Bir iş yaptın hem bizi gerdin, hem kendini yordun.
Ne yaptığının arkasında durabildin, ne de krizi yönetebildin. Sen ne kadar olayları kişiselleştirip, kendine yapıldığını düşündüğün saldırıyı püskürtmek için yeni hataları yapmaya devam etsen de ben yaptıklarını sana göstermeye devam edeyim.
5 gündür sevgilisinden mektup bekleyen aşıklar gibi mail kutumu açtım, kulüpten gelecek haber mailini bekliyorum. İlk günlerde mailimde problem var zannettim. Şüphelensem bile üstüne atmadım. Daha sonra bir mail giden bir arkadaşla karşılaştırdım ki listeden çıkarılmışız. Çok kırıldım.
Yanlış anlama ama bu yaptığın hareket çok çocukça. Yapılan bir işlemin geçerliliği olur. Ne oldu şimdi. O mailler gelmedi diye biz haber mi girmeyeceğiz? Neye yaradı yaptığın iş? Ben 4 sene boyunca o kulübün kapısından içeri girmedim, bir tane mail gelmedi. Yokluğunu hissetmedim bile emin ol. Yine gireceğim tabii ki. Senin anlamadığın şu. Sen bu davranışın ile Klasspor’a ya da bana bir ceza vermiyorsun. Kendine veriyorsun. Sen yurtdışında olduğun günlerde kulüp ile ilgili haberleri nereden okuyordun? Hatırlatayım istersen. Benim haber yazdığım yerlerden. Alkaralar’dan, Klasspor’dan. Çevrendeki kişilere bir sorsana. Gençlerbirliği haberlerini nereden okuyorlarmış? Ya da sen? Klasspor’a günde kaç kere giriyorsun? Sen bu iş ile cezayı kendine verdin, taraftarlara verdin, spor kamuoyuna verdin. İnsanların Gençlerbirliği ile ilgili haber alma özgürlüğü basın sözcüsü olarak ellerinden almayı denedin. Taraftar sayfalarını kapattırıp herkesin Kulüp resmi sayfasına girmesini beklemen gibi biz haber girmeyince herkes haberi kulüp sayfasında mı alır diye düşündün? Senin kafa yapın, düşündüğün değerler ile yaptığın icraatlar arasındaki uçurumun farkında mısın? Biraz çağrışım yaptırayım sana. Genelkurmay’daki Andıç olayı ile senin yaptığın arasında ne fark var örneğin? Hiç düşündün mü? Sırada ne var? Tesislere girişimi mi yasaklatacaksın? Göndereyim mi sana yakışıklı bir fotoğrafımı. Bu mudur olay?
O benim sana çok sert gelen köşe yazımdan çıkaracağın hiçbir dersi çıkaramadın. Ben sana “Senin işin basın sözcülüğü. İşini yap dedim” aslında. Sana bir ipucu vereyim. O kulübün mail listesini bir açıp baksana. Mail kimlere gidiyor? Sen o listedeki kişilerle en son ne zaman görüştün? Ya da ne kadarı ile tanışıklığın var. Eğer Gençlerbirliği’nde bir şey olduğu zaman bir çok gazeteci hala beni arayıp bilgi soruyorsa burada suçu kendinde araman lazım. Tepeden bakarak medyada Gençlerbirliği haberinin daha fazla çıkmasını sağlayamazsın.
Önceki köşe yazımın sonunda “Hele hele taraftarı susturmak için herkesin sevdiği insanları araya sokması ise komediden öte bir şey değil.” Sözüme çok alınmışsın. Talebin senden geldiğini düşündüğüm için hatalı yazmışım. Buradan bunu düzeltmiş olayım. Ama sen o yazının geri kalanın da kendi yaptığın hataları düzeltmek için ne yapacaksın?
Hakkında yazılanları kişiselleştirmen gerekecek bir durum yok. Sana olan tepki eski klasik tip yöneticilerden daha sert olmasının nedeni senin o göreve geldiğinden sonra kurulan hayallerin büyüklüğünden kaynaklı. Emin ol bir çok yönetici için böyle uzun yazıları kaleme bile almazdım. Göreve başlar başlamaz basına verilen yemeğin listesinden benim adımı çıkarma terbiyesizliğine bile ses etmedim. Mesele benim yemeğe gelmem, bana maillerin gelmesi değil. Mesele senin sorunları çözme tarzındaki arıza. Facebook sayfaları hoşuna gitmedi kapattır, Medyada eleştiri var haber gönderme, taraftar tepki göstersin susturmaya çalış. İki gün sonra tribünlerden bir istifa çağrısı gelse kolluk kuvvetlerini, özel güvenliği taraftarın üzerine mi salacaksın? Yoksa bir daha maça girmelerini mi engelleyeceksin? Ankaragücü’nde, Gençlerbirliği’nde yüzlerce yönetici ile tanıştım, muhabbetim oldu, çok sert eleştiriler yazdım ama senin yaptığını emin ol kimse denemedi. Mesleki kariyer, eserlerin ile şimdiye kadar kafamda kurguladığım Hakan Kaynar ile yöneticiliğindeki Hakan Kaynar bir türlü uyuşmadı. Yaptıklarını yöneticiliğinin “Ergen”liğine bağlıyorum. Umarım bu yazılan, çizilenlerden bir ders çıkarırsın.
İşlerimi rahatlatır rahatlatmaz ilk antrenmana geldiğimde görüşmek üzere…
Kendine iyi bak…