Takımın sezon başından beri seyirlik bir futbol oynamadığı, ancak hem ligde puanların dengeli dağılması sebebiyle alt sıralarda takılı kalınmaması hem de sonuç bağlamında iyi olmasa da kötü de denemeyecek bir standart tutturulması nedeniyle -ilk devrenin son dönemi hariç, ki o dönem de sonuçların aleyhte bir seyir izlemesi nedeniyle peydah olmuştu- Fuat Hoca'ya yönelik ağır bir eleştiri gelmemişti. Fakat son dönemde zaten ortalarda gözükmeyen futbolun üzerine bir de üst üste alınan iki mağlubiyet eklenince, takımla ilgili hemen hemen tüm sorunların en büyük kaynağı olan İlhan Cavcav'ın, hocadan Jimmy'ye, Jimmy'den Vleminckx'e -ki insanın "Vleminckx'e üç haftadır ortalarda yok" demesi için ya kötü niyetli olması ya da izlediğinden bir anlam çıkaramıyor olması gerekir- uzanan tehditvari ve son derece sevimsiz açıklamasına tanık olduk. Kuvvetle muhtemel Fuat Çapa da soğuk nefesi ensesinde ilk defa bu kadar net hissetti.
Böylesine baskı altındayken Fuat Hoca'dan sağ kanat savunuculuğunu Serkan Kurtuluş'a vermesi, Cem Can'ı Özgür'ün yanına çekmesi ve bu ikiliyi önlerinde oynayan Petroviç'le tamamlayacak bir seçim yapması yönünde endişelerim vardı, ancak hem orta saha ikilisinde top kullanabilen Petroviç'i değerlendirmesi hem de Tomiç'in dahliyle Jimmy'nin kendi bölgesinde oynaması gibi olumlu hamlelerle bezenmiş bir ekiple yer aldık sahada. Jimmy'nin forvet arkası, Zec'in sol kanatta oynadığı şablonda her iki oyuncumuz da orjinleri dışında mevkilerde görevlendiriliyorlar ve bu oyuncuların bu mevkilerin gereklerini sağlayacak nitelikleri bünyelerinde barındırmaması nedeniyle her iki bölgeden aldığımız verim de dramatik bir noksanlık gösteriyor. Jimmy'nin adam geçme özelliğinin orta saha kalabalığında imkansızlaştığı ve aynı nedenle yaratıcılık niteliğinin sergilenemediği bir durumla karşılaşılıyor . Zec ise ceza sahasına yaklaştıkça verimi yükselen, gol vuruşuna sahip "poacher" tipi forvet ile kısa alanda çabuk hızlanabilen sprinter forvet karışımı bir golcü. Dolayısıyla Zec'in bu formasyon içinde kazanabileceği rol, 4-4-2'ye dönüldüğünde yanındaki pivot forvete -Vleminckx olur, Lekiç olur- eklemlenecek ikinci bir santrfor veya öne geçilecek maçlarda kullanılacak bir kontratak silahından ötesine taşıyamıyor.
Petroviç'in topsuz oyunda insanı ifrit eden gamsız halleri, konu toplu oyun olunca soğukkanlılık niteliğine dönüşüyor ve zaten her pası çıkartacak muktedirliğe sahip ayaklarıyla tüm takımın limitlerini arttırıcı bir misyon üstlenebiliyor. Dün hem onun oyunumuzu belirleyen paslarındaki hüneri hem de Tomiç'in enerjik yapısıyla yeri geldiğinde Hurşut'la yeri geldiğinde Jimmy'yle kurduğu ortaklıklar neticesinde, belki topun kontrolüne tamamıyla hakim olamadık, ancak orta sahamızdaki bu iki oyuncu sayesinde topu rakibe oranla daha iyi kullanan takım olmayı başardık. Maçın erken dakikalarında takımın en güvenilir isimlerinden Aykut ve Kulusiç'te dahi ortaya çıkan panik halini de Vleminckx'in gölüyle bertaraf ettikten sonra özgüveni artan, özgüveni arttıkça da pozitif oynamayı becerebilen bir Gençlerbirliği'ne tanık olduk. Değinmeden geçmek haksızlık olur, Özgür'ün performansı her hafta daha da keyif verir hale geliyor. Geçen seneye nazaran oyunundaki sertlik dozajını arttırması ve top ayağındayken daha sakin hareket edebilmesi sayesinde, zaten Aykut ve Kulusiç'le müthiş bir ikiliye sahip olan savunma merkezimiz Özgür'ün bu artan performansıyla daha da iç ferahlatır hale bürünüyor.
Siyasal Bilgiler Fakültesi hocalarından Ayhan Yalçınkaya bir keresinde "Başkasının anasına küfretmeden önce kendi ananıza küfredeceksiniz" minvalinde bir öğütte bulunmuştu. Hafta arasında çıkıp herkesi kalaylayan İlhan Cavcav oturup, son on yılda yaptığı hataların özeleştirisini veremedikten sonra Fuat Hoca'ya yapacağı her eleştiri anlamsız ve absürt kaçıyor. Fuat Hoca pek çok eyleminden ötürü eleştiriyi hakediyor olabilir, ancak, Fuat Hoca'nın bahsedilen eylemlerini belirleyen birincil dinamik de çoğu zaman bu kulübün yapısı, dolayısıyla İlhan Cavcav'ın ta kendisi oluyor.