2011-12 sezonunda Gençlerbirliği’nin başına gelen Fuat Çapa, 4 hafta sonra deplasmanda oynayacağımız Elazığspor maçında, Kırmızı-Siyahlılarla 72. maçına çıkacak. Bu rakamla birlikte Çapa, profesyonel futbol liginin başladığı 1959′dan bugüne kadar Kırmızı-Siyahlılarda “en uzun süreli çalışan” 5. teknik adam unvanını elde edecek. Bununla da kalmayıp sezonun son maçında 4. ve gelecek sezon çalışmaya devam ederse 8. maçında, “Gençlerbirliği’nde en uzun süreli çalışan” 3. teknik adam olacak.
Bu rakamlar, çoğu taraftar ve futbolsever için hiçbir şey ifade etmiyor olabilir. Ama aslında bu rakamlar bizlere, Gençlerbirliği ile ilgili çok önemli ipuçları veriyorlar.
Bir futbol kulübünün son 55 sezonunda, 2 ve daha fazla sezon, aralıksız olarak görev alan teknik direktör sayısı sadece 4 ise, bunun adı sistemsizlik ve istikrarsızlıktır. Çünkü ülkemizdeki futbol kulüpleri, tam anlamıyla kurumsallaşamadığı ve/veya tam bir sistem kuramadığından, her teknik adam değişimi, aynı zamanda takım kadrosunun, yapılan transferlerin, oyun sisteminin, altyapıya bakış açısının kısmen ya da tamamen değişmesi anlamı taşır.
Son 30 sezonda Gençlerbirliği’nde görev alan teknik direktör sayısı 43. Bu da, her 2 yılda, ortalama 3 teknik adamın görev aldığını gösteriyor. Kısacası, her 2 yılda, ortalama olarak 3 kez, tüm kurulan/kurulmaya çalışılan kısa/orta-uzun vadeli sistemin yıkılması ve yeniden temellerin atılması demek.
Bu rakamlar ışığında, atılan her yeni temelin ne kadar gelecek vadettiğini sanırım daha iyi görebiliyoruz!
Gençlerbirliği Spor Kulübü
Gençlerbirliği Spor Kulübü’nü Türkiye’deki diğer futbol kulüpleriyle karşılaştırınca, karşınıza oldukça farklı bir manzara çıkıyor. Çünkü Kırmızı-Siyahlıların en önemli iki koltuğunda, çok uzun süredir aynı isimler oturuyor. Kulüp Başkanlığını 35 yıldır İlhan Cavcav ve Kulüp Genel Menajerliğini (2 kere kısa süreli ayrılığa rağmen) 20 yıldır Cem Onuk yürütüyor. Bu da, Gençlerbirliği Kulübü’nde bir futbol sistem kurmanın, genelde kısa dönemli yönetimlerle çalışan diğer Türk kulüplerine göre daha kolay olduğu izlenimini yaratıyor. Fakat Gençlerbirliği’nin 3 numaralı koltuğunda oturan teknik direktörlerle ilgili olarak yukarıda verdiğim rakamlar, ne yazık ki bu izlenimi yerle bir etmeye yetiyor.
Fuat Çapa
UEFA Pro Lisansına sahip ilk Türk teknik direktör olan ve 4 yabancı dil bilen Fuat Çapa ile birlikte 26 Kasım 2011 tarihinde NTVspor’da yayınlananYenilsen de Yensen de programına katılmıştım. Bu yayından 3 gün sonra Çapa’nın bahsettiklerini “Fuat Çapa, Sistem ve İstikrar” başlıklı bir yazıda kaleme almıştım.
Geçenlerde kendisiyle bir kere daha görüşme şansım oldu. Çapa, daha öncekilerde olduğu gibi yine “aynı” şeylerden bahsetti. Kısa vadede yapılanların ardından kazanılacak başarıların saman alevi gibi olduğunu, oysa her kulübün gelirlerinden, transferlere, yabancı futbolculardan, altyapıya, oynayacağı oyun sisteminden, hedeflerine kadar her şeyin belirli bir sistem dahilinde, istikrarlı bir şekilde, orta-uzun vadede planlanmasını ve sürekli olarak kontrol edilerek geliştirilmesi gerektiğini anlattı. Avrupa’dan örnekler verdi ve “Amerikayı bir kere daha keşfetmeye ne gerek var?” diye sordu. Sonra da, bu tarz bir sistem kurmanın teknik direktörü değil, kulübü güçlendirdiğini ve daimi kıldığını altını çizerek söyledi.
Geçen sezon “kesin düşer” denilen Gençlerbirliği’nde yer alan tüm futbolcuların sahada birbirlerinin eksiklerini kapatarak, takım oyunu oynadığını ve herkesin ilgisini çektiğini söyleyen Çapa, bu sezon bazı futbolcuların geçen sezona göre negatif olarak göze batmasının, aslında izleyicilerdeki beklentinin artmasıyla orantılı olduğunu söyledi. Tabi bunun yanında geçen sezon birbirlerini tamamlayan bazı futbolcuların sezon sonunda başka takımlara transfer olduğundan diğer futbolcunun “eksik” kaldığını ve bu sezon göze battığını anlattı. Ve bir kere Gençlerbirliği’nin ayakları yere basacak bir şekilde büyümesi için kendisine örnek alacağı takımların Arsenal ya da Borussia Dortmund olduğunu dile getirdi.
Fuat Çapa ile 2011′den bugüne kadar 4. kez muhabbet etme şansım oldu. Hepsinde sürekli olarak sistemden, istikrardan, uzun vadeli ve bol basamaklı planlardan bahsetti. Aslında bu bile etrafında onu anlayanların ne kadar az olduğunu ve sistem kurma sürecinin/çabasının ne kadar zor/yavaş ilerlediğinin bir göstergesi.
Oysa güçlü, daimi ve sportif başarılarla dolu bir futbol kulübü yaratmak istiyorsanız tuğlaları birer birer ve planlı bir şekilde dizmelisiniz, bu kadar basit!
Ayrıca, bugüne kadar, her 2 sezon ortalama 3 farklı ustabaşıyla çalışarak, düzgün bir duvar öremediğimizi görmemiz için ve düzgün, kalıcı bir duvar örmek için ustabaşına %100 güvenip, destek vermemiz gerektiğini anlamamız için kaç sezon daha heba etmemiz gerekiyor?
Teknik Direktör listesinin tamamına ve en güncelinehttp://www.gencler.org/tdkarne.php adresinden ulaşabilirsiniz.