Ankaragücü’nde sürekli ciddi gelişmeler yaşansa da somut olarak henüz elde bir şey yok.
Mehmet Yiğiner’in elini cebine attığı, harçlık dağıttığı, masrafları karşıladığı haberlerini her gün bir yerlerde görmemize rağmen bunun doğru olduğuna dair net bir işaret ortada yok.
Üyelik giriş aidatlarından ve futbolcu satışlarından gelen parayı birilerinin kulübe bağışı imiş gibi göstermekte açıkçası bana hiç hoş gelmiyor. Yiğiner üyelik aidatları dışında şu ana kadar kulübe ne kadar bir para aktardığını bence açıklamalı.
Yaşanan süreçte bir çok aksaklık olduğunu, Yiğiner’in adaylığını açıklamamasının garip geldiğini geçtiğimiz hafta kaleme almıştım. Değişen tek şey 4 Ocak geçmesine rağmen Yiğiner’in hala adaylığını açıklamaması oldu.
Kral öldü yaşasın yeni Kral..
Yıllardır Ankaragücü’nde Cemal Aydın’ın delege hakimiyetinden dert yanıldı. Cemal Aydın’ın kulübü kendi krallığı gibi yönetmesini sağlayan bu tüzüğün değişmesi Ankaragücü için tartışılmaz bir milattır. Ancak Ankaragücü’nde yıllardır üye olmanın zor olmasından dert yanan taraftarlar yeterli ilgili kulüplerine gösteremedi. Üye olan taraftar sayısı yok denecek kadar az. En azından kulüp yönetiminde hakimiyet sağlama şansları yok. Bu konuda en çok açıklama yapan bir grup bile kulüp başkanı ile senetli, taksitli pazarlıklar içine girip sonucunda da ancak 9-10 tane üye yapabildiler. Taraftarın üye hâkimiyetini eline almaması Ankaragücü’nün geleceği açısından hiç hoş bir manzara oluşturmuyor. İlerde yaşanacaklara da taraftarın bu ilgisizliği neden olabilir.
Ankaragücü’nün yeni üye yapısından biraz bahsedeyim. Yaklaşık 300 üye yapan Yiğiner şu an kulüp yönetimini en belirleyici kişi olarak görünüyor. Yiğiner’den sonra en çok üyeye ise Atilla Süslü sahip. Atilla Süslü de kulübe 200’e yakın üye yapmış. Bu süreçte kulübe 100 küsür taraftar üyelik için başvurmuş. Cemal Aydın’ın kulüpteki delege gücünün ise 150 kişiyi aşmadığı biliniyor.
150 delegel ile kulübü yöneten Cemal Aydın’ın Onursal Başkanlıktan alınması krallığın el değiştirdiğini de gösterecek. Artık şunu bilelim. Ankaragücü’nde Mehmet Yiğiner ve Atilla Süslü’den icazet almayan kimsenin artık başkan olabilmesi söz konusu değil. Biraz sert olacak ama olaylara dışardan bakıldığı zaman görünen manzara şu. “500 bin TL’ye Ankaragücü satıldı.” Şu saatte sonra onlar ne derse kulüpte o olur. Aday olmasalar bile onların desteklemediği hiç kimse yönetime talip olamaz. Durum bu kadar net.
Bu güce sahip Yiğiner ve Süslü’nün ellerine geçirdikleri bu güç sonrası kongreye 5 gün kala ne yapacaklarını artık açıklamaları şart. Transfer yasağı kalkacak mı kalkmayacak mı? Transfer yapılacak mı? Bu sezon için hedef ne? Yiğiner aday olacak mı? Yoksa Süslü kendi listesini oluşturup göreve devam edecek mi?
Hem kulüp yönetimini belirleyecek güce sahip olup hem de hala birileri izin verirse varım demek hiç hoş bir tutum değil. Melih Gökçek izin vermez ise yok iseniz neden bu kadar delegeyi yapıp kulüp hakimiyetini ele geçirdiniz? Bunun da bir açıklamasının olması lazım…
Melih Gökçek’e yalvartmaya mı çalışıyorlar?
Melih Gökçek twitter’dan bangır bangır benim Ankaragücü ile işim olmaz diyor iken, Yiğiner hem üye yapısını ele geçirip hem de “Melih Gökçek destek vermez ise yokum” diyor ise bundan benim anladığım çok net olur. Ankaragücü taraftarını Melih Gökçek’e yalvartmak istiyorlar. Ankaragücü için her şeyi yapmaya hazır gösterilen bir başkan adayının tek şartı Melih Gökçek’ten alacağı icazet ise taraftara el altından verilen mesaj bana göre şudur. “Melih Gökçek’e Ankaragücü’nü kurtarması için yalvarın.” Daha da net söyleyeyim. Yapılan iş üyelikleri eline geçirerek Cemal Aydın’dan intikamını alan Melih Gökçek’in bu sefer de tribünlerde aleyhlerine yapılan tezahüratların bir intikamını alma çalışması. Özür diletme, yalvartma. Şu an durum bu kadar net. Melih Gökçek Ankaragücü’nü kurtarmak istese 100 milyon TL gibi hayali rakamları kenara bırakır, kendi üyeliklerini yapıp Ahmet Gökçek’i tekrar kulübün başına getirirdi. Şu an bunu yapmasını engelleyecek hiçbir güçte yok üstelik…
Kongre sonrası Ankaragücü’nde ciddi bir değişiklik olmaz, transfer yasağı kalkmaz ise Melih Gökçek’in “Ankaragücü ölsün, bitsin” söylemleri sonrası son kurtuluş çaresi olan ara dönem de ziyan edilmiş olacak.
Umarım bunların hepsi birer komplo teorisinde kalır. Melih Gökçek kimseyi yalvartmadan Yİğiner’e desteğini verir, Ankaragücü devre arası transferler ile kendi toplayıp düzlüğe çıkar. Yiğiner’de Süslü de bu süreçten kahraman olarak çıkarlar.