Ankaragücü belki de tarihinin en büyük karanlığına doğru sürükleniyor.
Sarı lacivertlilerde onursal başkanlar arasındaki inat ve anlaşmazlık Ankaragücü'ne büyük zarar veriyor.
Borç 50 milyon TL'yi aşmış, lig başlamadan 15, 20 milyon TL sıcak paraya ihtiyaç var.
Hukuksal belirsizlik ise cabası...
Mahkemenin vediği ve Yargıtay'ın onadığı karar ise en kritik döneme geldi.
Lig oynanırken böyle bir kara çıksa belki bu sıkıntılar yaşanmayacaktı.
Tabi burada suçlu aramak sorunu çözmeye yeterli olmaz.
'Sen suçlusun, ben masumum, sen yanlış yaptın, ben doğrusunu yaptım' söylemi kimseyi bu vebalden kurtarmaz.
İntikam duygusuyla hareket etmek de Ankaragücü'nün ipini çekmek olur.
Ankaragücü sevdiğini iddia edenler öncelikle uzlaşma zemini aramalı...
Bir çocuk ve iki anne adayı vardır. İki anne adayı da çocuğun kendisine ait olduğunu iddia etmektedir. Sorun bir türlü çözülemeyince çocuğun bölünüp iki anne arasında paylaşılması teklifi edilir. Gerçek anne hemen teklifi reddeder. Çünkü kendi çocuğunun ölmesini istemez ve çocuğun annesi olmadığını söyler. Çocuğu da ona verirler.
Ankaragücü de şimdi tam bu noktada...
İnatlaşma Ankaragücü'nü lige katılama ma, katılsa da ligden düşmeye kadar götürür.
Eğer onursal başkanlar arasında uzlaşma olmazsa tunelin sonunda ışık değil, karanlık gözüküyor.