Klasspor - Ziya Adnan - Futbol Fena Halde Hayata Benzer yazısı

Site İçi Arama


FUTBOL FENA HALDE HAYATA BENZER

5316 Okunma


Uzaklardan...

“Hayat fırtınaların dinmesini beklemek değil, yağmurlar altında dans etmesini öğrenebilmektir.”

Takvimler 5 Eylül 2003’ü gösterirken, Avrupa Ümitler Şampiyonası elemeleri grup maçında Türkiye Ümit Milli Takımı deplasmanda Portekiz Ümit Milli Takımı karşısına çıktı. Maçtan 2-1 galip ayrılan Ümitler, oynadığı 7 maçta 19 puan toplayarak İngiltere’nin de yer aldığı gurupta liderliğe yükseldi. Buraya kadar herşey güllük gülistanlik gibi görünse de, o maçın kadrosunda yer alan isimlere göz atıldığında, o günden bu yana geçen sürede futbolumuzda bir zamanlar geleceğin yıldızı olarak gösterilenlerin pek de parlamadıkları gerçeği, üzerinde durulması gereken.

Bu yazı, o gün, o maçta sahada yer alan kadrolar üzerine...

PORTEKİZ ÜMİT MİLLİ TAKIMI KADROSU: Moreira, Neves, Alves, Costa, Bosingwa, Quaresma, Tiago (Lourenço Dk. 46), Postiga (Makukula Dk. 83), Viana, Ronaldo.

TÜRKİYE ÜMİT MİLLİ TAKIMI KADROSU: Recep, Fatih Sonkaya, Serkan, Servet, İbrahim Toraman, Uğur İnceman, Kemal Aslan (Hüseyin Kartal Dk. 87), Selçuk, Halil Altıntop (Sabri Dk. 82), Hamit Altıntop, Sinan Kaloğlu (Suat Usta Dk. 62)

O gün Portekiz’i yenen Ümit Milli Takımımızdan yalnızca Halil ve Hamit Altıntop kardeşler, günümüzde Avrupa’da pazarı olan üst düzey futbolcu durumunda. Futbol kariyerlerini ülkemizde sürdürmüş olsalardı ne olurdu bilinmez ama diğerlerinden açık ara önde oldukları ortada.

 

Peki ya diğerleri ...

Fatih Sonkaya – Temmuz 1981 doğumlu defans oyuncusu Beşiktaş, FC Porto, Academica (kiralık), Bursaspor, Khazar Lankaranerken derken bu sezon Erciyesspor’da. O maçtan günümüze kadar gelen sürede sekiz değişik takımda görev yaptı.

Hüseyin Kartal – 1 Ocak 1982 doğumlu forvet Sidespor’da başladığı futbol kariyerine, Ankaragücünde devam etti, Bir zamanlar geleceğin Hakan Şükür’ü olarak gösterilmiş olsa da bekleneni veremedi. Ankaraspor, Denizlispor, Diyabakırspor, Kasımpaşa’da şansını denedikten sonra bu sezon Göztepe’de.

Sinan Kaloğlu – 10 Haziran 1981 doğumlu forvet Boluspor’da başladığı profosyonel futbol kariyerini önce Altay, sonra 2003-2006 sezonları arasında Beşiktaş’ta devam ettirdi. Diyarbakırspor ve Vestel Manisaspor’da kiralık oynadıktan sonra Bursaspor’da forma giydi. Günümüzde Vitesse takımında forma giyen futbolcu, tıpkı takım arkadaşları gibi hiçbir takımda kalıcı olamadı.

Selçuk Şahin – 31 Ocak 1981 doğumlu orta saha oyuncusu 2003 sezonundan beri Fenerbahçe’de forma giyiyor olsa da, düzenli olarak ilk onbir fırsatı bulamadı. Kimi zaman uzun süren sakatlık dönemleri, kimi zaman formsuzluğu beklenen çıkışı yapmasına engel oldu.

Recep Biler – 1981 doğumlu 1.93 boyundaki kaleci 2009 sezonunun sonunda Hacettepe’nin küme düşmesinden sonra Gaziantepspor’a transfer oldu. Bekleneni veremeyenlerden...

Serkan Balcı – 2000–2004 sezonları arasında yıldızı Gençlerbirliğinde parlamıştı. 1983 doğumlu çok yönlü orta saha oyuncusu. 2007 sezonunda Fenerbahçe’ye transfer oldu ama kısa sürdü İstanbul macerası. Günümüzde Trabzonspor’da görev yapmaktadır.

