar değil mi? Bunun bir cevabı olmalı. Üstelik olabildiğince kötü yönetildi. Ankaragücü ile birleşme olursa aradaki organik bağ başınıza iş açar diye sayısız yazı arşivlerde duruyor. Dinlenmedi. Federasyon kararı ile lisansı elinden alındı. Seneye nerede oynayacağı bile belli değil.
Sahi mecliste bir milletvekili Ankara’nın harfiyat işlerinin bu şirkete ne kadara verildiğini sormuştu? Gelen cevabı ben hatırlamıyorum. Bilen varsa söyleyiversin… Amaçta futboldan başka şeyler mi acaba?
Bitmedi. Cemal Aydın ile kavgası yüzünden 100 yıllık bir çınarı ne hallere düşürdü. Borç batağına soktu, bıraktı. Genel Kurulda usulsüzlüğü yapan, mahkemeye taşıyan Cemal Aydın ve ekibi, cezasını çeken Ankaragücü oldu. 22 milyon borçla devralınan bir kulüp 104 milyon borçla bırakıldı, gidildi. Kazığı atan Cemal Aydın ise niye intikamını ondan alınmadı? Cemal Aydın’ın suyu mu kesildi? İşyerinin önünde iş makinaları mı durmadan çalıştı? Yok. Kavgayı ikisi etti, olan Ankaragücü’ne oldu. Şehrini, futbolu seven kimin Ankaragücü’nün düşürüldüğü şu durumdan canı acımaz. Kahrolmaz.
Devam ediyoruz.
Ankaralının parası ile yapılan Dünyanın en büyük 2. Spor kompleksi diye duyurulan Saray Tesisleri ne oldu? Mahmut Özgener ve Aziz Yıldırım ile kavga edip MİT’e verildi. Bunu ben demiyorum. Kendisi diyor. BUYRUN GÖRÜNTÜLERİ. Kendiniz izleyin. Canınız acımayacak mı?
Bir allahın kulu çıkıp "Fenerbahçe’nin İncek’te yaptığı tesis için arazi ayarladın, açılışında gittin, kurdeleyi kestin. Fenerbahçe’yi Ankara’da tesis sahibi ettin. Fenerbahçe Başkanı ile kavgası nedeni ile Ankara’nın en büyük tesislerini ellerinle imha ettin."demedi. Bu nasıl bir mantıktır. Çözebildiniz mi?
Melih Gökçek buna nasıl bir mantıklı açıklama getirebilir?
Bitmedi…
Batıkent’te ASKİ Stadınının olduğu yerde çocukluğu geçenlere bir selam göndereyim. Onların çocuklarının artık orada top oynamaları için önce profesyonel olması, Polatlı Bugsaş’a ya da Ankaraspor’a transfer olması lazım. Mahalleli kendi sahasında artık mahalleli top oynayamıyor ama Belediye Başkanımız sürekli mahalleliye top dağıtıyor. Bunu da var mı mantıklı bir açıklaması acaba?
Ankaraspor’un küme düşürülmesi konusunda kavgasını Ankara üzerinden sürdüren Melih Gökçek, 20 yaş altı Dünya Futbol Şampiyonluğuna ev sahipliği yapacak şehirlerden biri olmak için gerekli başvuruyu yapmıyor. Açıklaması evlere şenlik ““Federasyona hiç güvenmiyorum. Her işi ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Eğer istifa ederlerse garanti mektubunu hemen veririm” Kavga Ankaraspor’un cezayı çeken o maçları canlı seyredemeyecek olan Ankara’lı futbolseverler. Neyse Melih Gökçek çok geç olmadan yüreklere su serpecek bir açıklama daha yapıyor. “Maçları zaten televizyon verecek.” Güler misin? Ağlar mısın?
Ankara’da şehrin içindeki iki stadında da yaptıkları ise “Artık yeter!” dedirtiyor. Biri 19 Mayıs Stadyumu diğeri Cebeci İnönü Stadyumu. İnönü Stadyumu yıkılıyor AVM yapılıyor. İstanbul’da İnönü Stadyumunu yenilemek için seferber olanlar iş Ankara olunca en kestirme çözümü AVM ve otopark yapmakta buluyor. Ne belediye başkanı sahip çıkıyor ne vali ne de adını bile bilmediğimiz milletvekilleri. En büyük spor tesislerinden biri daha envanterden siliniyor. Göz göre göre. Kimseden bir tepki gelmeden.
Belediyelerin halkın spor yapması için tesis üretmesi mi gerekiyor yoksa uygun alışveriş merkezleri ve otoparklar için mi yer üretmesi gerekiyor? Bu sorunun cevabını geçtiğimiz aylarda aslında Spor Bakanı Suat Kılıç da söyledi. “Suat Kılıç’tan Melih Gökçek’e taş” başlığı ile gazetelerde çıkan haberde Suat Kılıç Spor Tesisi yapmak için arsa üretmesini talep etmiş ve başladığın projeleri bitir uyarısında bulunmuştu.
STADIN ETİMESGUT'A YAPILMASININ TEK SORUMLUSU MELİH GÖKÇEKTİR
Sporu çok seven Melih Gökçek’in Ankara Futboluna verdiği zararların en büyüğü ise geliyor. Son 5 yıl içinde Melih Gökçek’in 19 Mayıs Stadyumu için yaptığı açıklamaları derlesek kitap olur. “Aynı yere yapacağız”, “40 bin kişilik yapacağız” “50 bin kişilik yapacağız” “Aynı yere stadı yapıp altına alışveriş merkezi yapıp gelirlerini profesyonel takımlara aktaracağız”, “Stat yıkıldı yıkılacak. Can güvenliği yok hemen yapmak zorundayız.” derken birden Melih Gökçek stadı Etimesgut’a taşınması için tutturmaya başladı. Spor Bakanı ısrarla aynı yere yapılması gerektiğini söylerken birden futbolu çok seven! Belediye Başkanımızın söylediklerini dinledi ve Etimesgut’a yapılacağını açıklamaya başladı.
Çok açık ve net. Stadın Etimesgut’a yapılması bu bu şehrin sporuna vurulabilecek en ağır darbedir. Ortalama 7-8 bin kişiye oynayan, taş çatlasa 15 bin kişiyi bir arada gören Ankara 19 Mayıs Stadını şehrin dışına alıp 40 bin kişilik yapmanın hiçbir mantıklı, elle tutulur yanı yok. Üstelik 19 Mayıs Stadyumundan boşalacak yere AVM yapılmasının düşünülmesi ise gelişmeleri kötü niyet ile bile yorumlatabiliyor.
Bu kadarını bu şehir artık kaldıramıyor. “Ankara’dan şampiyon çıkaracağız” parolası ile belediyeye iş yapan iş adamlarının desteği ile 100 milyon liralar aktardığını söylediği Ankara futboluna en büyük başarı olarak “Saray Kupası Şampiyonluğu” getirebilen Melih Gökçek'e sesleniyorum. Yeter artık. Fayda vermenizi geçtik. Spor camiasında birilerinden alacağınız intikam kalmadı ise lütfen 19 Mayıs Stadyumunu yok etme ile uğraşmayın.
Ankaragücü taraftarının 19 Mayıs stadında can acısı ile siz ve oğlunuz için söylediklerini o stadı ortadan kaldırarak yok edemezsiniz çünkü....