Ankaragücü'nde kararlar bir türlü net olarak verilemiyor...
2 hafta önce Hakan Kutlu istifa etti. Yönetim kabul etmedi. Kutlu bir hafta daha devam etti ve sonra yeniden istifa etti.
Hafta içinde yönetim bir türlü teknik adam için karar veremedi. Hikmet Karaman, Ünal Karaman ve Güvenç Kurtar için "Anlaşma sağlandı... Antrenmana çıkacak.. Öğleden sonra eşorman giyecek" söylentileri ile 3 gün geçti. Sonunda Ünal Karaman'da karar kılındı.
Son bomba ise Cemal Aydın'ın basın toplantısıydı. Aydın'ın istifa edeceği en yakınlarının ağzından herkese duyuruldu. Hatta toplantıdan 30 dakika önce "istifa edecek mi" soruma Aydın'ın en yakınlarından biri "Evet" yanıtını verdi.
Sonrası mı? Tam bir fluluk... Aydın istifa etmedi. "Devrede bırakacak" anlamına gelen şeyler söyledi. Yani önü açık konuştu. Yine net olmadı...
Takımın başında iki gün antrenmana çıkan Ünal Karaman da net değildi. Takım hakkında tam bir karara varamamış olacak ki yalnış tercihlerle takımı yaktı.
Tolga, Burak ve İglesias-Mehmet Yılmaz ikililerinde yaptığı yanlış yenilgiyi hazırladı.
İkinci yarıda İglesias ve Mehmet Yılmaz'ı oyundan alınca oyunun hakimiyetini de el geçirdi. İiki uzun yerine hareketli iki santraforla oynayınca pozisyon bulmakta zorlanmadı.
Ben ikinci yarıdaki Ankaragücü'nden umutluyum. Ama Ünal Kahraman defans kurgusunda mutlaka değişiklik yapmalı. Tolga çok aksıyor. Burak ise sadece hava toplarında var. Çabuk ve geriyi çekip çevirecek De Santos sıkıntıya çare olabilir.
Son fluluk ise Ankaragücü taraftarındaydı. Önce takımı desteklediler. 2. golden sonra yönetimi ve takımı protesto ettiler.
Maç sonunda yine hedeflerinde yönetim vardı. Ama esas düşüncelerini ne hikmetse ortaya dökmediler gibi geliyor bana...