Glasgow Rangers-Celtic veya Real Madrid-Barcelona rekabeti gibi artık bayan basketbolunda Galatasaray-Fenerbahçe mücadelesi...Neredeyse lig bu iki takımdan hangisinin şampiyon olacağı üzerine kurulu. Bayan basketbolunun bu iki lokomotifi Cumhurbaşkanlığı Kupası için Ankara'da kozlarını paylaştı. Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da iki takımın her kulvarda şampiyonluk için çekişeceği aşikar. Bu yüzden takımların bu karşılaşmayı bir 'mesaj maçı' olarak algıladığını gördük. Bu mesajı da sert bir şekilde veren taraf Fenerbahçe oldu.
Maça gelecek olursak; karşılaşma öncesinde iki takımın kadrolarını karşılaştırdığımızda Galatasaray için durumun hiç iç açıcı olmadığını görüyoruz. Özellikle Seimone Augustus ve Taurasi gibi oyunculardan sonra dışarıdan skor üretecek oyuncu eksikliğinin takımı düşük skorda tutacağı zaten apaçık ortadaydı (en azından Lindsay Whalen takıma katılana kadar), nitekim öyle de oldu. Kısa rotasyonunda çok çok az süre alan Yasemen Saylar ve Özge Yavaş sadece 36 dakika süre alan Işıl Alben'e yardım etmek,top getirmek için sahadaydılar desem sanırım abartmış olmam. Birde bu sorunun üzerine takımın yerli "yan parçaları" Şebnem Kimyacıoğlu ve Şaziye İvegin maçın içine bir türlü giremeyince zaten çok güçlü olan Fenerbahçe kısaları karşısında bozgun kaçınılmaz. Takımın mevcut iki yabancısı Ann Wauters ve Big Syl'in takıma kısa süre önce katılmaları oldukça sıkıntı yarattı.Özellikle önceki maçlarda neredeyse hiç dinlenmeden oynayıp Fenerbahçe potaaltını denize döken Fowles'ın çok az süre alması sarı kırmızılı ekibin son kalesini de yıktı. Bunlar yetmezmiş gibi birde takımın FELAKET yüzdeyle şut atması (Ann Wauters 13/2, Bahar 8/2, Işıl 14/4) ve ribaundlarda ezilmesi mağlubiyeti kaçınılmaz kıldı.
Fenerbahçe cephesinde gelirsek ; şampiyon için bu sene daha rahat geçeceğe beniyor.En büyük avantajları karşılarında her sene kimlik değiştiren Galatasaray!a oranla daha istikrarlı bir yapıları ve oyuncu topluluğuna sahip olması.Her ne kadar Nevriye'yi kaptırsalar da, birkaç senedir yaşadığı sakatlıklar ve ilerleyen yaşı sebiyle kendilerine ne kadar sıkıntı yaratacak, bekleyip göreceğiz.
Maça Galatasaray ile kafa kafaya başlayan Fenerbahçe basit top kayıpları ile sarı kırmızılı ekibin maça tutunmasını sağladı.Ancak 2. periyodun son kısmından itibaren top kayıplarını azaltan ve bunun üzerine ribaund üstünlüğünü ekleyen Fenerbahçe Esmaral'in de ekstra dış şut performansıyla son çeyreğe kadar geri dönmeye çalışan Galatasaray'a hançeri sapladı.Pondexter ve Angel'in Galatasaray'ın Işıl dışında aslında "olmayan" kısa rotasyonunu oldukça yıprattığını söyleyebiliriz.
Genel olarak böyle güzel bir maçın hafta içi olması ve Fenerbahçe tribünlerinden Işıl'a açılan çirkin pankart dışında güzel bir kupa gecesi yaşadığımızı söyleyebiliriz.
Bu sene Ligde,Türkiye Kupasında, belki de Euroleague'de karşı karşıya gelecek olan bu iki takımdan ilk yumruğu vuran Ankara'da Fenerbahçe oldu.Şu an bariz olarak Fenerbahçe üstünlüğü görülse de yabancı takviyeleri ve Nevriye'nin dönüşüyle Galatasaray tekrar toparlanacak ve bu iki takım bize yeniden keyifli derbiler izletecektir.