Ankaragücü Kayserispor maçı seyircisiz, tatsız, tuzsuz bir havada oynandı...
Trabzonspor maçında da hava bundan farklı değildi.
Son iki sezonu hatırlayınca Trabzonspor maçındaki sessizlik beni şaşırtmıştı.
Kendi kendine bunun nedenini kendimce çözmüştüm.
Ama perşembe günü eski başkan Cengiz Topel Yıldırım'ın yaptığı toplantıda karşılaştığım Koray ile konuşmam kafamdaki sorunun cevabını buldu.
Koray'a kafamdaki soruyu sordum...
Koray nedir bu sessizlik. Ankaragücü çok seyircisiz oynama cezası aldı ama Trabzonspor maçındaki hiç yalnız kalmamıştı. Eskiden takımı stat girişinde kalabalık bir taraftar topluluğu karşılar moral verir maç boyunca da stat dışından tezahürat yapardı.
Koray'ın cevabı Ankaragücü'nün durumunu açık açık ortaya koyuyordu.
Kimsede heyacan yok. Heyecan olmayınca da kimse stada gelmek istemiyor.
İşte bu durumdaki Ankaragücü'nün Kayserispor karşısında yenik duruma düşmesine rağmen beraberliği yakalamasının en önemli unsuru futbolcu kalitesiydi.
Tek tek bakınca iyi bir kadro var.
Ama bu kadronun ateşleyicisi eksik.
Ceyhun Eriş gibi oyunu dikine oynayan bir oyuncu bulunamadı. Sarı lacivertliler çabuk atağa çıkıp topu rakip kaleye taşıyamıyor.
Youla belki Ankaragücü'nün topu ileri taşımada ilacı olabilir.
Her şeye rağmen alınan bir puan Ankaragücü için çok önemli...
Bir de Ümit Özat'a 4-5 hafta ömür biçenler şimdilik beklentilerini biraz daha ileri taşıyacak gibi görünüyor.
Sakatların düzelmesi ile bu sürenin uzaması da ömür biçicileri üzebilir...