Klasspor - Selim Eren - Çocuklarınıza izlettirmeyin ! yazısı

Site İçi Arama


ÇOCUKLARINIZA İZLETTİRMEYİN !

5404 Okunma


Korku, şiddet ve bazı sakıncalı görüntüler içeren programları, özellikle de ruhsal açıdan çocukları gelişimsel yönde olumsuz etkileyen yayınları ve görüntüleri çocukların izlemesi sakıncalıdır. Ruhsal ve fiziksel açıdan gelişme döneminde olan çocuklar, kendilerini etkileyen bu tür görüntülerin etkisinde kalarak geleceklerinde de kendilerini rahatsız edecek hatıralar kazanırlar. Televizyonda da zaten böylesi programlar ve görüntüler için birtakım uyarıcı semboller kullanılmaktadır.

Ben yıllardır maç izliyorum ama bu kadar stres içinde ve daralarak seyrettiğim başka bir maç hatırlamıyorum. Gerçekten kalp sağlığı yerinde olmayan bir insanın bu maçı seyretmesi akıl kârı değil... Öyle bir maç düşünün ki, top sürekli sizin kalenizin çevresinde oynanıyor ve her vurduğunuz top direkt olarak size geri geliyor; neredeyse rakibin her atağı gol pozisyonu oluyor ve bu 90 dakika böyle devam ediyor. Sanki sizin takımınız bir 3. Amatör Lig takımı ve karşınızdaki takım da Barcelona… Holman mı, Dako mu, Messi mi, Xavi mi karıştırıyorum zaman zaman. Anlayamadığım bir şey de şu: Bizim takımda oynayan defans oyuncuları daha önce Süper Lig tecrübesi olan futbolcular değil de amatör liglerden alınan futbolcular mı? Bir takımın stoperleri, bekleri bu kadar mı acemi hatalar yapar, bu kadar mı kötü kademe anlayışına sahip olur? Benim bildiğim bu adamların hepsi Süper Ligde kalburüstü takımlarda oynamış futbolcular... Demek ki ya fizik olarak, ya mental olarak ya da taktik olarak hiç hazırlanmamışlar. Sanki hepsi ilk kez yan yana oynuyor gibi ve şaşkınlık içindeydiler. Bence Ziya hoca bu takıma bazı şeyleri eksik vermiş ya da verememiş. Ayrıca taktik anlamda da eksikleri vardı. Kişilik olarak beğendiğim bir insan olmasına rağmen, katı defans anlayışı ve oyuncu değişiklikleri son derece yanlıştı. Tonya’nın oyundan alınması bence intihar olmuştur. Oyunda gol atabilecek tek futbolcuyu almak hangi akla hizmet hâlâ anlamış değilim.

