Ankaragücü’nde yönetim değişir, hoca değişir, başkan değişir ama ne hikmetse anlayış mümkün değil değişmez. İnsan bunu anlamakta zorluk çekiyor. Çünkü normalde farklı insanlardan farklı uygulamalar beklenir. Her insanın değişik bir metodu vardır veya zekâsı olayları okuması daha farklıdır ki bu da insan doğasının gereğidir. Ama bizim takımda bunu görmek mümkün değil. Belki de dünyada tek bir örneğini bile bulamayız. Ama olaylar o kadar çok birbirine şablon tarzında uyuyor ki, söylenen yalanlar ve vaatler bile kopya. Ne kadar zamandır bu böyle derseniz, neredeyse 15 yıl oldu.
Anlatayım da bakın, olayın akışı şu şekilde oluyor: Önce takım ligi son anda kümede kalarak bitiriyor. Sonra kulüpte ve taraftarlarda bir çalkantı ve hareketlenme oluyor. Arkasından istifa sesleri falan derken, geçmiş zamanda Cemal Aydın şimdi ise Gökçekler bir anda gündem değiştiriyorlar. Geçmiş zamanda hemen Cemal Aydın çıkar, “Bu sene ses getirecek üç bomba transferimiz var. Hepinizin gönlü rahat olsun. Seneye bu sıkıntıları çekmeyecek, hem kupada hem de ligde kafaya oynayacak bomba transferler yapacağız!” diyerek camiayı defalarca kandırırdı. Kimler gelip gitmedi ki bu hayal âleminde… Benim bildiğim en son bomba Kulivert idi. Biraz zaman geçip verilen sözler yerine getirilmediğinde Cemal Aydın hemen sahneye çıkar ve pişkin bir açıklama daha yapardı: “Biz en iyi transferi yapmak istiyoruz, o yüzden bekliyoruz!”, “Avrupa kupası maçları bitsin onu bekliyoruz!” gibi… Bu tarz abuk sabuk kandırmaca söylemleri kaç sene dinledik. Hâlbuki bunun transfer döneminin sonuna doğru elde kalmış, kimse ile anlaşamamış ve fiyatı düşmüş, bonservisi elinde olan futbolcular için bir bekleme olduğunu mahalledeki çocuklar bile biliyordu. Tabii ki bunun sonunda çok parası da olmadığından, Sayın Cemal Aydın hemen her sene üçüncü sınıf topçuları getirdi takıma. İşin en kötüsü ise bu transferlerin ligin başlamasına beş gün kala yapılmış olmasıydı. Bu arada taraftarlar da çeşitli kabilelerden takıma gelip, sezon başlamadan giden 8-10 Afrikalı futbolcuya da alışmıştı. İlk zaman bu adamlar madem kötü niye aldık ve iki haftada niye yolladık o zaman diye düşünürken, sonra bunun bir güzel ticaret (!) olduğunu da anladı bu taraftar. İşte biz yıllardır lige böyle adını sanını bilmediğimiz, kamp döneminde bile görmediğimiz asla hazır olmayan futbolcuların oluşturduğu takımla girdik her sezona. Doğal olarak da her sene hedefimiz kümede kalmak oldu. Hep 100. yıl masalını dinledik son 10 yıldır. Bombaların hepsi elimizde patladı; hayallerimiz ve umutlarımız da her sene daha Ağustos ayı başında eridi gitti. Hatırlarım da her sezon lig başladığında hep fikstürdeki son beş haftaya bakardım kümede kalabilir miyiz acaba diye.
