Konuya net gireyim. Isaac ve Çakır konusunda Gençlerbirliği yönetimi hamlelerini doğru yaptı.
İlk önce Isaac ile başlayalım. Isaac ile 3 senelik sözleşmesinin olduğunu Cavcav biliyordu. 18 yaşından küçük birine 3 seneden fazla sözleşme imzalatılmayacağını bilecek kadar profesyonel bir ekip vardı çünkü o zamanlar. Zaten öyle de yapıldı. Sözleşme 3 senelik imzalandı ve altına da eğer 2 tarafta bu süre sonunda birbirlerinden memnunlarsa aynı şartlarla 1 sene bu sözleşmeyi uzatabilirler dendi. Geçen 3 senenin sonunda Gençlerbirliği yönetimi taktiksel çalışmaları devreye soktu. İlhan Cavcav futbolcuya o opsiyon dönemine ait ödeme yaparsan oyuncu da o parayı alırsa otomatikman ben halimden memnunum 1 sene opsiyon devreye girer şeklinde yorumlaNacağını iyi biliyordu. Bunun benzerini Aurelio konusunda değil, Deniz Barış'ta yaşamıştı çünkü.Kulubün parasını bastıra bastıra almıştı Fenerbahçe'nin elinden. Bu yönetimsel bir stratejidir. Sonuç olarak başarılıdır. Isaac'ın Gençlerbirliği'nden niye kaçarcasına gittiği veya niye mutlu olmadığı ayrı mesedir bu ayrı bir meseledir.
Gelelim Çakır'a......
Bu konuda hepimiz biraz duygusal davrandık. Bir sezon boyunca hiç iyi performans sergilemeyen Çakır'a bizim çocuğumuz diyerek ses çıkarmadık. Ancak Çakır'ın ortaya koyduğu performans, takımdan memnun olmadığı ortada. Gitmesi değil kalması asıl mesele idi. Burada yine yönetimin daha doğrusu Başkan'ın pazarlama taktikleri devreye girdi. İstemem yan cebime koy tarzı ile kulübün kasasına bu transferden daha fazla para soktu ise yine doğru bir iş yapılmıştır. Futbol piyasası Cavcav'ın satmıyorum lafının fiyatı arttırın manasına geldiğini iyi bilir.
Bu iki transferde Gençlerbirliği yönetimi başarılı bir profil çizdi diye düşünüyorum. Başarısız hamleyi Ankaraspor yaptı. 1 Milyon 50 bin dolar gibi bir parayı Mehmet Çakır kabiliyetinde bir oyuncuya vermek hiç akıllıca olmasa gerek....
Bu yazının ardından "Bülent Atlas Cavcav'ı savunur oldu" diyenler çıkacaktır. Kulübe muhalefet olmaz. Yönetime muhalefet olur. Evet Cavcav'ın bu kulübü bir çok konuda kötü yönettiğini ve çok ciddi hatalar yaptığını söylüyorum. Ancak Kulübün başındaki kişiler doğru hamleler yaptıkları taktirde en az hata yaptıkları kadar dillendirilmelidir. Bu çizgide Cavcav'ın ya da yöneticilerin yapacakları her güzel işi ayakta alkışlayacağım gibi Kale Arkası'na kombine çıkarmama rezaleti de mümkün olan her platformda hatırlatılacağım. Maraton'da Gençlerbirliği hareketini başlatan ALKARALAR'ın görüşü bile alınmadan 2 tribünün birleştirilmesinin ilerde nelere gebe olacağını, yıllardır Kale Arkasında maç izlemiş bir kitlenin büyük maçlarda hasılat derdine girerek zorla Maraton'a taşınmasının ne kadar büyük hata olacağı elbette yazılacaktır.