Söylenilecek o kadar çok şey varken yazıya nasıl başlayacağımı ilk kez bilemedim. Kaos dedik, şans dedik, para dedik, motivasyon dedik... Sürekli birşeylerin arkasına sığınıyoruz. Taraftarlar olarak diyoruz ya Ankaragücü babayı düşer eee hepimiz puan durumundan ve sıralamadan haberdarız. Bu gidişata bakılırsa ne yazık ki kulübümüzün düşmemesi için sihirli değnek gerekiyor. Aslında o sihir sadece herkesin her yönüyle birlik olmasından geçiyor. Kulübüz düşmesin diye Makina Kimya Endüstrisi'nin köklü bir kuruluş olmasımım sağlayabileceği bir imtiyaz ya da Fenerbahçe, Sivasspor vs. gibi adı şike olayına karışmış kulüplerin ceza alarak küme düşürülmesini umudedmek yanlış... Ankaragücü için hep birlikte haraket etmek zorundayız. Taraftar, yönetici, teknik heyet tamamen bir olmalı !!
Uzun bir süre başkan kaosu yaşadık. Şu an kabullensekte kabullenmesekte yeni başkanımız Sami Altınyuva... Taraftardan köşe bucak kaçan başkan yerine futbolcusu kadar taraftarını kollayan, sayan; başkanlığa geldiğinde futbolcularının yanına tanışmaya gitmeyen başkandan sonra şu an futbolcuların hepsini maç günleri otobüslerine sarılıp öperek uğurlayan, kulübe gitmek bir çoğuna ızdırap gibi gelirken şu an evdeki eşine ve iki minik çocuğuna rağmen neler yapabilceği konusunda çözüm üretmek adına gece yarılarına kadar tesiste kalan bir başkan var.
Başkan kim seçilmiş olsaydı şunun adamı, bunun tanıdığı illaki teoriler ortaya atılacaktı. Yeni başkan, yeni hurafeler... Cemal Aydın'ın veliahtıydı... İki ay sonra olacak kongrede geri kulübü Gökçeklere verecekmiş... Vs vs istenildiği kadar uzatabiliriz bunu... Cemal Aydın zamanında söylemiş evet '' Sami benim prensim...'' irdelelesek o kadar çok şey çıkarki. En basitinden bir çok taraftar olarak Cemal Aydın'ı sevmesekte Ankaragücü'nde öyle bir tüzük hazırlanmışki buna göre her şart ve koşulda Cemal Aydın hep o kulüpte kalacak. Gökçekler mevzusuna gelince bizler artık yalvarsak dahi Gökçek Ailesi bu kulübü geri almazlar heralde... Herkes kendi yolunda. Onlarda Ankaraspor'u tekrardan Ankaraspor yapabilmek çabasındalar yani artık Ankaragücü ile bağları yok.
Artık yapılacak tek şey mevcut yönetime sahip çıkmak.
Eskişehirspor karşılaşmasına gelince yazacak çok şey var ama hiç birşey yok...
Biz taraftarlar gibi Ankaragücü bünyesindeki herkes internetten medyadan sürekli kulübümüzle ilgili haberleri,fan sayfalarını, blogları takip ediyorlar. Bizim eleştirilerimiz olumluya itmeli, yapıcı olmalı ki onları kazanalım. Küfür etmek, ana bacı sövmek o insanları bize kazandırmaz aksine uzaklaştırır. Özellikle bu insanlar Ankaragücü'nün çocukları diye adlandırdığımız insanlarsa... Rahat bir şekilde alabileceğimiz maçı vermiş olsakta, sinirden sağa sola yumruk savurup, hırsımızdan ağlasakta mevcut sonucu değiştiremiyoruz. Bu yüzden öyle durumlarda daha çok yanlarında olmalıyız ki hani şöyle taraftara şanssızlık sonucu böyle bir hata yapabiliyosam, haftaya öyle bir şekilde telafi edeyim kendimi affettirim düşüncesini aşılamalıyız. Artık her duruma biraz daha olumlu, biraz daha yapıcı davranalım. Gerçekten şu durumda onların en çok biz taraftarların desteğine ihtiyacı var...