Yıllar geçti ve o 100. yıl geldi. Ama ne geliş! Neredeyse taraftar bütün sezon Cemal Aydın’a, sözde onursal başkanına tüm maçlarda küfür edip istifaya çağırdı. Ankara da oynanan birçok maçta takım galibiyet bile alamadı ve her sene olduğu gibi yine son anda kümede kaldı. Fakat ilk defa taraftar bir duruş gösterdi ve sözde onursal başkan sonunda istifa etti. Bence son zamanlarda Ankaragücü için en hayırlı olay da bu oldu. Ama bundan sonraki gidişat beklendiği gibi olmadı. Cengiz Topel Yıldırım ve ekibi parasız olduğundan istediklerini yapamadı. Bir taraftan da Cemal Aydın’ın ayak oyunları devam etti. Bu da yetmezmiş gibi Gökçek ailesi olaya el attı ve baskılar sonucu Sayın Ahmet Gökçek başkan oldu. Kulüp, bir yıl içinde üç kez el değiştirdi. Ahmet Gökçek’e karşı çıkanlar da oldu, destek verenler de… Sonunda bekleyip görmeye umutlanmaya karar verdik. Ama daha ligin başında Ankaraspor küme düşürüldü; Hikmet hoca gitti; ardından da tek tek bütün Ankaragüçlü futbolcular takımdan gönderildi ve kaos ortamı devam etti. Hocasız geçirilen 5–6 haftalık dönem içinde alınan kötü sonuçlar ile de takım dibe vurdu. Ara transferde gelenlerle zor bela kümede kalabildik, her sene olduğu gibi…
Herkes ara transferde yapılan transferlerin dünya çapında futbolcular olduğunu söyledi. Belki Rothen, Sapara ve Vittek bilinen futbolcular ama açıkçası ben bu futbolcuların takıma beklenen oranda çok büyük katkıları olduğunu düşünmüyorum. Dünya çapında dört futbolcun varsa o takım o ligi 13. bitirmez. Aklıma ilk yarı Ankara’da oynanan Galatasaray maçı geldi. Maçı bir kez daha izledim ve ne kadar iyi oynayıp sahayı Galatasaray’a dar ettiğimizi tekrar görme imkânım oldu. Kadroyu tekrar inceledim; Serkan - Broggi. El Yasa, Ediz, Risp - Murat Duruer, Hürriyet, Ceyhun, Barbaros – Çakır, Metin Akan şeklinde sahaya çıkmışız. Takımın başında da Hikmet Karaman var. Maç skoru 3–0… Arkasından bir de İstanbul’da oynanan Galatasaray-Ankaragücü maçını izledim. O maçta da ilk 25 dakikada durum 3–0 olmuş ve Geremi büyük hatası ile maça damga vurmuş. Yine Ankara ve İstanbul’da oynanan Fenerbahçe maçlarına baktım; İstanbul’da oynanan ilk maçı son anda hakem 3–2 iken elimizden almış ve çok güzel bir oyun sergilemişiz. Bu kadroda, beğenmediğimiz ama Ankaragücü ruhu olan futbolcular varken, ligin ikinci yarısında Ankara’da oynanan maçta şut bile atamadan 3–0 yenilen ve “dünya çapında futbolculardan oluştuğu söylenen bir takım” mevcut… İşte durum bu olunca da bir yerlerde yanlış yapıldığını düşünüyorum. Yorumu da size bırakıyorum.
Şimdi asıl sıkıntımıza gelelim. Bu sene yine 10 Haziran’da bombalar patlayacak sözü verildi. Bugün 15 Haziran oldu çıt yok. Tek bir açıklama var; o da transferleri düşünülen futbolcular Dünya Kupasında oynadığı için kupanın bitmesi ile transfer işlemlerinin başlatılacağına dair… İşte yine aynı hikâye, aynı senaryo gerçekleşecek ve o bombalar elde patlayacak. Bir kere Dünya Kupasının bitmesine bir ay var. Kupa bittiğinde sizin talep ettiğiniz futbolcuların birçoğunun da fiyatı artacağından onları almak da mümkün olmayacak. Beğendiğiniz futbolcuları alsanız bile ligin başlamasına 15 gün kalmış olduğundan, yine iyi bir hazırlık dönemi geçirmeden lige başlayacağız. Bu şekilde de başarı yine hayal olacak!
Çok geç olmadan, iş işten geçmeden, bir an önce bu transferler ile temasa geçip işlem bitirilmeli ve bu bomba transferler hemen açıklanmalıdır. Ankaragücü Kulübü futbolcudan haber beklemez; gider ve alır. Bu camiaya bu yakışır. Bu yüzden bir an önce kaliteli birer sol açık, sol bek, sağ açık ve sağ bekin yanı sıra iki forvet ile hemen anlaşma yapılmalıdır. Bu yapılan transferler de El Yasa ve Broggi’den daha kötü olmamalıdır diye düşünüyorum. Elindeki iyi adamları satıp daha kötüsünü almak da zaten bir tek bizim kulüpte görülen bir özelliktir.
Son olarak diyorum ki, söz verdiğiniz bu bombaları bir an önce patlatın. Artık bir ilki başarın ki, bu bombalar bir kez daha elimizde patlamasın. Hadi gösterin kendinizi; bizi utandırın sayın yönetim…