2 gün önce Bent Ahlat ile Rezaletgücü başlıklı bir haber yayınladık. Yorumlardan anladığımız bazı arkadaşlar hala konunun ciddiyeni anlayamamış. Biraz anlatmak istedim.
Ankaragücü’nün içinde bulunduğu durum ortada. Ciddi bir borç yükü altında ve transfer yapamıyor. Kulübün tek oyuncu çıkarabildiği yer altyapı. Talimatlara göre altyapıda 1 sene oynayan oyuncular ancak profesyonel lisans çıkarılıp A takımda forma giydirilebiliyor. Şu an 1.Lig’de Ankaragücü forması ile muhteşem bir mücadeleye imza atan futbolcuların büyük kısmı kulübün altyapısından yetişme. Kulübün öz çocukları yani.
Olaylara biraz gerçekçi bakıp önümüzdeki yıllarda da Ankaragücü’nün transfer yasağı sorunu ile uğraşacağını düşünürseniz altyapının ne kadar önemli olduğunu anlarsınız.
Eğer işi biraz biliyorsan Ankaragücü şu an zor durumda da olsa zamanıyla bu kulübün formasını giymiş futbolcuları seferber eder, önümüzdeki yıllarda Ankaragücü’nün oyuncu sıkıntısı çekmemesi için altyapıya oyuncu stoğu yaparsın. Hatta başta Gençlerbirliği olmak üzere diğer kulüplerle bu konuda çalışamalar yapıp profesyonel lisansı çıkmamış çocukları toplarsın.
Tabi amacın Ankaragücü’nün geleceğini kurtarmaksa...
Ankaragücü Başkanı Bent Ahlat ise bu durumu tersine çevirmek için elinden geleni yapıyor. Açıkça “Ankaragücü ölsün bitsin” diyenlerin ekmeğine yağ sürmek için özel çaba sarfediyor. Yakından ilgilenmeye çalıştığım bu konu ile ilgili yapılanları madde madde bir sıralamak istiyorum.
Göreve gelir gelmez yıllardır bu kulübün altyapısında çalışan hocaların büyük bölümü ile yollar ayrıldı. (Sözleşmeleri benden önce bitmişti diyebilir. Önceki yönetim sözleşmeleri yeni yönetim uzatsın diye imzamamış, hocaları bekletmişti.)
Sözleşmesini uzatmadığı hocaların yerine Gençlerbirliği’nden ayrılan hocalar getirildi. Altyapıda Gençlerbirliği kökenli, Ankaragücü kökenli hocalar diye kutuplaşma yaşandı.
Yaz kampında A takımı çalıştırmış, daha önce sayısız profesyonel takım çalıştırmışlığı olan Fuat hoca’yı U17 takımın başına getirirken, A2 takıma diploması yeterli olmayan, en son 2009 yılında Amatör lig takımlarından Gölbaşıspor’u çalıştırmış Mete Kahraman’I getirdi.
Gençlerbirliği’nden kendi getirdiği U15 takımı hocasına şu oyuncuyu oynat talimatı vermeyi denedi. Hoca kabul etmeyince görevine son verdi ama sözleşmesini fesh edemedi. Yerine hoca getiremediği için U15 ve U16 takımın hükmen mağlup olmasına neden oldu. Tarihi bir fiyaskoya imza attı.
A2 takımın Yenikent’te oynayacağı Ankaraspor maçına otobüs getiremedi.Oyunculara maça dolmuşla otobüsle, velilerin arabaları ile gitti. Sahaya doktorsuz çıktı. Daha da üzücü durum ise kendini susuz bırakanlardan su dilenir hale getirdi. Bu olayların onlarca şahidi, fotografı varken bir de utanmadan yandaş sitelerinde haberi yalanlattı.
Beştepedeki hoca ve personele az da olsa maaş dağıttı, Tandoğan’a dağıtmadı. Her gittiğinde yarın ertesi gün ödeyeceğim diye şeref sözü vermesine rağmen oradaki insanları kandırdı.
Bent Ahlat’ın hayatında kaybedecek birşeyi kalmamış olabilir. Bilemem. Ama Ankaragücü’nün hala kaybedecek çok şeyi var. Altını çizerek söylüyorum. Altyapı’ya eş dost yerleştirme çalışmaları bu kulübe en az Cemal Aydın ve Melih Gökçek’in verdiği kadar zarar verir. Bent Ahlat bu hatasının farkına varmalı ve A2 takımı diplomasız hocalarla çalıştırmayı sürdürmemeli. Hatasından bir an önce dönmezse bu Ankaragücü’ne hiyanete girer. Benden söylemesi....