Takım kadrosu olarak ve maddi anlamda çok kötü olduğumuz doğru. Fakat bu asla futbolcuların ellerinden geleni yapmayacakları anlamına gelmez. Ben oynanan futboldan utandım. Kaldı ki bir futbol da oynamadık. Maç, bir langırt havasında, Özden ve karşı takım arasında oynandı. Bütün maçı oğlum ile birlikte çaresizlik ve hayal kırıklığı içinde seyrettim ve onun gözlerindeki acı beni de derinden yaraladı. Ankaragücü sevgimi ona da bulaştırdığım için içimden binlerce kez pişman oldum. Zavallı yavrucak, bütün arkadaşları mutlu gezerken neredeyse kendini bildiğinden beri maçlarda gülemedi. Biz hiçbir zaman başarı beklemedik ama ezilmek ve onursuzluğa da alışık değildik. Tribünlerdeki babaları ve evdeki anneleri de düşününce içim sızladı. Her hafta onlar da benim gibi çocuklarını teselli ediyorlardı, acılarını beli etmeden. Bu arada aklıma, olayları bilmeden konuşan ve hâlâ olayı “Melih Gökçek–Cemal Aydın” ikilisinden kim daha az suçlu kavgası haline getiren ve siyasal boyuta indirgeyen sözde Ankaragüçlüler geldi; takımın ne hale geldiğine bir kez daha üzüldüm. Tribünde, yenilgi sonrası üzülmeden evlerine gidebilenlerin en koyu Ankaragüçlüler olduğunu görünce zaten insan yıkılıyor. Ama en kötüsü, Ankaragücü’nde neler olduğunu bile bilmeden, araştırmadan ahkâm kesip etrafı suçlayanlar ya da sizi belli bir kategoriye sokmak isteyenler ki bunların açtığı yara zaten anlatılamaz. Ben yazılarımda hep kardeşlik ve beraberlik mesajları verdim; en önemli şeyin Ankaragücü sevgisi olduğunu yazdım; grupların hepsinin kapanmasını ve tek grup olmasına ama dört tribün ve onların başkanları olmasına değindim; Ankaragücü’nü kimin yönettiğinin değil nasıl yönettiğinin önemli olduğunu belirttim ve bu amaç ile kim gelirse onu severim dedim. Son üç yönetimi bu kötü gidiş nedeni ile suçlu bulduğumu da defalarca söyledim ama demek ki bazı insanlara bunları anlatamamışım. Yazdığım yazılara gelen eleştirileri okuyunca gördüm ki insanlar Ankaragücü değil başka şeyin peşindeler. Bir yazar olarak bana düşen görev sadece eleştirileri okuyup geçmek olmakla birlikte hiçbir Ankaragüçlü kardeşimi ayrı tutmadığımdan cevap yazdım ama iş provokasyona girdi ve ayrı mecralara daldı. O yüzden bundan sonra cevap yazmayacağım. Konu; benim, onun, şunun veya Melih Gökçek’in, Cemal Aydın’ın ve Cengiz Topel Yıldırım’ın kavgası değil. Olay şu: Ankaragücü bu hallere nasıl geldi? Suçu olanlar kim? Ne sözler verildi, ne peşkeşler çekildi? Verilen sözlerin hangileri yerine getirildi? Ankaragücü üzerinden kim ne menfaat elde etti? Kulüp batağa sokuldu mu? Yöneticilerden cebine para atan var mı? Kongrelerde neler oldu? İşte bunlar açıklanmalı, bu takımın şu anki katilleri bulunmalı ve her şey ortaya dökülmelidir. Sonrasında ise çözüm yolları aranıp takım düzlüğe çıkartılmalıdır. Ama bu süreç zahmetli bir yoldur. Kaldı ki takım bu sene muhtemelen düşeceği için sabırlı olmalı ve beklemeliyiz. Ama artık bu takımdaki fitne fesadı yok edip, kötü ellerden kurtarıp artık gerçek Ankaragüçlülere teslim etmeliyiz.

Yazı yazarken sinirden ellerim titriyor ve içimde depresyonla karışık melankoli var. Acımış bir tarafımı hissediyorum ve hiçbir İstanbul takımı tutmadan, yalnızca Ankaragücü sevgisiyle tribünde geçirdiğim 38 yıl aklıma geliyor. O zaman en büyük hayalim, evlenip bir oğlumun olması ve tribünde onunla birlikte, “Gururluyuz, Güçlüyüz, Ankaragüçlüyüz!” diye bağırabilmekti. Bilemedim ki birileri çıkacak, bu takımın onurunu, gururunu elinden alıp ayaklar altına serecek ve bunlar da takımın başkanları olacak! Oğlumla birlikte sevinç içinde “Gool!” diye bağıracağımız maçlar izlemek yerine hemen her maç boynu bükülmüş olarak stattan ayrılacağımızı da hiç ama hiç hesaba katmamıştım. Oğlum, Ankaragüçlü olduğundan hiç pişman olmadı ama alay edilmekten ve hep yalnız yürümekten çok yoruldu. Onu, Ümit Özat zamanından beri aşağılanmasın diye maçlara götürmedim; televizyondan izledik ve evde üzüldük kimse görmesin diye bizi. Ama bu son maç yok mu, birbirimize bakamadık üzüntüden ve utancımızdan. Sanki bana, “Baba benim suçum neydi de beni bu işlere soktun!” der gibi bakıyordu. Kaç maçtır evlatlarımız gözümüzün önünde moral bozukluğuyla eriyip gidiyor. Ben bu yüzden artık çocuklarınıza sağlıkları açısından Ankaragücü maçlarını izletmemenizi öneriyorum.

