Aslında gayet normal…
Takımın tamamına yakını değişti…
Yeni yabancılar geldi…
Hem de görüntüye göre hepsi kaliteli…
Değişimin sancılı olacağı kesin. Bakıyorsunuz, Fenerbahçe de, Galatasaray da aynı sıkıntıyı çekiyor. Avrupa’da da birçok kulüpte bu sıkıntı mevcut. Ümit Özat hoca da bu futbolcuların birbirlerini tanıması için çaba harcıyor. Yani biraz zaman gerekli, sabır gerekli.
Tabi ki, zaman zaman kötü sonuçlar alınacak.
Tıpkı Beşiktaş maçında olduğu gibi. Ligin ilk haftalarında alınan bu sonuçlarla ileriye dönük yorumlar yapmak hata olur.
Şu anda bizim yapabileceğimiz yorum şu ;
Takımın kumaşı kesinlikle iyi. Yapılan transferler, özellikle yabancılar kaliteli. Vitek, Sestak ve Gabriç çok iyi futbolcular ve Ankaragücü’ne katkıda bulunacaklarına inanıyoruz. Yerli transferlerin de zamanla arkadaşlarına uyum sağlayacaklarını gözlemliyoruz. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu takıma ve hocasına zaman tanındığı takdirde, iyi şeylerin olabileceğini söyleyebiliriz.
Ancak yönetime ve taraftara da burada büyük görev düşüyor.
Yönetim takımın arkasında durmalı ve özellikle parasal konuda hassas davranmalıdır. Artık Ankaragücü’nde yılan hikayesine dönen “Enkaz edebiyatını” bırakıp, ödemeleri zamanında yapmalı ve kaynak yaratmalıdır. 100. Yılını kutlayan bir kulüpte para sorunu olmamalıdır. Bu kulübün Melih Gökçek’in değil, sarı lacivertli renklere gönül verenlere ait olduğu gösterilmelidir. Basın ile ilişkileri daha güçlü ve açık olmalı, taraftarlara bilgi akışı sağlanmalıdır.
Taraftarlara gelince ;
Biliyorum ki, yönetim anlamında bir bölüm kızgın ve küskün. Ama unutmayın ki, bu takım sizlerin ve sizsiz hiçbir işe yaramaz. Yönetimler gelip geçicidir, baki kalan taraftarlardır. Kurulan bu güçlü kadroya destek verin, arkalarında olun.
Sabredin…
Çünkü sabrın sonu selamettir…