Yıllardır coşkularını bile izlediğimizde keyiflendiğimiz Bursaspor taraftarı, bu sene gelen masal gibi şampiyonlukla iyice kabına sığamaz bir hal aldı. Bursa Atatürk Stadı, bu futbol ateşine ev sahipliği yapabilecek bir durumda değil artık. Bizim 19 Mayıs’dan bile konforsuz. En kalabalık ve coşkulu yeri olan kale arkası tribününde, çatıdan gelen kolonların önünüzü kapatmadığı, oyun sahasının tamamının rahatlıkla görülebildiği bir yer bulabilmek büyük beceri… Hiçbir turnuvaya ev sahipliği yapılmasa dahi, yeni stat projesinden geri atılamayacak şehir Bursadır. Bursa’dan yükselen futbol çığlığı, Atatürk Stadı’na sığmıyordu zaten; şampiyonluk sonrası hepten dar gelecek. Zaten duyumlar Bursa’daki stat projesinin asla ikinci plana atılmadığını gösteriyor. Geçenlerde bir gazetede yeni stadın maketinin resmini bile gördüm. Eğer bu proje hayat bulursa, Bursasporlular, takımlarını stadın etrafında kıvrılmış bir timsahın gölgesinde seyredecekler.
Şimdi soru, yeni stadın adının ne olacağı… İlk duyumlara göre Timsah Arena. Moda, yeni statların adını “arenalı bir şeyler” koymak. Kasıtlı olarak futbol ile şiddeti bağdaştıranlara, bir koz da alın buradan… Stadın adını arena koyduktan sonra, futbolculara gladyatör yakıştırması yapanlara ne cevap vereceksiniz?
Benim Bursaspor için bir stat ismi önerim var. Yıllardır stat isimlerinin devlet büyüklerinden alıntı olmasına, belediye ve il yönetiminin stat ismiyle anılmasına da başkaldırı olabilecek bir isim önerisi bu… Bursaspor’a mâl olmuş, adı Bursaspor ile özdeşleşmiş bir futbolcunun ismi. Türkiye’deki stat isimlerinden biraz farklı, radikal bir seçim. Önereceğim isim bir devlet büyüğü, ya da takım kurucusu değil, zaten Türk de değil, beyaz hiç değil… Üstelik futbol hayatı boyunca alkol, kadın ve zevkten kendini asla alıkoymamış, geceleri alem, gündüzleri antrenman yapmaktan yorulmamış, bu hareketli yaşamına rağmen oynadığı her maçta Bursa halkına futbolu biraz daha sevdirmiş bir Afrikalı… Bursaspor’un yıllardan beri gururla taşıdığı “timsah” unvanının kazanılmasını sağlamış, timsah yürüyüşünü Uganda’dan Bursa’ya getirmiş, o dönemlerde İnter- Toto Kupası’nda fırtına gibi esen Bursaspor’un gollerinin hatırı sayılır bir kısmına imza atmış, değerli bir futbolcu: Majid Mususi… Bursaspor’da altın çağını yaşayan ve Bursaspor’a da altın çağını yaşatan bu futbol emekçisi, 2005 yılında Asya’da futbol hayatını sürdürürken, kaptığı Hiv virüsü nedeniyle hayatını da kaybetmişti. Eminim Bursaspor’a çok önemli futbolcular, yıldızlar gelmiştir, hatta belki Mususi’den yararlı olanları da olmuştur ama, Bursa’daki futbol ateşinin en büyük körükleyicisi Majid Mususi’dir. Bursaspor’un timsah lakabını almasında da, Bursalıların bundan sonraki maçlarını kıvrılmış bir timsah gölgesinde izleyecek olmasında da, O’nun payı büyüktür. Dileğim Bursaspor şehrinin, bu Ugandalıyı ölümünden sonra böyle onurlandırması, Bursa’daki stada “Majid Mususi Stadyumu” adını vermesidir. Mususi de, timsah da, yeni stat da böylece Bursa’ya daha çok yakışacaktır.
