Yüz yıllık kulüp, amatör bir takımı yönetemeyecek kadroların elinde. Önce sevindik, maddi kaynak geliyor diye...
Sonra gördükki; para filan yok ortada ve futbolcular birikmiş alacaklarını tahsil etmek üzere bu önemli maç öncesi antremana çıkmıyorlar.
Kendisini ‘Asbaşkan’ sıfatıyla öne atan lafını bilmez bir yönetici, ortalığı darman duman ediyor ve herkesi geriyor. Sonra televizyonlara çıkıyor, lüzumlu lüzumsuz birçok kişiden özür diliyor.
Başkan bu şahsa lafını geçirememiş olacakki, babası devreye giriyor. “Konuşma” dediği belli, ama malum zat yine konuşuyor. Atilla Türker yılların gazetecisi. Şimdiye kadar yalanını değil, yanlışını gören olmamış. “Aziz Yıldırım’ın tetikçisi” diye suçlanıyor.
Bir kulüp yönetimi düşününki; taraftarını hiç tanımıyor. Gelir durumunu bilmiyor. Gecekonduya, beş yıldızlı malikane tarifesi uyguluyor. Bilet fiyatı 50 tl ve gecekondu bomboş...
Yahu senin taraftarın bu parayı ödeyebilirmi ? Amacınız üzüm yemekmi, bağcıyı dövmekmi ?
Ankaralı taraftarın hiç şansı yok. Bir kulübün başında İstanbul Kulüplerini müşteri kabul eden zihniyet, diğerinin başında “babam sağolsun” diyen stajyer...
Bizler Ankaralı olarak, ne 100. yıl kutlayabiliriz, nede bunlara güvenerek esip gürleyebiliriz.
Yazıklar olsun.