Klasspor - Selim Eren - Tello gider yan gider Tello yazısı

Site İçi Arama


TELLO GİDER YAN GİDER TELLO

4803 Okunma


(DELİRDİK ARTIK!)

Ankaragücü lige her zamanki gibi yine hayal kırıklığı ve kaosla girecek. Ama doğrusu bu seferki hayal kırıklığı bizim için eskisine göre çok daha yıpratıcı oldu. Cemal Aydın döneminde zaten hiçbirimiz kendisine inanmadığımız için ve verilen sözlerin tutulmayacağını bildiğimizden çok büyük sarsıntılar yaşamazdık.

Bir de alıştığımızdan mıdır nedir, Cemal Aydın için nasıl olsa son 5–6 hafta bir şeyler olur, takımı kümede bırakır; bunu da bize başarı olarak yutturur diye düşünürdük. Gerçekten de bu dönemlerde her sene ara transferde birkaç oyuncu alıp, son altı hafta içinde de imkânsız birkaç galibiyet alarak kümede kaldık. Yani biz, hastalık yapan bu virüse bağışıklık kazanmıştık ve o yüzden ölmeden belki biraz sürünerek bu hastalığı atlatıyorduk.

Ama şimdi durum değişti. Yeni yönetim bize önce sanal bir doping yaptı. Kendimizi iyi hissettiren bu katkı maddeleri ile bünyemizin daha güçlü olabileceğine biz de inandık. Vassel, Rothen, Sapara gibi oyuncuları görünce bağışıklığımızın arttığına inandık. Fakat dedim ya, eski virüsümüzü tanıyorduk ve yaptığı hastalığı bildiğimiz için hafif atlatıyorduk. Şimdi ise tanımadığımız, alışık olmadığımız bir virüsle baş başa kaldık. Bağışıklığımızı artırdık diye düşünürken bütün savunma sistemimizi yavaş yavaş çökerttiler. Önce yönetimden sorumlu olan beynimize Ümit Özat getirildi. Arkasından sol tarafımıza kumanda eden Rothen gönderildi. Savunma sistemimizi ayakta tutan Broggi, El Yasa, Koray, Serkan bünyemizden uzaklaştırıldı. En son olarak da dışarıdan gelen mikroplarla uğraşan, onları yok eden Vittek’in etkisiz hale getirilmeye çalışılmakta olduğu haberini aldık. Elde sadece alternatif tıp maddesi olabilecek kuvvetlerimiz kaldı: Mehmet Çakır, Metin Akan, Murat Duruer ve diğerleri… Yani şu an için işimiz Allah’a ve yedek kuvvetlere kalmış durumda…

Benim anladığım biz bir deney ortamına sokulmuşuz. Bizi tedavi edeceğiz diye sahiplenenler sadece kendi icatlarını denemek veya egolarını tatmin edebilmek için bu işin içine girmişler. Önce sanal bir doping yaparak testlerine başladılar; bünyemizi kandırdıktan sonra da savunma sistemimizi yıkarak ne gibi tepkiler olduğuna baktılar. Bu tip deneylerin sonunda ya denek tepkilere alışamadığından ölür ya da hasara bağlı olarak “sekel” meydana gelir. Bu “sekel” bazen fiziki kayıplara bazen de ruhsal bozulmalara, deliliğe kadar gider. Böyle bilimsel ve samimiyetle yapılmayan deneylerde genel amaç, parayı çok bulan bazı insanların heyecanlarına hizmet etmektir

Kıssadan hisse, Ankaragücü üzerinden camiamız ve taraftarımız ile bir oyun oynanmaktadır. Alışagelmiş Ankaragücü formatı değiştirilip yerine ruhsuz, hırssız, hedefsiz ve Ankaragüçlü olduğu sorgulanır bir takım, yönetim ve teknik kadro ile birbirine kırdırılan taraftar gurupları yaratılmış durumdadır. Her şeyin özelliğini ve güzelliğini kaybettiği güçsüz, ümitsiz ve hedefsiz bir camia haline gelmiş durumdayız. Lig daha başlamadan hepimiz için bitmiş haldedir. Her sene temmuz ayında yaşadığımız lig özlemi, yerini kırıklık, öfke ve bıkkınlığa bırakmıştır. Yönetenlerimiz bizim sayemizde sağa sola palazlanmak, delikanlı edebiyatı yapmak, kendilerini siyasi ve sosyal platformlarda daha çok göstermek dışında Ankaragücü’ne bir katkı sağlamamış sadece kendilerini doyuma ulaştırmışlardır.

Ankarasporlu olup Ankaragücü’nü sevmediğini söyleyen futbolcusu, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı olduğunu söyleyen başkanı ve idarecisi, Fenerbahçe kongre üyesi olduğu bilinen sözde onursal başkanı, eski Gençlerbirlikli Fenerbahçe’den kovulma hocası, kulübü çok sevdiğini söyleyip gelirine temlikler koyduran eski başkanları ve hocaları, takımını çok sevdiğini söyleyerek hiçbir yenilgi sonrası yüzünü üzgün görmediğim bazı taraftar liderleri ile rant peşinde koşmak dışında amacı olmayan ve taraftar diye geçinen bazı adamları sayesinde gerçek Ankaragüçlüler olarak cinnet halindeyiz.

Oynanan oyun ve yapılan deneyler, verilip tutulmayan sözler ve her gün bize geldiğini sandığımız ama sonra rakip takımlara gittiğini öğrendiğimiz futbolculara ilişkin transfer haberleri ile akli dengemizi kaybettik. Son olarak, “sözü bile kesildi, olay bitti” diye gelmesini beklediğimiz Tello da Eskişehir’e gidince kafamızdaki en son tahtayı da kaybettik. Ben de artık dellendim ve takmıyorum artık kafama... Ve tutturdum bir türkü dilimde: Tello gider, yan gider Tello!
 

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
SELİM EREN



Yazarın Diğer Yazıları