Kısa süreli bir iş nedeniyle Ankara dışına çıktığım için yaklaşık 3.5 ay KLASSPOR’a yazı yazamamıştım. Hani, futbol sezonu da sona erdiği için biraz da yazı yazmayı istememiştim.
Son yazımız 14 Mart’ta girmiş KLASSPOR sitesine. İnşallah bundan sonra kısa süreli ayrılıklar da olmaz, KLASPOR okurları ile her hafta buluşuruz.
Ankara’dan uzak da olsak, Ankaragücü’nü mümkün olduğunca izlemeye çalıştım. Başkan Ahmet Gökçek’in “100. yılda şampiyonluğa oynayacak, rüya takım” vaatlerini izledim. Bu vaatlerin rüyada kalacağını biliyordum ancak yine de bir ümitle bekledim.
Ta ki, Hürriyet Ankara ekinde dün yayımlanan habere kadar. Haberde, “Daha önce açıklanmasına rağmen Başkan Ahmet Gökçek’in uyanamadığı için transfer törenine katılamadığı” bilgisi yer alıyordu. Neymiş, “Sabahlara kadar transfer çalışmaları yürüttüğü için uyanamamış.” “İyi yönetilen, ne olduğu belli olan bir kulüpte” böyle bir gerekçe olabilir mi? Başkanlığını geçtim, medeni bir insan böyle bir nedenle daha önceden katılacağını bildirdiği törene katılmamazlık edebilir mi? Hani derler ya, özrü kabahatinden büyük. Bari, “İşi vardı da katılamadı” deyip, işin içinden sıyrılmaya çalışsaydınız. Sonunda, “Bu vaatler rüyada kalır” tespitim doğru çıktı.
Tabii, Ankaragücü’ndeki “başıboşluk, nasıl yapıldığı belli olmayan yönetim, transferler ve şampiyonluk hikayesi”ne ilişkin bombalar bitmiyor. Bildiğiniz gibi Ankaragücü yönetimi, 3 Ocak’ta işbaşına geldi. Aradan geçti 6 ay. Bu sürüde kaç kez yönetim kurulu toplantısı yapıldı dersiniz? Sadece ve sadece 2. Üstelik son yapılan toplantıya Başkan Ahmet Gökçek de katılmamış.
BÜYÜK KÜLUP NASIL OLUNUR?
Gece evde, internet sitelerindeki spor haberlerini okurken, rastladığım bir haber de “Nasıl büyük kulüp olunacağının” yanıtını veriyordu. Galatasaray Kulübü, Kalamış Tesisleri’nde, “Yaza Merhaba” partisi yapmış, Başkan Adnan Polat’ın da katıldığı organizasyonda, çok sayıda davetli yer almış. Düşünün, bir yaz akşamında kulüp üyeleri bir araya gelmiş, en azından hasret giderip, sohbet etmişlerdir. Büyük kulüp olmanın bundan iyi göstergesi olabilir mi?
ANKARAGÜCÜ TAKIM BİLE DEĞİL
Futbol takımı, sabah yaptığı antrenman ile yeni sezonu açıyor, haber medyaya, “Birkaç yöneticinin katıldığı sezon açılışı” olarak yansıyor. Başkan ortada yok, yöneticiler nerede belli değil, taraftar yok. İşler, Avni Kavlak ve Nadir Koç başta olmak üzere birkaç yönetici ile Genel Menajer Ender Yurtgüven’in üzerine kalmış. Kimsenin de umurunda değil. Bazı yöneticiler, heveslerini çoktan yitirmişler, “Nereden girdik bu işe?” havasındalar. Ankaragücü, bırakın büyük kulüp olmayı, takım bile olmayı başaramamış bir görüntü veriyor.
Neyse ki, başkan akşam antrenmanını izlemiş. Ancak uyanmış olmalı.
SEZON AÇILIŞI BÖYLE OLMAZ, BÖYLE OLUR
Buyurun, benden de bir sezon açılışı önerisi:
İlk antrenmandan birkaç saat önce başlayacak şekilde yönetim kurulu toplantısı yapılsa, bitince de yönetim kurulu üyeleri ile futbolcular, antrenman öncesi tanışsa, konuşsa, yöneticiler, futbolcuların sırtlarını sıvazlasa, olmaz mıydı? Antrenman bittikten sonra, Yönetim Kurulu’nun davetiyle, Başkan Ahmet Gökçek başta olmak üzere tüm yöneticiler, teknik kadro, futbolcular, kulüp çalışanları, kulübü izleyen basın mensupları eşleriyle birlikte tesislerde bir akşam yemeği yeseler, tanışsalar, konuşsalar, kaynaşsalar, ayıp mı sayılırdı? Hatta bu yemeğe Onursal Başkan Melih Gökçek ve eşi Nevin Gökçek de katılsaydı, modern, medeni bir ortamda yeni sezona girilseydi, Ankaragücü ve yönetimi, köylülükten kurtulduklarını dosta düşmana gösterseydi, fena mı olurdu?
SERKAN NEDEN KADRO DIŞI BIRAKILDI?
Dakika 1, gol 1; kaleci Serkan ile Aydın, disiplinsizlik nedeniyle kadro dışı bırakılmış. Serkan ile sezon bittikten sonra anlaşma yapılmıştı. O günden sonra da kimse birbirini görmemişti. Benim merak ettiğim, Serkan disiplinsizliği nerede, ne zaman yaptı? Ortada antrenman yok, maç yok, ilk antrenmana çıkarken “disiplinsiz” kararı neye dayanılarak alındı? Yoksa, geçen sezonun hesabı mı soruluyor?