İnanılanın tam tersine, maddi sıkıntılar hariç aslında ligin en rahat durumundaki hocanın Ziya Doğan olduğunu düşünüyorum. Takımın tüm as futbolcuları gitmiş, herkes küme düşme adayı olarak Ankaragücü’nü gösteriyor; sizden kimse galibiyet beklentisi içinde değil ve bu yüzden alınacak sonucun ve skorunda büyük sıkıntıları olmayacak. Taraftarın tek beklentisi, onurlu ve haysiyetli futbol ile sahada Ankaragücü ruhunu yansıtan bir takım… Her türlü olumsuzluğa rağmen arkanda da her sonuca göğüs geren ve takımını yalnız bırakmayan bir taraftar var ki, bu kitlenin hiçbir beklentisi yok, skor 3–1 olmuş 4–0 olmuş umurunda değil… Bu şartlar altında yapılacak tek şey çıkıp adam gibi, haysiyetinle ve şerefinle oynamak; modern futbolun örneklerini elinden geldiği kadar sergileyebilmektir.
Birçok yazımda değindim ama demek ki hocam okumamış, bu yüzden tekrar anlatayım. Ziya hocam bir kere elinizdeki kadro defansa yatacak bir kadro değil. Çünkü kesicileriniz çok çabuk olmadığı gibi sağ tarafınızda da Güven gibi defansif özelliği sıfır olan bir adam oynuyor, kaleciniz de maç alacak kurtarışlar yapabilecek süper yetenekli bir kaleci değil… Böyle bir defans ile geri çekilmek, rakibe gel beni yen demektir. Geri dönüp baktığımızda beraberliğe yattığınız tüm maçları 80. dakikalardan sonra kaybettik. Çünkü siz geri çekilip yatarsanız rakip sürekli saldırır ve illa bir gol bulur. Bana defans yapıp aldığınız bir tek puan gösterin. Puan aldığımız Gençlerbirliği, Samsun, Karabük ve Bursa maçlarına baktığımızda hepsinde basan ve agresif oynayan bir takım vardı. Yine agresif oynadığımız Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzon ve Eskişehir maçlarında da çok güzel top oynadık ama yenildik. Defans yaptığınız tüm maçları puansız bitirmek bir yana oynanan ilkel futboldan dolayı sahayı utanç içinde terk ettik. Allah aşkına size soruyorum: Antalya maçının ikinci yarısında takım ne oynadı ve taktiği neydi? Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, eğer agresif oynasak buradan en az 1 puan almaz mıydık? Murat Duruer ısrarınız neden? Umut Sözen’e ayrı bir öfkeniz mi var? Hemen her maç daha kötüye giden ve bunca yıla rağmen kendini hiç geliştiremeyen Murat Duruer artık oynamamalı. Ziya hocam diyelim ki bu maç beraberliğe yattınız ve 1 puan aldınız; bu 1 puan bizim ne işimize yarar, bunun faydası var mı? Tüm maçlarda tek puan alsak 25 puan ile düşeriz. Hocam zor şartlarda, belki de para almadan çalıştığınızı, samimi ve dürüst olduğunuzu biliyorum. Ama futbol anlayışınız geçmişte olduğu gibi beraberliğe yatan ve ilkel bir anlayışa dayalı… Çalıştırdığınız takımlar hep defans ve göze hoş gelmeyen futbol oynayan takımlar olarak aklımızda kaldı. Trabzonspor bile döneminizde çok ilkel ve kısır bir futbol oynuyordu ve neredeyse küme düşecekti.
Hocam yapılması gereken elinizdeki genç ve yetenekli isimlerden oluşan orta sahayı iyi kullanıp rakibe orta alanda oyun kurdurmamak ve oyunu olabildiğince ikinci bölgede tutup kontralar ile golü aramak olmalıdır ki, elinizde Turgut, Serdar, Ergin ve Aybars gibi adamlarınız da var. Siz bu zayıf defans ile oyunu hep birinci bölgede kabul ettiniz ve yeteneği kısıtlı olan adamlarımızın kaptırdığı her top gol oldu. Antalya maçında da rakibi sanki Real Madrid gibi görüp çekildiniz. Oysa ilk yarı onlardan daha kötü değildik ve maç başa baş gidiyordu. Ama bu maçı sayenizde puansız bitirdik.
Sevgili hocam dürüst, özverili ve iyi insan olmak iyi hoca olmak için ne yazık ki yetmiyor. Biz puan filan istemiyoruz. Oğlumuzla maç seyrederken o küçük çocuğun bile, “Adama bak ya baba, takımı yine yatırdı. Yine 85. dakikada golü yiyip yeniliriz!” demesinden, oynadığımız futbolla onu Ankaragüçlü yaptığımızdan utanıyoruz ve bu gerçeği bir çocuk bile görürken sizin görememiş olmanıza üzülüyoruz.
Hocam siz sanırım biraz da kariyeriniz açısından işi sıkı tutup çok gol yemek istemiyorsunuz. Ama bizim takım düştü hocam. Bize bir puanlar yetmez. Biz bu son sezonumuzda aslanlar gibi oynayarak lige veda etmek istiyoruz. Melih Gökçek, Cemal Aydın ve Cengiz Topel Yıldırım’ları utandırmak istiyoruz. Bu takım belki 4. Amatör Kümeye de düşer ama aslanlar gibi çarpışır. Bu takımın tarihi savaşla, şehitle başlar. Biz ölürüz ama sevgimiz ölmez hocam! İşte bence bu yüzden sizin misyonunuz bitti. Ankaragücü’nü bilen, o savaşı yaşayan, tribünleri koklayan ve takımı düşürse bile aslanlar gibi oynatan safkan bir Ankaragüçlü’ye ihtiyaç var hocam. Size yaptıklarınız ve yapamadıklarınız için teşekkür ederiz. Keşke az daha cesur olabilseydiniz!
Ankaragücü’nü bizim kadar seven, para pul gözetmeden geleceğine inandığım ve savaşçı ruhuna emin olduğum, az biraz da kırgın olduğunu düşündüğüm Hakan Kutlu’yu yönetim derhal göreve çağırmalıdır. Hikmet Hancıoğlu’nu bir günde göreve getirenler çok geç bile kaldılar. Eğer yönetim bunu yapamazsa taraftar bu görevi yerine getirmelidir.