Uzun zamandır yazı yazmaya elim gitmedi. Uzun yıllar sonra kümeden düşünce -ya da düşürülünce demek daha doğru- hem futboldan hem Türkiye’nin adalet sisteminden hem yaşanılan çirkinliklerden soğudum.Tam kırk yılımı verdiğim ve nerede ise tamamını Türkiye 1.Ligi'nde seyrettiğim bu yüzyıllık güzide kulübe yapılan bu haksızlıktan sonra insanın hiçbir şey yazası da gelmiyor.
Fakat liglerin başlaması ile Ankaragücü'mü ve isimlerini bile bilmediğim onurlu,gururlu ve cesur gençleri seyredince keyfim yerine geldi ve inancım arttı. Halen daha takımın ilk onbirini tam sayamam, ama ilk dört haftayı seyredince bu ligin en genç, en hırslı, en tempolu ve en istekli takımının Ankaragücü olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriim.
İlk dört hafta sonunda bu ligin kalburüstü takımları ile oynamamıza rağmen, ilk maçta hakem hatası ve tecrübesizlikten daha sonraki maçlarda da tamamen hakem hatasından puanlarımız gitti. Manisa maçında maçın hakimi idik, ki bu Manisa ligin en pahalı takımı. Oynadığımız tüm maçlarda ezilmedik ve birçok gol pozisyonu bulduk. Göze zevk veren bir futbol oynadık ve herkesin takdirini kazandık. Alınan bu ilk puanla da bence cesaretimiz yerine geldi ve motivasyonumuz arttı. Sanırım önümüzdeki maçlarda puan ve puanlarla buluşacağız.
Bu sene bu genç ve istekli kadro ile amacımız ligde kalmak ve daha sonraki senelerde üst lige çıkmak olmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için tek ihtiyaç ise gerçek Ankaragücü taraftarının stadı full doldurmasıdır. Para için oynamayan bu çocukları motive edecek tek şey taraftar desteğidir. Bu sene de stadda bölünmüş bir taraftar görünümü veya boş kalmış tribünler izlenirse bu takımın sonunu Ankaragücü taraftarı hazırlamış olacaktır. Kendi adıma ne yeni yönetimden ne de eski yönetimdeki kaypak insanlardan bir fayda beklemiyorum. Bu takımı yine kendi iradesi ve gerçek taraftarı kurtaracaktır.
Ben bu genç ve özverili çocuklar ile Ankaragücü’ne yeniden başladım. Bu takım için, ruhumuz için, şehrimiz için bu çocuklara sahip çıkın tribünleri doldurun.