Volkan Karaman başkanın kulakları çınlasın, “Düşmanın varsa Ankaragüçlü yap, bırak kahrından ölsün!” derdi. Ne güzel söylemiş…

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
26
selim
2 Kasım 201115:47
efe bey ben o kadroyu hep beğendim, muhalefet etmedim ayrıca ankaragücüne gelen en iyi kadro dedim ve tarihi sonuç yazımda melih beye de övgü yazdım. ama bana kafasız demen çok komik ,herkes beni bilir. ayrıca siyasi görüşümün ne alakası var ötesi görüşümü yanlış biliyosun
25
efe
2 Kasım 201115:20
selim sen sestaklı vitekli kadroya muhalefet edip siyasi düşünceni ANKARAGÜCÜ üstünde taşımasaydın şimdi sen ligin tepesindeydin senin kafanın bu kadar basmadığını ben düşünemezdim oğlunada banada sanada yazık geçen seneki kadroyu kuranları desteklamadiğimiz için velhasıl sen de oğlun da bende çapulcu luğa alışmısız,b,zi bozdu sapara vitek sestak eveleme geveleme.
24
genç güç
2 Kasım 201113:34
Takımın bu durumundan herkes sorumlu ana gerçekçi olalım kurtuluş yok gibi.
23
selim
2 Kasım 201112:02
ben tanımam etmem bu kızı .börteçine? bence kız bile değil bu
22
Kapı Gibi
2 Kasım 201111:43
Çehov-Mehov bize ne gerek Biz şampiyonluk istiyoruz Gökçekden Cemal kime gerek Onlar onu yatağına alsın istiyoruz
21
Hafız Ahmed
2 Kasım 201111:34
Cavcav gitsin, btün ankaragüçlüler gençlerli olsun, selim beyin oğlu da bizde ankara da rahata ersin. Bak o zaman şampiyonluk ankaraya geliyyor mu gelmiyormu. Senin oğlan da rahat eder selim bey
20
Çarşı-Kale
2 Kasım 201109:53
bu smokinli selim abinin kız arkadaşımı... Yav selim abi kızları sokma buraya
19
Börteçine
2 Kasım 201109:46
Nasıl olur da bağlanır şu iş tatlıya Of off Ankara2nın dirt yanı eşkiya Bakın siz söylenen şu hüzünlü şarkıya "Ankaranın gözü yaşlı!.." Selim ondan başladı haykırıya
18
selim eren
1 Kasım 201122:50
sincanlı anlaşlabildiğimiz için sevindim. beni gerçekten yanlış anladın kimseye düşmanlığım yok. sadece iyi günler görmek istiyoorum ama bunu yapacak adam çalmadan çırpmadan gelen ve dürüst biri olsun isterim adı ne olursa olsun.ama ilk yarı 16 puan şart.transferd e yok.
17
ankaragüçlü
1 Kasım 201122:40
kimse zaman kaybetmeden birlik olup GÖKÇEK leri tekrar getirip bu uçurumdan kurtarmak.yoksa üzülecek amatörde bile takımımız kalmayacak.dikduranlarda rant olmayınca zaten sefanın fb sine,gs nın ultraaslanına giderler.olan bizim gibi gerçek ANKARAGÜÇLÜLERE olur.
16
sincanlı
1 Kasım 201120:19
Doktorun yazısı içimi acıttı. Lanet olsun.Ama doktorum hepimiz aynı durumdayız.Ortada komada olan bir hasta var. Biz suçlu arıyoruz. Arkadaşlar onun hesabını erteleyelim. Ama sonradan hesabı görelim. Şimdi bu hastaya kan verelim, dua edelim, ameliyat edelim bu hastayı ayağa kaldıralım. Herkesin bildiği tek çözüm tek realite var. Onun uygulanması için çabalayalım. Çözüm şu iptal edilen kongre öncesi verilen sözlerle anlaşma yapılarak tekrar yok sayılan yönetime kaldığı yerden devam edilmesine imkan verilmesi. Cemal Aydın da azıcık Ankaragücü sevgisi varsa istifa eder.Ali İmdat ta tribünlerden uzaklaşırsa Ankaragücü ne en büyük iyiliği yaparlar. Eski yönetim gelse hiç transfersiz ilk yarıyı en az 10-15 puan toplar. Şimdi kimse kimseye güvenmiyor. Bu durumda takım puan toplaması mucize. Suçlu aramayalım çözüm üretelim…… Lütfen kongreye kadar kavgayı bırakıp sorunun çözüme kavuşmak için elimizden geleni yapmalıyız. Yoksa çocuklarımızla maç seyretmek bize zulüm olacak…..
