Sahada her maçta olduğu gibi iyi mücadele eden, koşan ve inanan bir takım var. Taraftar tribünde yine yerini almış ve takımını yalnız bırakmamış. Güzel oyununu iki golle süslemiş ama tecrübesizlik nedeni ile yine kolay goller yemiş genç ve inanan bir Ankaragücü...
Buraya kadar her şey güzel, ama dört maçta hakem hataları ile puan kaybeden bu takım bugünde rezil bir hakem yönetimi sonucu puan kaybı yaşadı. Maç içinde Urfa’nın sertliğine izin verdiği yetmezmiş gibi tüm takdir haklarını da Urfa lehine kullanan bu hakem baktı ki olmuyor bir de penaltı uydurdu. Bu maça kadar verilmeyen penaltılarımız, yediğimiz faullü goller, aleyhimize verilen kırmızı kart ve penaltılar bıktırdı. Sanırım Türk futbol tarihinde ilk 5 haftada bir takımın aleyhine bu kadar çok hata olmamıştır. O zaman bu bir tesadüf değil, art niyet aramak lazım. Basiretsiz, bu genç çocuklara sahip çıkamayan ve kulis yapamayan bir kulüp yönetimi olunca hakemler çok rahatlamış görünüyorlar; yani nasılsa kimse hesap sormayacak, o zaman vur abalıya zihniyeti…
Süper ligden resmen devlet ve belediye kararı ile göz göre göre düşürülen bir takım… Sanırım hala Ankaragücü’nü sevmeyen ve intikam almak isteyen zihniyetin bu takımı tarihe gömme çabalarını destekleyen ya da bu zihniyetten korkan bir federasyon yönetimi… Bu nasıl bir intikamdır, nasıl bir adaletsizlik ve vicdansızlıktır anlamak mümkün değil… Hiç olmazsa para pul almayan bu genç çocuklara saygı duymalılar. Bu ülkede futbolu yönetenlere ve Ankaragücü’nü bu hale getiren sözde Ankaragücü sevdalılarına Ankara hayranı diye geçinip Ankara’yı yönetenlere yazıklar olsun, cezalarını Allah’tan bulsunlar!
Sırf kapris ve inat uğruna ve parasal menfaatler yüzünden, adalet sistemini de hiçe sayarak ve devleti yönetenlerin de görmezden gelerek ligden düşürülen bu takım eğer sırf Melih Gökçek istedi ve amatöre kadar düşecek diye bu sözü yerine getirmek için bu ligde oynatılıyorsa ve onursuz bir şekilde ve her hafta bilerek yenilgiye uğratılıyorsa rezil olmanın ve bu oyuna ortak olmanın hiç gereği yok. Takımı kendi isteği ile ve iradesi ile ligden çekmek ve bu acıyı her hafta yaşamamak en iyisidir.
Ankaragücü ne Melih beyin, ne bu kukla federasyonun ne de bu takımı yöneten basiretsiz yöneticilerin, hiç kimsenin oyuncağı olamaz! Bu takım şanlı bir maziye sahiptir; taraftarı ile duruşu ile örnek bir kulüptür. Bu şartlarda futbol oynayamadığımıza göre ve böyle rezil bir federasyon anlayışıyla sırf intikam için bu takım harcanıyorsa ligde olmuşsun olmamışın ne yazar! Biz bayrağımızı alır 3. ligde de amatörde de maçımıza gider destek veririz. Ama gerekirse çirkin bir futbol anlayışına sahip bu ortamda futbol oynamayabiliriz ve bayrağımızı odamıza asar, Ankaragücü sevgimizi kalbimize gömeriz.
Türkiye’de futbol oynanmıyor sadece masa oyunları oynanıp bazı insanların ihtirasları tatmin ediliyor. Şampiyonun ve düşenin daha lig başlamadan belli olduğu ve şike yaptığı kesinleşen takımların hala ligde oynadığı bir ülkede futboldan bahsedilemez!
Ankaragücü’nü bu hallere düşürenler cezalarını bir şekilde bulacaktır. Bu ülkede artık ne futbol seyredilir ne de futbol konuşulur. Bir belediye başkanı kendi şehrinin takımı için bu takım amatöre kadar gider diyorsa o şehirde bu adamların herhangi bir olumlu şey yapması da mümkün değildir. Federasyon başkanı hakeme üç maç dinlendirme verecek ve bu iş bitecek. Melih bey de sevincinden böbürlenecek. Ankaragücü yöneticileri hala koltuk kavgası yapacak ve Ankaralı iş adamları ile Ankara’yı yönetenler takıma sahip çıkmayacak, biz de seyirci kalıp takımın düşmesini bekleyip milleti zevkten dört köşe yapacağız.
Bu takım bu ülkede istenmiyor o yüzden en iyisi onurlu bir biçimde ligden çekilmektir, zaten çekilmesek bile onlar ipimizi çekmiş ve bizi şimdiden düşürmüşler. Bu kötülüğü yapanlar Allah’tan bulsunlar! Başka sözüm yok.