Bizim tek taraflı yönümüz Başkentli oluşumuz olmalı…Taraftarından futbolcusuna, yönetiminden en üstteki ismine kadar herkes menfaatçisi olmuş koca çınarımın, bu kulübü Türkiye’nin Gücü yapan gerçek Ankaragüçlüler armasına küstürülmüş… Durum böyle olunca böyle bir ortamda başarıdan söz etmek mümkün değil maalesef!
Ahmet Başkan geldiğinde Gökçekçi, Cengiz Başkan geldiğinde Topelci olan sarı-lacivert formalılara ‘’Ankaragüçlü’’ demek gelmiyor içimden… Bu takımı Ahmet için, Cengiz için mi sevdik biz? Şahıslar için mi kondurduk sevdamızı yüreğimize…
Şimdi Sami Başkan geldi ve hiçbirşey değişmedi. Bir taraf Samici oldu, diğer bir taraf ‘’Sami istifaaaa’’ diye haykırdı. Kısacası bu takımı kurtaracak olan yalnızca büyük Ankaragücü taraftarıyken, sari-lacivert yürekleri menfaat ve çıkar sevdası doldurdu. Güçlüler, büyük rantçıların piyonu oldu, güçsüzleşti…
Çıktığımız her maçı kaybetmek değil beni kahreden, içimizdeki gücü yitirmek… Süper Lig’de en üstte olmayı hakeden takım benim takımım, benim şehrimdi…. Şimdi yaprak dökümü yaşıyor yaslı Başkentim.
Başkentimi böyle karanlık, çaresiz kılan günler en kısa zamanda son bulsun işallah. Gerçek suçlular çıkarsınlar formalarımızı, takım elbiselerini…