Ankaragücü 3 haftada 0 puanı çekti. Küme düşmenin en büyük adaylarından Sivasspor’a kendi evinde verilen bu puanı ilerde mumla arayacağı kesin. Gençlerbirliği karşısında puan almak ise neredeyse büyük bir hayal. Her gün Ankaragücü’nde birileri teker teker sınıfta kalıyor.
Öyle bir kulüp düşünün ki delegelerin çoğunun kendi delegesi olduğunu televizyonda söyleyen Cemal Aydın, aynı delegelerle kendini “ONURSAL BAŞKAN” seçtirdiğini unutup, takımın durumunu önemsemeden bel altı koltuk savaşını sürdürüyor. Dürüstçe çıkıp “ Cengiz Topel Yıldırım’ın bu kulübü iyi yöneteceğini düşünmüyorum. Adayım” ya da “Şu adayın Başkan olmasını istiyorum” demiyor. Önce Osman Gençtürk’e açıklama yaptırtıyor, ardından Hikmet Hancıoğlu’na , en son da Erdal Şanlı’ya. Açıklamaların amacından niyet okumak da zor değil. Kongre olsun , Cengiz Topel Yıldırım yine başkan olsun, ama kongre üyelerinin gücü ile yöneticileri yine Cemal Aydın seçsin. Özetle “Davul Cengiz Topel’de tokmak Cemal Aydın’da” . Cemal Aydın’ın bir şeye uyanması lazım. Devir eski devir değil. 2 sene de köprünün altından çok su aktı. Sağdan soldan oyuncu toplayıp ligde kalma işleri eskisi kadar basit değil. Senin bu oyunların takımı düşürür. Sonra ben ne yaptım dersin. Ayıptır. Yapma….
Yine öyle bir kulüp düşünün ki tribün liderlerinden biri o dönemki yönetime yakınlığından “Bunlar giderse derneği fesh ederiz, tribünlerden çekilebiliriz” diyebiliyor. Bir taraftar grubunun bu kadar bir yönetime göbeğini teslim etmesini geçtik, şimdi diğer gruplar için şuncu buncu diye yakıştırmalar yapması da ayrı bir komedi değil mi? “Dinime küfreden Müslüman olsa bari” demezler mi adama?
Bir başka tribün grubu düşünün ki takımı 2-1 yenik durumda iken takımını unutup o grup ile küfür yarışına giriyor. Zamanıyla sen iktidardaydın bizi ezdirtmeye çalışıyordun. Şimdi sıra bizde der gibi. Olmuyor. Yakışmıyor…
Öyle bir başkan düşünün ki, aradaki 2 senelik dönem içinde Cemal Aydın ile kanka olmuş yöneticilerle çalışmak zorunda. Bıraktığı kulübü kat ve kat fazlası borç ile devralmış. Bıraktığı kadrodan, bıraktığı tesislerden eser yok. Takımın otobüsü bile kiralık duruma geçmiş. Hem Cemal Aydın ile hem de Melih Gökçek ile etmesi gereken kavgaları erteliyor. Takım şu durumdayken kavganın sırası değil diyor. En önemli icraatı bedava bileti kesiyor. Stad girişinde karaborsa kalmıyor.
Öyle bir hoca düşünün ki, parasını zor alacağını bile bile kulübe geliyor, takım haftalardır antrenman yapmamış. Başka takım bulanlar zaten kaçmış, bulamayanlar ile bir şeyler yapması lazım. Tesiste kalacaklar mı, gidecekler mi belli değil. Bu ay futbolcular para alabilecek mi, alamayacak mı belli değil. Kendi hazırlamadığı, kendi kurmadığı çok zayıf bir kadro ile bir şeyler yapmak zorunda. Dert yanmıyor, çalışıyor ama olamıyor. Olması için de zaman lazım üstelik. Tebrik etmek lazım elinden geleni yapıyor.
Daha ne söyleyelim ne yazayım. Ben internet sitesinde olanları söylüyorum. Bu yazıyı okuyan arkadaş. Canı açması gereken sensin. Sen taraftarsın. Şu kulübünün üzerinden oyun oynayanlara bir ses et. Forumlarda, haber yorumlarında sallamayı bırak. Kulübüne sahip çık. Çevrene kombine bilet aldır. Küskünleşen arkadaşını sürükle maça götür. Bu takım küme düşerse, sen de , yöneticisi de, internet siteleri de küme düşer. Bu takım küme düşerse Ankara küme düşer….
