Uzaklardan…

Avrupa Şampiyonasından eve dönüşün hemen..." /> Uzaklardan…

Avrupa Şampiyonasından eve dönüşün hemen..."/> Klasspor - Ziya Adnan - Kene... yazısı

Site İçi Arama


KENE...

3419 Okunma


Uzaklardan…

Avrupa Şampiyonasından eve dönüşün hemen ertesinde. İngilizler’in efsane golcüsü Lineker’ın tanımında ki gibi, ‘Futbol, 22 oyuncunun 90 dakika mücadele ettiği ve sonunda Almanlar’ın kazandığı oyun…’ işte. Her ne kadar kabullenmek istemeksek de. Ama bugün konumuz farklı, bilirim tatsız ama yine de yazmak gerek. Hele de günlük yaşamımıza bu kadar sızmışsa. Konumuz keneler, küresel ısınmaya bağlı olarak, yakın geçmişte ülkem topraklarında yerleşkeliğini artırmış, Kırım Kongo kanamalı hastalığının taşıyıcısı sevimsiz yaratıklar. Daha çok kırsal alanlarda yaşayan, küçük oval şeklinde, 6-8 bacaklı, uçamayan, sıçrayamayan, hayvanların, insanların kanlarını emerek beslenenen asalaklar. Kanla beslendikleri için hastalıkları insanlara bulaştırırlar. Yaz aylarına girmemizle birlikte, neredeyse hemen her gün gazetelerde, televizyon kanallarında yürek yakan kene haberlerinin arttığı sıcak günlerde.

Nereden aklımıza geldiyse lafı açıldı bu kene meselesinin. Bu konuda, benden çok daha bilgili doktor arkadaşıma;

“Bu keneler hep kırsal da mı yaşarlar, şehirlerde yaşamazlar mı ?

diye sordum, belki de biraz saf bir anımda…

Öyle baktı yüzüme, biraz muzip, biraz bilge. Sonra ağır ama kendinden emin bir ifadeyle;

“Yaşarlar elbet…” dedi,

“Belki, 6 veya 8 bacaklı ucube bir yaratık olarak değil, belki o minicik canlı gibi alenen kan emerek değil, ama senin benim gibi insan kılığında…”

Sonra devam etti;

Kenenin en büyük özelliği asalak olmasıdır, kanla beslenir, ve bir kez yuvalandılar mı asla gitmezler. Kovsan gitmezler. Öyle ki, onları yuvalarından çıkarmak için öldürmek gerekir. Ve hatta, öldüklerinde bile, kafaları içerde kalırsa zehirlerini yaymaya devam ederler…

Kene, tabiatın yarattığı en sevimsiz asalaktır. Ve ne yazık ki, bizim coğrafya da her şekilde olana rastlamak mümkündür. Kimileri küçük, kimileri büyük. Kimileri insan kılığında. Ve hatta bazıları kravat, gömlek takarlar, pahallı arabalara binerler, senin benim gibi düzgün cümleler kurarlar, bolca vatan millet edebiyatı yaparlar. Her fırsatta, çöreklendikleri ortamlara nasıl delice sevdalı olduklarından dem vururlar. Sevdalarını anlatırken gözleri dolar, sanırsın ki öz evlatlarları. Genelde en şatafatlı mekanlarda, kalburüstü davetlerde, televizyon kanallarında, basın toplantılarında, uçaklarda, VIP salonlarında boy gösterirler.

Siyasetten spora yaşamın her alanında…

Velhasıl, içimizdeki keneler kan emmezler ama bulundukları ortamın iliğini kemiğini…

Ve tıpkı minyatür versiyonları gibi, bir kere geldiler mi asla ve asla gitmezler…

Kovsan gitmezler…

Bazen gidecek gibi olurlar, ‘tamam bu sefer gitti galiba’ dersin, ama zamanla anlarsın her gidiş aslında kocaman bir yalandır. Onlar bir kere gelmeye görsün, bir daha asla kendi rızalarıyla gitmezler.

Ve işin garip tarafı, o kadar alışmıştır ki Türk insanı onların varlığına, kimseler onları oturdukları rahat koltuklarından sökme adına çaba sarfetmez.

“Bu kene gitse yerine başka kene gelecek, hem de daha büyük açlıkla, nasılsa bunların hepsi ayni, bu belki biraz doymuştur, o yüzden ne gerek var uğraşmaya…”

zihniyeti nicedir bizim topraklarda kesintisiz hüküm sürer…

Velhasıl, iyi eğitim almış, iyi giyinen, yazın ayrı, kışın ayrı villalarda vur patlasın yaşayıp, pahallı arabalara binen, lüks yaşamı seven, kendileri gibi olanlarla pek sıkı fıkı nice insan kılığında ‘keneler’ yaşar gider aramızda…

Ve kimbilir, belki de ‘küçük kenelerin’ bunca zaman sonra ülkemize musallat olması, büyük kenelerin dokunulmazlığından cesaret almalarındandır…


***


Arkadaşım konuşurken, Nuri Bilge Ceylan’ın tanımıyla ‘güzel ama yalnız’ ülkem topraklarında haylidir kovuşlanmış, insan kılığında aramızda yaşayan nice büyük ‘keneler’i düşündüm.

Siyasetten, spora yaşamın her alanında.