Servet Çetin – 1998 senesinde Kartalspor’da başlayan futbol kariyerine, 2002-2003 sezonunda Denizlispor’da devam etti. 2003-2006 sezonları arasında Fenerbahçe’de forma giydi. Sonrasında gelen Sivasspor macerasında yakaladığı başarı onu Galatasaray’a taşıdı ama kaliteli stoper eksikliğinin kendini fazlasıyla hissettirdiği futbolumuzda, onun da inişli çıkışlı grafiği hep tartışıldı.

Kemal Aslan – 1981 doğumlu orta saha oyuncusu bir dönem Fenerbahçe forması giydi, sonrasında yedi değişik takımda görev yaptı. Bu sezon Çaykur Rizespor’da forma giymektedir.

Suat Usta – PSV Eindhoven’de başlayan futbol kariyerine Galatasaray’da devam etti. Burada yıldızı parlamayan savunma oyuncusu Konyaspor, Antalyaspor, Sakaryaspor derken solugu Neftchi Baku PFC takımında aldı.

Uğur İnceman – 1891 Almanya doğumlu orta saha oyuncusu Türk futbolunda adını Manisaspor’da duyurdu. 2008 sezonunda büyük beklentilerle Beşiktaş’a transfer oldu, ancak düzenli olarak forma şansı bulamadı. O da beklenen çıkışı yapamayanlardan.

***

Hikayenin can alıcı noktası, o gün bizimkilerin karşısında sahadan yenik ayrılan Portekiz’in kadrosunda yer alan Cristiano Ronaldo’nun geçen zaman içinde müthiş parlayışı. Ders alınması gereken bir hikâye onun futbol kariyeri. 5 Şubat 1985 doğumlu kanat oyuncusu geçtiğimiz sezonun sonunda 80 milyon Sterlin karşılığında Manchester United takımından dünya futbolunun devlerinden Real Madrid’e transfer oldu. Günümüzde sezon başına 15 milyon Euro’ya yakın kazanan Portekizli futbolcu, dünya futbolunun en iyilerinden kabul ediliyor.

Yalnız Ronaldo değil o takımdan yıldızı parlayan. 1983 doğumlu Daniel Alves Gomes günümüzde Avrupa futbolunun yükselen değerlerinden Zenit St. Petersburg formasını giyiyor. Sağbek José Bosingwa da Silva kariyerini Chelsea’de sürdürürken, 1983 doğumlu Quaresma’da İnter’den sonra 2008 senesinde Chelsea’ye transfer oldu. Viana 2002- 2005 sezonları arasında dünyanın en kaliteli ligi olarak kabul edilen Premier ligde Newcastle United takımıyla yeşil sahalarda boy gösterirken, sonraları Valencia ve Osasuna formaları giydi. Kaleci Moreira ise 1999 senesinden beri Benfica’nin kalesini korumaktadır..

Velhasıl, o gün o sahada mücadele eden Ümit Millilerin çoğu beklenen çıkışı yapamazken, sahadan yenik ayrılan Portekizli futbolcular günümüzde futbolun önemli arenalarında boy gösteriyor.

Onların yıldızı ışıl ışıl parlarken zaman içinde, bizim gençlerin feri erken sönüyor...

***

Çünkü pek çabuk havaya giriyor Türk futbolcusu, çabuk kapılıyor ‘yıldız oldun’ yalanına. Ümit Milli oldun ya, inanıyorsun gazetelerin spor sayfalarında senin hakkında yazılan bir kaç şatafatlı satıra. Giydin ya bir kere o Milli formayı, artık hep senin olacak sanıyorsun. Gaza geliyorsun belki de. Üzerine zorla iliştirilen bir hikâyenin baş aktörünün sen olduğunu sanıyorsun. O güzel film hiç bitmeyecek sanıyorsun, nasılsa başrolünde sen varsın ya.

Hele de tribünler senin adına tezahüratlara başlayınca. Henüz yirmili yaşlarda, daha oyunun başında kazandım sanıyorsun

Oysa...

Oysa oyle kolay kazanılmıyor hayat oyunu. Kazanmak için sabır ve inanç gerekiyor. Kazanmak için, kaybetmek gerekiyor belki de en başta.

Futbol fena halde hayata benzer zira. Fırtınaların dinmesini beklemek değil, yağmurlar altında dans etmesini öğrenebilmektir önemli olan. Kaybederken bile kazanabilmektir. Zira hayat zamanı gelince intikamını fena alır, oyunun en başında kazandığını sananlardan. Kendini yıldız sanarken bir zamanlar, bir anda kaybolup gitmiş nicelerinin yazık hikâyeleri yazılır futbol kitaplarına.

Sahi, o maçta oynamayan, ama o dönemlerin gelecek değerlerinden gösterilen Okan Koç’u hatırlayanınız var mı?

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.