Ankara’da kavurucu sıcakların yaşandığı şu günlerde Basketbol ve Futbol liglerinin bitmesi sebebiyle doğal olarak sportif bir boşluk yaşanıyor. Ankaralıların bu boşluğunu dolduracak Kadınlar Basketbol Olimpiyat Elemeleri 25 Haziran’da başlıyor.
52 yıldır takım sporlarında Olimpiyatlarda sahne alamazken bu yıl Filenin Sultanları Olimpiyatlara katılım hakkı elde ederek deyim yerindeyse şeytanın bacağını kırdı. Son Avrupa Şampiyonasında devleri dize getirip FİNAL oynayan Potanın Perileri Londra’da bizi temsil edecek ikinci takımımız olmaya çok yakın. Burada iş basketbol takımımıza olduğu kadar Ankara Arena’yı dolduracak basketbolseverlere de düşüyor.
Kimdir bu bayan basketbol takımı? derseniz ; Bu kategoride yıllardır sözsahibi olan Fransa, Rusya, İspanya gibi takımlar kadar boy avantajı ve fiziksel üstünlüğe sahip değiliz. Ama basketbolu bize sevdiren en önemli faktörlerden biri ‘her avantajın bir dezavantajı’ olması. Belki onlar kadar fiziksel üstünlüğe sahip değiliz ama en azından son birkaç yılda sürekli sahada hareketli, top çalan, mücadele eden, iyi savunma yapan bir takımı sahaya sürmeyi başarıyoruz,
Takımımızın en kuvvetli yönü ‘hiç yorulmayan’ kızlarımızla yaptığımız, topa baskı ve etkili savunma. Özellikle guard ikilimiz Işıl Alben ve Birsel Vardarlı fitili ateşleyen, takımı harekete geçiren oyun yapısına sahip. Avrupa’da elit uzunlar arasında yer alan Nevriye Yılmaz’ın yanına bu sene Türk Pasaportu alıp takıma dahil olan 1.96 boyundaki Kuanitra Holingsvorth’un eklenmesi ve bu sezonun sonlarına doğru bir çıkış yakalayan Bahar Çağlar’ın enerjisi pota altında bizi öne çıkaran oyuncular.
Zayıf yönlerimize gelince de ; çok zor sayı atıyoruz. Bunda yıllardır tepeye oynayan takımlarımızın skorer çıkarmak yerine WNBA’den elit skorerler getirirerek ‘kolaya kaçması’ önemli faktör. Nevriye Yılmaz, Birsel Vardarlı, Kuanitra Holingsvorth sıkıştığımız anda skoru sürükleyecek oyuncular. İşte bu oyuncuların yanına yardımcı skorerler çıkarmazsak 60 ın üstüne çıkmamız şu anda zor görünüyor. Işıl Alben,Bahar Çağlar, geçen turnuvada iyi işler çıkaran Şaziye İvegin ve bu sezon müthiş bir çıkış yakalayan Tuğba Palazoğlu 4lüsünden en az ikisinin bu üçlüye hücümda yardım etmesi gerçekten çok kritik.
Bu sene Galatasaray tarihinin en iyi kadrosuyla hüsran yaşayan ve taraftara ayrılmasıyla derin bir ‘oh’ çektiren koç Ceyhun Yıldızoğlu’nun bu turnuvada takıma ne kadar farkındalık getireceği ve ne kadar takıma katkı sağlayacağı da kilit faktörler arasında yer alıyor ve açık konuşmak gerekirse yaşanacak bir başarısızlık sonunda kovulma ihtimali hiç de az değil.
Takımın durumuna gelince; hazırlık dönemine FELAKET başlayan takım 30’lu 40’lı sayılarda maçları bitirerek herkese ‘eyvah’ dedirtti ama son 10 günde takımın yavaş yavaş kendine gelip rollerin belli olduğunu ve turnuvaya hazır olduğumuzu söyleyebiliriz.
Son olarak siz sevgili okuyucularıma yapabileceğim en iyi tavsiye, çocuğunuzu ,eşinizi,ailenizi alın ve şu sıcak Ankara günlerinde basketbol festivalinin keyfini çıkarmak için Ankara Arena’yı doldurun ve Londra’ya giden yolda Milli Takımımızı yalnız bırakmayın, Turnuva ile ilgili değerlendirmeler ile bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
* Saygıyı hak eden milli takımımızın geçen yıl Fransa maçında yazdığı destan için(http://www.youtube.com/
