Şike iddialarıyla ilgili soruşturmanın başlamasıyla gelişen süreçte taraftar gruplarının önemi daha da iyi anlaşılır oldu. Çarşı’nın, kulübe kupayı geri verdirtecek güçte bir manifesto yayınlaması ve ardından gelen etkilerle bir kez daha gördük ki taraftar grupları yalnızca haftasonlarını birlikte geçirmekten hoşlanan arkadaş gruplarından biraz daha dikkate değer bir önemi haiz.
Alkaralar da Gençlerbirliği’nin faal taraftar gruplarından biri. Ve görünen o ki Alkaralar’ın huzuru son günlerde iyiden iyiye bozulmuş durumda. Bunun iki ana sebebi olduğunu görüyoruz. Bunlardan birincisi, yönetim, özelinde Başkan. Aslında Gençlerbirliği söz konusu olduğunda zaten yönetim denildiğinde İlhan Cavcav’dan başka birini düşünmek neredeyse imkansız. Alkaralar’ın ikinci sıkıntısı da aslında birincisinin neredeyse aynısı, İlhan Cavcav’ın rakip takım taraftarlarına verildiğinde kazanalıacak paranın galibiyet primine bile erişemeyecek olmasına rağmen maraton tribününü bölüp satması.
Şikenin, kahvelerde, arkadaş gruplarında konuşulan bir mesele olmaktan çıkıp da adli bir meseleye dönüştüğü günlerden beri Gençlerbirliği Spor Kulübü başkanı Sayın İlhan Cavcav, oradan oraya savrulan ve Alkaralar’ın da basın açıklamalarında dile getirdiği üzere, neyi amaçladığı anlaşılamayan açıklamalarıyla gündemde. Hukuki sürecin sonuna gelinmediği , mahkemenin kesin bir hükme varmadığı bu dönemde, “Aziz Yıldırım öyle şey yapmaz”, “Kişi başka kulüp başka.”, “Fenerbahçe’yi düşürürseniz bütün ligin morali altüst olur, ağzımızın tadı kaçar” yollu söylemleriyle sık sık spor basının gündemine geliyor. “Benim takımımda da bu işe bulaşan varsa, mahkeme gözünün yaşına bakmamalı, ne gerekiyorsa yapmalı” demek yerine Fenerbahçe’nin ya da bir şekilde zanlı durumunda olan kulüplerin geleceğini kotarmaya çalışan bu açıklamalar da doğal olarak duyarlılıklarıyla bilinen Alkaralar’ı çileden çıkartmaya yetiyor.
Bir diğer mesele de Maraton meselesi. Başkan Cavcav, bu yıl C Blok’u, deplasmana gelen taraftara verilen A ve B Bloklar ile D’den başlayacak olan evsahibi tribününü ayıran bariyer olarak bırakmayı düşündüğünden C Blok’a bu yıl kombine çıkarmama kararı almış. Bu da demek oluyor ki Alkaralar uzun süredir maç izledikleri C Blok’u terk ederek kendilerine yeni bir yer aramak durumundalar. Alkaralar, ya da Gençlerbirliği’nin diğer taraftar gruplarının nerede oturduğunun hiçbir önemi yok. Çünkü bu insanlar, kar kış demeden sevdalısı oldukları renkleri seyretmek üzere tribünlere zaten koşuyorlar. Ancak burada en az can sıkıcı olan şey Alkaralar’ın yersiz kalması. Daha kötüsü var. A ve B Blokların misafir ekip taraftarlarına verilmesi ve C Blok’un boş bırakılması Cavcav’ın, rakip takım taraftarından kazanacağı parayı kendi taraftarının maça gelip takımını desteklemesinin önünde tuttuğunu gösteriyor. Maraton eskiden beri evsahibinin yeri ve dolayısıyla evsahibi konumundaki taraftar kendisine yapılan bu haksızlığı içine sindiremiyor. Alkaralar’ın da canını sıkan şey bu. Birilerinin Cavcav’a futbolun taraftarlar için oynandığını hatırlatması gerek. Ve Alkaralar da bu konuda inatçı görünüyorlar.
