Aziz Yıldırım tarafından aforoz edilen hakem Abitoğlu; “barışsınlar” diye bu maça verilmiş.
Hakem dörtlüsü bu konuda elinden geleni yapmıştır. Herhalde barışmışlardır.
Ağzı burnu dağılan Orhan sarı kartı görürken, dayağı atan Santos beraat etmiştir.
Emre’nin, gerek hakemi aldatmaktan, gerekse kasti hareketlerden henüz birinci yarıda oyun dışı kalması gerekirken maçı tamamlaması şaşırtıcıydı.
İsbatı; çileden çıkan Gençlerbirliği taraftarıydı. Bu ağırbaşlı taraftarı ilk defa bir futbolcuya karşı bu kadar yüklenirken görüyorum.
Aykut’un, arkadan Gökhan Gönül’e yaptığı faul sarı kart (doğru karar), Gökhan Gönül’ün daha ağırını Mustafa’ya uygulaması kartsız...
Gençlerbirliğinin taç atışları Fenerbahçeye, avuta giden toplar korner olarak Fenerbahçeye bu hakem dörtlüsü tarafından veriliyor.
Hele maçın son saniyesinde karşılaştığımız bir uygulama varki; bir kişi bana 100 Fenerbahçe maçında sadece 1 tane bu takımın atağının kesilerek maçın bitirildiğini göstersin, özür dileyeceğim.
Gençlerbirliği tam atağa kalkmış, rakip defansı az adamla yakalama ihtimali var, hakem düdüğü çalıyor ve maçı bitiriyor.
Merkez hakem komitesinin, bu psikolojik baskıları dikkate alarak görevlendirmelerin süresini uzatması gerekmektedir. Yoksa bir tarafa sempatik gözükmek için diğer taraf feda edilmektedir.
Bu takımda golcü olmamasının, görev ihmali olduğunu aylardır söylüyoruz. Mustafa Pektemek İstanbula gideceğini devamlı seslendiriyor. Evet gidebilir, ama sadece Kasımpaşaya...
Kahe için yabancı kontenjanı kullanmak ise yazıktır. Benzerlerinden Bank Asya liginde bol miktarda bulunmaktadır.
Kulüp menajeri ise maçtan önce “Fenerbahçe bize ters geliyor” diyerek takımın kimyasına yaptığı olumsuz katkıyı terk etmelidir. Zira kendisi Gençlerbirliği'ne ters geliyor.