Ve elbette adına futbol denilen güzelim oyunda…

Futbolumuzda ki keneleri düşündüm, bir türlü ayıklayamadığımız…

Nicedir Türk futbolunun iliğini kemiğini kemiren…

Denetimsiz ve kadersiz coğrafyamda, güzel insanların cümlelerinin nicedir bittiği ‘keneler’ diyarında. Oysa bize öğretmişlerdi, başarısızlığın da bir bedeli olması gerektiğini, ama yalanmış. Keneler sarınca dört bir yanımızı, büyüklü küçüklü, avam iktidar, kötülük ve arsızlık baş tacı olurmuş.

Yüreğimizin sesi bitermiş bunca pespayelik karşısında…

Keneleri düşündüm, yandaşlarının doldurduğu kongre salonlarında oldu bittiye getirilen göstermelik kongrelerde tekrar tekrar başa gelenleri, pişkinlerinden asla taviz vermeyenleri. Kanla değil, ama haspel kader oturdukları koltuğun yabana atılmayacak getirisi ile beslenenleri düşündüm…

Kovsan gitmeyenleri…

Keneler, bir kere çöreklendiler mi ortama…

Keneler, nicedir kulüp binalarında, stadyumlarda, futbol sahalarında, basın toplantılarında, gazetelerin spor sayfalarında, televizyon ekranlarında, kongre salonlarında, şike pazarlıklarında, rahat koltuklarında…

Keneler, kimbilir kaç zamandır aramızda…

Kenelerden uzak bir yaz geçirmeniz dileğiyle…

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
14
kombine
4 Temmuz 200816:22
ankaragücü kombine biletleri ne kadar ne zaman belli oluyor bilen yokmu
13
mustafa kalkan
1 Temmuz 200800:30
gençgüçlüler olduğu sürece cemal aydın görevinde..onlar kadar yalaka taraftar görmedim.onlar ankaragüçlü değil..para uğruna çıkarcılar.adiler
12
E.KOÇAK
30 Haziran 200800:45
BU ARADA YAZIYI OKUYUNCA AKLIMA GELDİ.ANKARAGÜCÜNE YENİDEN BAŞKAN SEÇİLMİŞ.İSMİNİ BİLEN VAR MI?HEM DE 100.YILA SÜPER KADRO KURUYORMUŞ,YENİ VE GENÇ YÖNETİMİ İLE ANKARAGÜCÜNÜ ŞAMPİYON YAPACAKMIŞ... NEYSE KONUMUZA DÖNELİM.ADI ÜSTÜNDE KENEDİR NE YAPSA YERİDİR.DEYİP GEÇMEYELİM BU KENELERİNDE ELBET VARDIR BİR İLACI...SADE TARAFTARLAR GERÇEK GÜÇLÜLER HEPİNİZİ ALNI DİK,GÖĞSÜ KABARIK MAÇLARA BEKLİYORUM.BU BİZİM AYIBIMIZ DEĞİL.
11
alper
29 Haziran 200812:28
abi cesur kaleminden dolayı tebrik ediyorum.çok guzel bir yazı tebrikler
10
twester
28 Haziran 200822:38
bu kene kanamalı kırım kongo virüsü yaymıyor bunun kökeni rize ve trabzon menşeili ve bu hastalık ANKARAGÜCÜNE gireli 12 sene oluyor. bunun çaresi yok tek çare azrail malesef
9
HAYMANALI
27 Haziran 200822:24
KENENIN BIRI BASIMIZDAKI İBNE
8
kene& c.a.
27 Haziran 200821:47
aaaaa bu kene tarifi aynı bizim c.a. denen kırsaçlı'ya uyuyor ya.
7
DEDETE
27 Haziran 200817:29
Zehirli olmayan keneler kan içerken yakalandığında üzerine biraz dedete tozu döküldüğünde kan emmeyi bırakırdı.Ama ben bukenelerin ilacı varmı bilmiyorum kardeşim, hem kan emici hem zehirli hem yapıştımı gitmek nedir bilmiyorlar
6
cemalci
27 Haziran 200817:06
Ziya abi ben böyle birini tanıyorum gibi ama şüphe de duymuyor değilim.hani etrafında ona yakın büyüklü küçüklü keneler varmıki, yoksa bu kene hiç doymayan cinsten olup bütün kanları kendisimi içerki ACABA
5
alperentuna06
27 Haziran 200816:46
Ellerin dert görmesin Ziya abi acaba bu yazıyı okuyan bizim kenede hiç utanma kalmış mıdır? Bence kalmamıştır zira kalsa idi bu kadar yıl bize çektirdiklerinden sonra hala başkanlığa aday olmazdı. Allah bizim keneyi tez zamanda yanına alır inşallah.
4
mamaklı
27 Haziran 200811:47
Bu kenelerden kurtulmanın bir yolu yok mu ? hala aşısı çıkmadı mı ?
3
E.KOÇAK
27 Haziran 200800:24
KENENİN BİLE BAZILARI ÇEKER GİDER.AMA BU KENE BAŞKA KENE...BU KENE YAPIŞTIN MI PİR YAPIŞIR.BU KENENİN KÖKÜ KURUR İNŞALLAH DA BİZLERDE RAHAT RAHAT PİKNİĞE MAÇA GİDER EĞLENİRİZ,PSİKOLOJİMİZ BOZULMAZ.
2
benjamin
26 Haziran 200823:04
ağır olmuş biraz....
1
cemal aydın
26 Haziran 200820:57
bence burada bahsettiğin kene aynı bizim cemal aydın
ZİYA ADNAN