Yazarak duygularımı ifade etmek bile yetersiz geldiğinden, belki de bundan sonra sadece susarak tepki vermek gerekli diye düşünüyorum.
Tepkisel yazılarım sonrası oturup bakıyorum kendi kendime ve diyorum ki: “Tamam güzel yazmış, duygularını anlatmışsın ama bunları kime anlatmışsın, hangi kitle bunlardan etkilenecek ve bir ders çıkaracak?”
Parasını alamadığı için veya herhangi bir nedenle ruhunu ortaya koyamayan ve oynamayan futbolcu mu?
Hocalığı bile tartışılır olan ve her hafta sağaçıktan solbek, solaçıktan sağaçık yaratmaya çalışan, ligde en az kendi taraftarını seven bir teknik direktör mü?
Paranın, pulun ve menfaatin esiri olmuş ama eski kariyeri nedeniyle hâlâ kendini tribünlerin kralı sanan bu seyirci kitlesi mi? Takımı bu kadar kötü oynadığı ve hocası tarafından her hafta aşağılandığı halde tepkisini bile ortaya koyamayacak kadar değerlerini kaybetmiş, kendini hâlâ Ankaragücü taraftarı sanan bu insanlar mı?
Verdikleri sözlerin hemen hemen hiçbirini tutmadığı/tutamadığı yetmiyormuş gibi kulübü eskisinden daha kötü konuma getiren, büyük Ankaragücü taraftarını bile birbirine düşüren ve ne kadar hazindir ki kendileri yönetimde iken kulübe icra takibi yapan yöneticiler mi?
Allah aşkına maça geldiğinizde Ankaragücü adına ortada ne bulabiliyorsunuz? Bundan beş sene önce stada geldiğinizdeki duygularınızla şimdi arada büyük bir fark yok mu? Bu oynayan takım kim? Bu futbolcular bizim mi? Bu teknik direktör kimin? Bu yöneticiler kimin? Gol attığımızda sevinmek ve üzülmek arasında bir duygusal gel-git yaşamıyor musunuz? İnsan takımı gol attığı zaman sevinmez mi? O zaman bu takımı bizden alıp götürmüş olmuyorlar mı?
Kendini gerçek Ankaragüçlü sayan her arkadaşıma, can yoldaşıma sesleniyorum: Yüz yıllık çınarımız içi ile dışı ile her anlamda çürümeye yüz tuttu. Bu gidişat hiç iyi değil. Sonumuz Göztepe, Sakaryaspor ve diğerleri gibi olmaya yakın. İş işten geçmeden kendini Ankaragücü’ne adamış gerçek “Güçlüler”in bir an önce grup, tribün ve çıkar kavgası yapmadan tek ses olması gerekmektedir. Tarih olası kötü bir durumda bu birleşmeyi önleyen her kim ise onu Ankaragücü tarihine kara bir leke olarak yazacaktır ve elbet bu hesap kesilecektir. Bundan birkaç sene önce nasıl maçlarda tek ses olup Cemal Aydın’ı bile yıldıran bir taraftarlık örneği verdiyseniz, şimdi de aynı şeyi yapma zamanı geldi ve geçiyor. Gerçek “Güçlüler” iş başına!
Unutmayın ki gecenin gündüze en yakın olduğu zaman, karanlığın en koyu olduğu zamandır!