Son yıllarda hiç yapmadığım şekilde, sezona Ankaragücü maçlarının hepsini takip ederek başladım.
Maalesef Ankaragücü de, son yıllarda olmadık şekilde sezona kötü başladı. Kötü başlangıç sadece saha sonuçları değil. Sezon başı bunalımları, yönetim ve hoca değişiklikleri, futbolcuların ayrılması, transfer yapamaz hale düşülmesi…
“Dert bir değil Elvan Elvan” türküsünü söyletti.
ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKMAYACAĞI BELLİ OLDU
Her şeye rağmen, bunalımlardan başarı öyküsünün çıkmasını ümit ediyordum. Aslında, şapkadan tavşan çıkmasını bekliyordum. Ancak teknik direktör seçimi yanlışlığı bu ümidimi yerle bir etti.
Ziya Doğan, Ankaragücü tarihinde “en önemli” futbolculardan birisi. 23 yıl önce Denizli’de attığı gol ile belki Ankaragücü’nün bugün Süper Lig’de devam etmesini sağlayan futbolcuydu. Bu nedenle, Ankaragücü teknik direktörlüğüne getirildiğinde, sıcak baktık, destek verdik.
Ancak aradan geçen sürede Ziya Hoca hep “kendi bunalımlarıyla mücadele eden, kendiyle ve çevresiyle kavgalı” görüntüsü verdi.
BATAKLIĞA DÜŞEN ÇIRPINMAZ
Ankaragücü camiasının, yönetim, futbolcu, kulüp çalışanları ve taraftarların darmadağın olmuş mozaiğini yapıştıracak, bir ara tutacak tutkala ihtiyaç vardı. Bu tutkalın teknik direktör olması lazımdı. Maalesef Ziya Hoca bu görevi yapamadı, yapacak gibi de görülmüyor
Bataklığa düşen insan çırpındıkça batışını hızlandırır. Bu nedenle, sakince, kendisine uzatılacak bir yardım elini beklemelidir.
KENARDAN POZİTİF ENERJİ GİTMİYOR
Ankaragücü, batıklığa düşüp de yanlış yapan, çırpınan bir camia görüntüsünde. Genelde camianın, özelde de futbol takımının yeni gerilimlere değil, rahatlamaya, sakinliğe, dinginliğe ihtiyacı var. Futbolcuların ne bugünleri ne de gelecekleri garanti altında. Öyle bir psiko-sosyal ortama sokuldular ki, hata yapmaktan korkar haldeler. Sahadaki görüntüleri “şaşkın tavuk”lar misali.
Geçen sezon dönem dönem de olsa maç oynayan futbolcular, bu sezon ne yapacaklarını bilmez haldeler. Bu süreçte, teknik direktörün, hata yapan futbolcuyu fırçalaması değil, alkışlaması, “Yok zararı” diyerek, iyiyi yapması için motive etmesi lazım. Yine maalesef, Ankaragücü yedek kulübesinden sahaya pozitif enerji gitmiyor.
HAKEMLER BÜTÜN TAKIMLARA AYNI
Ziya Hoca'nın maçtan sonra bahane bulma alışkanlığına son vermesi gerektiğini daha önce de yazmıştık. Gençlerbirliği maçından sonra yaptığı açıklamada, “Hakemlerin de daha dikkatli olmalarını bekliyoruz. Hakem hatasını gündeme getirdiğim için şu an utanıyorum. İstediğimiz sadece emeğe saygı” diyor. Hocam, hakemlerin Ankaragücü’ne bilinçli olarak kasıtlı davrandıklarını düşünüyorsan, açıkla, biz de sana destek verelim. Hakem hata yapıyorsa ve sen bunu açıklıyorsan, neden utanasın?
Bizim gördüğümüz hakemler bütün takımlara yanlış yapıyorlar. Orta sahada verdiği bir yanlış faul kararından sonra sen gol yiyorsan, bunun faturasını hakeme çıkartmak pek insaflıca değil.
“ÇALIŞMAMIŞLAR” NE DEMEK?
“Takım, 25 gün çalışmamış” mazeretini de bırak. Bu futbolcular profesyonel. İşleri antrenman yapmak, maç oynamak.
Yönetimi, hocası olmasa bile antrenman yapmamak kabul edilemez. Futbolcu her daim kendisini hazır tutacak. 25 günlük dönemde antrenman yapmayan futbolcu, gitmiş de kasap da et mi doğramış?
Ne yapmış o dönemde? Antrenman yapmamış futbolcu, profesyonel değil demektir ki, o zaman neden para alıyor? Kaldı ki aradan da geçti 25 gün daha. Hala toparlanamayan futbolcudan da hayır gelmez.
Sözleşme yaparken profesyonel, antrenman yaparken amatör futbolcu varsa, tez elden yolla gitsin.
Yoksa, sen de bu bahanelerin arkasına sığınma hocam.