15
çubukluya
1 Kasım 201115:55
çubuklu maç taktiği yap demişsinde allah aşkına takımın 11 i bile çıkmıyo bu takım ile ne olur ki. aten her maç aynı 11 . buna da taktik olmaz. illa taktik dersen tonya ilerde tek,gelen her topu ona at. ziya ne yaptı gitti tonyayı çıkardı. işte taktik bu. boşver arlkadaşlarım kardeşlerim,pisliklr gitsin,emiciler gitsin,artık hesaplaşma zamanı hem tarfatr ile hem yönetimlerle,300 olalım spartalı olalım.
14
Adil Adalet
1 Kasım 201115:12
Dernek takımı Ankaragücü zor toparlar, Ümitsiz bir vak'a gibi görünüyor.Birileri de çıkmış felsefe yapıyor artistik paralıyor yahu bizlerde üniversite mezunuyuz geçin bu ayakları ..Şirketleşmeden ve eski yöneticiler istifa etmeden bu takım iflah olmaz ne Valisi ne de belediye başkanı Ankaragücüne 5 para yardım etmez. Kocaeli,Van,Konya,Malatya ve Erzurumspor gercekler' ortadayken kom'klesmeyin
13
Çubuklu
1 Kasım 201115:12
Arkadaşım Çehov mehov ne alaka. Git edebiyat sitelerinde yaz kendini göstermek istiyorsan. Ayıp kaçıyor. Bize futboldan bahset. Sistemden bahset. 3-5-2..4-4-2 filan..sen maçada smokinle gidersin allah bilir.....
12
cyrano
1 Kasım 201114:36
Çehov bir öyküsünde şöyle der; ‘Gerçeğin dil hep yalın ve basittir ve bu hep böyle olagelmiştir’. Selim Eren yorumlarında sadece kendi bilgi ve vicdanına bağlı kalarak tüm bağımsız düşünce sahipleri gibi yalnızlığını özgürlükle dengeliyor. Ne birilerine yaranmak ne de birilerinin adamı olmayı öne çıkaranların anlayamayacağı bir tavır bu. Şu veya bunun düşüncesini dillendirmek zorunda olanlar güdümlü ve bağımlı olmanın arazlarıyla malullar. Bağımsız insanların ise kendi yüreği ve aklından başka hesap verecek mercileri yok.
11
Satılmış Ceridoğlu
1 Kasım 201113:17
Görelim bakalım hanginiz kendine bey dediren Görelim var mı Gökçek'e giren Aydın'a giren Susanlar karşısında bir dev yalaka deviren Şu dünyada varmış be kardeşim Selim Eren
10
kurtuluş
1 Kasım 201112:28
gokceklerden birsey beklemek yanlış.Bu işi bilmiyorlar. Geçen seneki durum kurulan kadroya gore başarı mı? umit ozat'ı takımın başına getirmek nasıl bir öngörüdür? gokceklerin yonetmeyi beceremediği yılların Hacettepe'sinden bahsedin. Kapanan Ankaraspordan bahsedin. Ankaraspor gibi taraftarı olmayan kulup ucubesine vergilerimizden aktarılan kaynaklardan bahsedin. Ama işinize gelmez değil mi? gokceklerin tetikçiliğini yapıp sağa sola sataşmak varken.
9
kurtuluş
1 Kasım 201112:28
gokceklerden birsey beklemek yanlış.Bu işi bilmiyorlar. Geçen seneki durum kurulan kadroya gore başarı mı? umit ozat'ı takımın başına getirmek nasıl bir öngörüdür? gokceklerin yonetmeyi beceremediği yılların Hacettepe'sinden bahsedin. Kapanan Ankaraspordan bahsedin. Ankaraspor gibi taraftarı olmayan kulup ucubesine vergilerimizden aktarılan kaynaklardan bahsedin. Ama işinize gelmez değil mi? gokceklerin tetikçiliğini yapıp sağa sola sataşmak varken.
