Bakın ne diyor ?
“Biz kulüpler olarak TFF’ye dedik ki; kurumlar ayrı, kulüpler ayrı. Şahsi işler kulüpleri bağlamaz, soruşturmada adı geçen kulüplerin düşürülmesine şiddetle karşı durduk. Eğer küme düşürme olursa Türk futbolu uçuruma gider” diyor.
Önce yürüyen dava ile ilgili konuşmanın doğru olmadığını ama futbolun içindeki bütün unsurların emniyete ve adli mercilere şükran duyarak yardımcı olmalarının gerektiğine dikkat çekelim.
Bu soruşturmaların sonunda suçsuz olanların aklanmasını, suçlu bulunanların cezalandırılmasını ve haksız kazanılan puan varsa geri alınmasını içimize sindirelim.
Temiz futbol için bu şarttır.
Şimdi gelelim Sayın Cavcav’ın yukardaki sözlerine. “Şahsi işler kulüpleri bağlamaz” imiş.
Ne güzel. Hem kulübü yönetmeye talip olacaksınız hemde kulüple bağlantılı şahsi hata ve işler kulübü bağlamayacak. Dünyada böyle bir özgürlük varmı ?
Futbolun kuralı var. Şirket olan kulüplerin de tabi olduğu ‘şirketler hukuku’ var. Bu kurallara uyan kalacak, uymayanlar bu işi bırakacak.
Şike ile mücadele öncelikle ilgili federasyonların görevidir. Hadi bu görev bir şekilde aksadı diyelim. İşte size yardımcı olmak üzere emniyet ve adli merciler görev başında.
Yaptıkları çalışmalardan basına da yansıyan birçok görüntü ve dinleme kayıtları var.
Futbol Federasyonu’nun sadece bunlara dayanarak bile bir çalışma başlatacağını ilan etmesi gerekmez mi ?
“Elimizde belge yok” diyerek kayıtsız kalmakmı doğru, Sayın Ünal Aysal’ın dikkat çektiği gibi bir yerlerden başlamak mı gerekli ?
Elbette ikincisi.
“Küme düşürme olursa Türk futbolu uçuruma gider” sözü yerine “ Teşvik primi ve şikenin olduğu yerde futbol uçuruma gider” demenizi ne zaman duyacağız Sayın Cavcav ?
Suç varsa cezası olur. Uçurumun dibine sonra bakılır.
