Ankara Valimiz Sayın Alaaddin Yüksel, Gençlerbirliği taraftarının Metin Kurt için açtığı “Sol Çizgi Boş Kalmayacak” pankartının kaldırılması konusunda gösterdiği tepkiye çok üzücü bir cevap vermiş.
Ankaralı futbolseverler, şehirlerinin takımlarına Valilerin destek vermemesine artık alıştı. Ankaragücü ile ilgili polemik konusu oluşturan birkaç olay olmasa en son kendisi ile ilgili ne zaman bir haber girdik hatırlamayacağız bile. Ancak bu sefer durum biraz farklı…
Vali bey bizim de yayınladığımız haberin yalan ve gerçeği yansıtmadığı için savcılığa şikâyet edileceğini bildirmiş. Valimiz Ankara'da olmadığına göre haberde bir yalanın olduğu doğru. Ancak bu yalan biz habercilere ait değil; kendi emrinde bulunan bir polisin, "Valinin talimatı" diyerek pankartı kaldırtmasında... Yani yalancı olan ne medya ne de taraftarlar... Yalanın kaynağı Sayın Vali’nin ismini kullanan polisten başkası değil. Vali bey yaptığı basın açıklamasında açılan pankartın siyasi olduğunu ve 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 14. maddesine aykırı olduğunu belirtmiş. Hayatı boyunca sol açık oynayan ve “Çizgi Metin” olarak anılan bir futbolcu için açılmış "Sol Çizgi Boş Kalmayacak" şeklindeki pankartı 6222 sayılı Kanun ile ilişkilendireceksek, futbolda yer alan terimlerle de mücadeleye girişmek mi gerekecek? Vali Alaaddin Yüksel'in bakış açısından gidersek, "sol açık", "sol bek", “sol haf”, “sağ açık”, “sağ bek”, “sağ haf” ifadelerini siyasi bularak yasaklamak gerekebilir!
Yıllardır hiçbir vukuatı olmayan ve her sene Centilmen Lig'de kafaya oynayan Gençlerbirliği taraftarı için Ankara Valisinin polisine özel olarak, "Stattaki taraftarlara nazik davranın" talimatı vermesi gerekirken, yapılan gereksiz uygulamaları desteklemesi ise gerçekten üzücü... Antalyaspor maçında sadece "Kara-Kızıl" yazan pankartı, "Üzerinde Kürdistan yazıyormuş, kaldırılması emredildi" diyerek kaldırmaya çalışan Ankara Polisi, geçtiğimiz yıllarda da takımlarında oynayan yabancı oyunculara jest yapmak için ülkelerinin bayraklarını açan Alkaralar'ı da paket etmeyi denemişti.
Takımlarındaki diğer oyuncular ile birlikte Lamine Traoré için açılan Burkina Faso bayrağını PKK bayrağı sanan ve taraftarlara saldırarak indiren Ankara Polisinin "Diplomatik kriz yaratmamak adına" daha dikkatli olması gerekmez mi?
Sayın Valimiz bizi dava etmek istemiş, canı sağ olsun. Yine de bu gelişmeler üzerine Ankara Valisinin de spor adına bir şey yapıp Metin Kurt'a başsağlığı dilemiş olması sevindirici... Bakarsınız iki gün sonra, yıllardır harabeye dönmüş olan 19 Mayıs Stadı ve kimler tarafından darmaduman edildiğini herkesin bildiği ama kimsenin bir şey yapmadığı Ankaragücü için de Sayın Valimiz bir açıklama yapar ya da hamlede bulunur. Ne dersiniz?