Türk futbolunun duayen başkanı İlhan Cavcav son günlerde belki de 30 yılı aşan başkanlık döneminin en sıkıntılı günlerini yaşıyor.
Hem de ne sıkıntı... Aslında İlhan Cavcav 4 yıla yaklaşan süredir bir sıkıntı yaşıyordu.
Alternatif yönetimin varlığı bile ona sıkıntı veriyordu. 'Alternatif' kelimesinin kulüpte telefüz edilmesi bile yasaklanmıştı.
Alternatif yönetim ise düzeyli muhalefetinin karşılığını kulüp üyeliğinden atılarak ödemişti. Seçim süreci yaklaşınca Cavcav her zamanki gibi bir atak yapıp alternatif yönetimle barışma için hamleler yapmıştı.
Ama İlhan Cavcav bu kez içten vuruldu. Mali Asbaşkanı Şükrü Kızılot kulüp defterlerinin kendisine gösterilmesi için noterden ihtar çekerek Cavcav'ın tüm karizmasını çizen hareketi başlatmıştı.
Sürekli gazetecileri arayarak kulüpte yolsuzluk ve vergi kaçakcılığı yapıldığını ifade ediyordu.
Bu iddialar ilk önce bizim sitemizde ve son olarak da Hürriyet Gazetesi'nin her salı günü yayınlanan spor ekinde yer aldı. İddialar yenir yutulur gibi değildi.
Ama ne sayın Cavcav'dan ne de iddialarda adı geçen A.Kadir Aksoy ve şişman menajer Cem Onuk bu iddialara hiç cevap vermediler.
Sadece benim de içinde olduğum kişileri arkadaşlarımıza karalama yolunu seçtiler.
Şimdi gözler salı günü İlhan Cavcav'ın yapacağını söylediği basın toplantısına çevrildi.
Cavcav bakalım iddialara ne cevap verecek...
Şunu iyi biliyorum ki, İlhan Cavcav'ın bu duruma düşmesinin en büyük nedeni olan kişiler başkanlarını dolduracaklar ve "Başkan sen Türkiye'nin en büyük başkanısın. Çık ne derse de Türkiye sana inanır. Karşındakiler kim. Şükrü Kızılot kim oluyor. Maliye bile sana bir şey yapamaz" diyecek.
Başkan da çıkıp bunların hepsi yalan... Benim Gençlerbirliği'nin parasına ihtiyacım yok. Bunları söyleyenler benim gibi bir başkanı çekemiyor. Ölünceye kadar burdayım. Biz en düzgün çalışan kulübüz. Bazı hatalarımız olmuştur" falan diyecek...
Belki bir iki tane de belge gösterecek ve işten sıyrılmaya çalışacak...
Ben o basın toplantısında olmayacağım...
Ama kafama takılan sorular var... Onlara cevap verirse bundan sonra İlhan Cavcav hakkında en ufak bir yazı yazmayacağım...
İşte o sorular...
1- Hacettepe'nin Arnavutluk'tan aldığı 3 futbolcuyu Ankara'da 1 ay antrenman yaptıktan sonra izlemek için neden Arnavutluk'a gittiniz? İşiniz yoğundu da Ankara'da izleme vaktiniz olmadı mı? Bir de siz izlemeden futbolcu almazdınız... Ne oldu da bu kararınızdan vazgeçtiniz?
2-Gençlerbirliği ASAŞ, Gençlerbirliği'ne oyuncu yetiştirmek için kurulmadı mı?... Peki neden Gençlerbirliği'nin ödediği en yüksek bonservisini ödeyerek PAF takım oyuncunuz İlhan'ı aldınız? Yoksa "Pinakyo" lakaplı Hacettepe Başkanı Turgay Kalemci sizle çok iyi pazarlık mı yaptı sizinle?. şişman menajeriniz yoksa Brezilyada olduğu gibi menajerlerin kucağına mı düştü?
3-İddialarda adı geçen yöneticilerinizden biri nitelikli dolandırıcılık nedeniyle size şikayet edildi mi?. O yöneticiye kulübün yan kuruluşlardan birini nasıl emanet ettiniz?
4-Brezilya'da kulübü 1.5 milyon dolar zarar ettirecekken yakaladığınız şişman Menajeriniz Cem Onuk'u un fabrikanız da niye çalıştırmıyorsunuz?
5- Alternatif yönetimden Muzaffer Özbayrak sizin hatanız nedeniyle kulüpten ne kadar tazminat kazandı. Bunu kulüp mü yoksa kendi cebinizden mi ödeyeceksiniz? Yoksa sizi bu konuda yalnış yönlendirip kulübü zarar ettirenlerden mi tahsil edeceksiz. Maliye yeni bir ceza keserse o nu da mı kulüp ödeyecek.
6-Son olarak en önemlisini soralım. Mehmet Çakır'a Eskişehirspor 2 milyon Euro vermek teklifi varken, bedelsiz olarak Ankaraspor'a niye verdiniz. Konya yolundaki un fabrikanızın yerine iş merkezi yapılması için Büyükşehir Belediyesi'nden imar izni için olmasız.