Gençlerbirliği'nde son yıllarda çok ilginç gelişmeler oluyor.
Yazılsa roman olur.
Biz de 4 yıl emek verdiğimiz, bunun karşılığında emek verdiğimiz kulübün bu kötü gidişini önlemek için var gücümüzle bu ilginç olayları gündeme getiriyoruz.
Yılların verdiği tecrübe ile Gençlerbirliği'nin en büyük sorununun 35 yıllık başkan ile taraftar arasındaki mantık açmazı olduğunu söyleyebilirim.
Öncelikle Gençlerbirliği taraftarı kulübünden ne bekler ona bakalım...
Gençlerbirliği taraftarı sahada koşan, mücadele eden ve keyif veren futbolcuları takımlarında görmek isterler. Futbolcu altyapıdan gelirse onlar için daha değerlidir. Yönetimden şampiyonluk falan da istemezler. Onlar için centilmenlik ve güzel futbol ön plandadır.
Ama kulüp başkanı ne yapar 'Ucuza aldığı futbolcuları nasıl pahalı satarım' rüyası ile yaşar...
Herkes bu düşünceye yıllarca oanylamasa da hak verdi. Çünkü parasız kulüp yaşatmak imkansızdı. Ama ne oldu... Futbol ekonomisi değişti. Artık maç kazanıp para kazanma devri başladı.
Ne hikmetse İlhan Cavcav 'Satma' düşüncesinden bir türlü vazgeçemedi. Gençlerbirliği taraftarı kime gönül verse hemen o futbolcuyu sattı.
Bir tek Nihat Baştürk 10 yıl kulüpte barınabildi. Benim de şahit olduğum bir transfer hikayesi var ki sormayın gitsin... Yapılana vefasızlık demek çok hafif kalır...
Neyse konumuz bu değil... Onu sonra yazarız.
Gençlerbirliği dün Galatasaray ile gazozuna bir maç oynadı. Her ne kadar yenen 750 bin lira kadar para kazansa da puan anlamında gazozuna bir maçtı.
Bu sezon büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Galatasaray gelecekte takımda görmek istediği gençlerine şans tanırken, Gençlerbirliği sanki ölüm kalım savaşına çıkar bir havada kadro oluşturmuştu.
İsmine yakıştırdığı 'Kral' lakabının antrenörlüğüne katkısı olacağını zanneden Mustafa Kaplan ise Gençlerbirliği taraftarının belki de ölü sezonda 'Bu çocukta iş var. Gelcek sezonun en iyi transferi bu olacak' rüyasını engel oldu.
Korktu ya da kimsenin sonucunu bile merak etmediği A2'nin şampiyonluk maçına topu attı. Neymiş bir gün önce A2'nin şampiyonluk maçı varmış. Tarık Hoca futbolcu vermek yerine A takımdan futbolcu istemiş...
Mustafa Hocam eğer Gençlerbirliği'nde teknik direktör olmak istiyorsan önce güçlü olacaksın... Kulübü A2 hocası değil sen yöneteceksin.
Bu bir...
İkincisi oyuncu değiştirmeyi bileceksin... Jedinak atılınca, sahada onla birlikte koşan oyuncuyu oyundan almayacaksın. Oyuncu
atılınca 5-10 dakika önce verdiğin değişiklik kararını değiştirip planını ona göre yapacaksın... Benim transfer ettiğim oyuncular oynasın mantığı ile değişiklik ve takım yapmayacaksız.
Son olarak da dereyi geçerken at değiştirmeyeceksin...
En önemlisi de arkadaşlarını satmayacaksız...