Sıfıra sıfır, elde var sıfır...
“Bu Gençlerbirliği 3 puanı yanyana zor görür.” diye haftalardır söylüyoruz.
“Henüz ikinci hafta, bu ne acelecilik” diyenlerin, spor yazarları maçında ve önceki hazırlık maçlarındada durumun farklı olmadığını görmeleri gerekirdi.
Transferler yapıldığı anda; 1-2 futbolcu dışındakilerin menajer kazığı olduğunu söylemiştik.
Şimdi duyuyoruzki; bu beceriksizlikleri Doll’e yıkma gayretleri var.
Kulüpte tam bir tiyatro oynanıyor.
Güya menajer istifa etmiş. Birincisi bu menajer bu kulübü bırakamaz. İkincisi bu başkan bu menajeri gönderemez. Üçüncüsü
başkan-menajer ikilisi birbirinden ayrılamaz.
Sonuçta menajer ayrılsa bile ilişkisi dışardan devam eder. Bilmem anlatabildim mi ?
Gelelim takımın durumuna.
Lig Tv sayesinde artık bütün maçları 90 dakika seyredebiliyoruz.
İlk iki haftada görülen; Gençlerbirliğinin ligin en kötü 3-4 takımından birisi olduğudur.
Puanları tek tek toplamak kader olsada; bunun en azından ilk 6 takımla oynanacak 12 maçta geçerli olamayacağı, farklı yenilgilerin ufukta gözüktüğü bir gerçektir.
Kaleci Serdar sayesinde Eskişehir ve Gaziantep maçları geçiştirilmiştir.
Sahaya akseden en güzel şey bu sezon hazırlanan güzel formalardır. Ama içlerinde zevk veren bir takım yoktur.
Taraftar heyecan ister. Taraftar seyir zevki arar. Siz bunların hiçbirisini sağlayamayacaksınız ve soracaksınız: “Ankaralı bizi niye desteklemiyor ?”
Vermeden almaya alışmış zevat kendilerine göre bir düzen kurmuşlar, gönüllü figüran bekliyorlar. Hangi görevde olursa olsun, başarısız olanlar gider, alternatifleri gelir.
Kötü gidişin sorumlusu İlhan Cavcav dır. Hemde son 6 senede olduğu gibi.
Tribünler erken bulup seslendirmesede biz seslendiriyoruz: Cavcav istifa !
Çünkü bu çağrı, yeni sezona ait bir değerlendirmeye değil, bir kuşağın ümitlerini söndürme sebebine dayandırılmaktadır.
