Eskiden; Sayın Cavcav bugün olduğu gibi sadece aldıkları ve sattıkları ile meşgulken, diğer sosyal faaliyetlerle ilgilenen yöneticiler vardı. Buna rağmen Sayın Tanıl Bora ‘Gençlerbirliği Tarihi’ni yazmaya soyununca; kulüpte faydalanacağı bir arşiv bulamamıştı.
O gün gördük ki; bazıları için sadece yaşanan gün önemliydi.
Oysa bütün camiaları, başarıları ve bu başarılara imza atan sembolleri yaşatabilirdi.
Neticede büyüklerimiz evlerinde ne buldularsa getirdiler. Unutulmaz sembollerimizden Münir Özkural’ın (serçe Münir) oğlu Akşit Özkural, babasınında içinde yer aldığı 1933 kadrosunun fotoğrafını getirince; o kadrodan ‘hayatta kalan varmı ?’ arayışına girdik.
O sayede rahmetli Behiç Koral’ı, İstanbul Kavacık’ta bir yaşlılar yurdunda buldum.
Ziyaretlerimden bir tanesine, sağolsun Tanıl Bora’da Ankaradan gelerek katıldı. Böylece kısa bir süre sonra kaybettiğimiz Behiç amcamızda ‘Ankara Rüzgarı’ kitabımıza Gençlerbirliğinin en yeni forması ile girmiş oldu.
Hasan Polat, Behiç Koral’dan 5 yaş daha küçüktür. Onun formamızı ilk giyiş tarihi 1935-36 sezonudur. Bu büyük kaptan zamanında iki Türkiye Birinciliği yaşanmıştır. İlki 1941 yılında Beşiktaşın en kuvvetli kadrosunu (Baba Hakkılı ve Şükrü Gülesinli) finalde 3-1 yenerek, ikincisi 1946 yılında yine Beşiktaşı finalde 2-1 yenerek kazanılmıştır.
Bu unutulmaz insan, Futbol Federasyonu Başkanlığı ve Gençlerbirliği Başkanlığıda yapmasına rağmen, bizim için 18 yıl formamızı başarıdan başarıya koşturan efsane sporcumuzdur.
2000 yılında; kendisi ile aynı dönemde oynamış büyüklerimizin bana verdiği görevle, İstanbul Etiler'deki evinden alarak, Ankara'da adına düzenlenen geceye getirmiştim.
Çok mutlu olmuştu.
Daha sonrada kendisini İstanbul'daki Gençlerliler ile sık sık toplandığımız Teşvikiye'deki ‘GB Mimarlık’ ofisine davet ettik, bazende ziyarete gittik. Mutlaka eksiklerimiz olmuştur.
Ama bu nasıl bir Gençlerbirliği yönetimidir ki; ancak sıradan bir kişinin kaybı kadar ilgiyi yeterli görmüştür.
Gençlerbirliği taraftarı ve soğukkanlılığı ile tanıdığımız spor yazarı Tanıl Bora bile isyan etmiş Radikal’deki köşesinde.
Diyor ki; “ Gençlerbirliği Kulübü, standart bir beyanat yayımladı. Evet, televizyon öncesi zamanlarda, yeni kuşaklar bilmez onun ismini ama biraz daha ‘büyük’ bir anmayı, özenli bir hatırlanmayı hak etmez miydi Hasan Polat ?”
Diğer kulüpler Divan Kurulu üyeleri için, hatta kongre üyeleri için ölüm ilanı verirken, Gençlerbirliği tarihinin Orhan Şeref Apak ile birlikte iki önemli isminden biri unutulmuştur !
Ne başarı yaşandıysa o yokluk yıllarında yaşandı. Son 35 yılda kasa para ile doldu ama sportif başarının yanına bile yaklaşılamadı.
Gençlerbirliği taraftarları silindi, İstanbul kulübü taraftarları yazıldı.
Başkanda yaşlanınca, Gençlerbirliği değerleri unutuldu.
Yazıklar olsun !
ERCÜMENT TUNÇALP
2-09-2010