8
engürü
1 Kasım 201112:04
başar olsunda ne olursa olsun ya da iyi futbolcu olsun yeter,ümit özat gelsin de bize sövsün kulübün geçmişine küfür etsin önemi yok. çocuk olsunda kim den polursa olsun ben ona baba derim gibi bişi bu..yazık..
7
Tamer Ç.
1 Kasım 201111:30
Hey gidi varoşların, tutunamayanların takımı Ankaragücü. Bizler, bandrollü fener forması giyen, babalarıyla sinema salonları benzeri numaralı tirübünlerde sıcak çikolata içerek maç seyreden değil, simit tezgahlarını ya da sakız kutularını kenara koyup, çamurlu sokak aralarında taşlarla işaretlenmiş kalelerde top oynayan çocuklarız. Angora’da malikanesinde oturup ihtiraslarını şımarık çocuğuna kulüp satın alarak yatıştırmak isteyen bir babayı anlayabiliyorum, ama her ne pahasına olursa olsun başarı isteyerek, onurlarını açık artırmaya çıkardıklarının farkında olmayan Sincan çocuklarını anlayamıyorum. İsteyen üzgün çocuklarını teselli etmek için Angora kapısında pişmanlık çadırları kurabilir, ben Bank Asya maçlarında kapıların açılmasını bekleyeceğim.
6
altani C.
1 Kasım 201111:06
Sayın Selim Eren, uzun zamandır yazılarınızı dikkatle okuyorum. Sizi gerçek bir Ankaragüçlü bir spor adamı olarak görüyorum. Sizin gözlemlerinize, uyarılarınıza ve yorumlarınıza bu camianın her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Sevgi ve saygılarımla..
5
Kahraman Emmi
1 Kasım 201110:32
Bravo Selim Eren! Ankaragücü dediğin işte sendeki bu ruhtur! Senin amacı bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olan bu gelişkin tutumun gerçek Ankaragüçlü olmaktır!. Bütün gerçek Ankaragüçlüler adına sana teşekkür ediyorum. Gökçek ve Cemal Aydın'ın paralı adamlarının başka yerde yaptıkları gibi burada da söz gürültüsü yapmaları aşikar olanı gizlemeye yetmez! Helal olsun sana! Adam gibi adamlar da var memlekette...
4
Klasspor
1 Kasım 201102:05
Merhaba Kamil bey; hemen üst kısımda bulunan 'Yazarın diğer yazıları' bölümünden Selim bey'in daha önceki yazılarına ve o yazılara ait yorumlara ulaşabilirsiniz. Saygılarımla
3
:))
1 Kasım 201101:20
bu cehalet ne kötü.:)) okuduğunu anlamayanlar varken ankaragücü nereye varır ki.adam olay gökçek mökçek işşi değil takım gitti diyo bunlar hala nerede..yazık
2
kamil
31 Ekim 201120:41
madem o kadar objektif ve de doktorsun entellektüelsin Selim bey, bir önceki yazınız için 29 yorum vardı onları göremiyoruz.. Galiba sen boşa yazıyorsun kafana göre yazıyorsun ve de eleştiriye tahammülün yokmuş demek..Sorun siyasal evet sincanlı haklı tek çare Gökçek ya da temizlenen Ankaragücü nü Kızılcahamam belediyespor ile beraber 3.ligde seyredeceğiz.. yorumlara cevap yaz efe, ben yaptım oldu deme hele hele başka rumuzlarla cango dayınla cevap yazma..
1
efe
31 Ekim 201113:42
eveleyip gevelemeden kaHrımızdan ölmeyecetik ama yanlış ata bindim sestaklı vitekli saparalı kadroya ANKARAYA sahip çıkanlara bi z sahip çıkamadık demek o kadar zormu selim,sen de bende çareyi biliyoruz tek gerçek MELİH GÖKÇEK.
SELİM EREN



Yazarın Diğer Yazıları