Klasspor - - Günaydın yazısı

Site İçi Arama


GÜNAYDIN

3445 Okunma


SES TV’de, sayın Gezin Oyman’ın sunduğu 2+1 programını izledim dün gece. Sayın Meriç Enercan ile sayın Nezir Önal’ın yorumculuk yaptıkları programda ana konu, Ankaragücü’nün içinde bulunduğu durumdu.

Sunuş konuşmasında, maçla ilgili ortak görüş, “Ankaragücü, yine yenilmedi” diye belirlendi. Sadece ara transferde 20 milyon Euro’ya yakın para harcayın ve Gaziantep ile kendi sahanızda (!) oynadığınız maç sonrası ortaya çıkan sonuç “Yine yenilmedi” olsun. Traji-komik bir sonuç bu.

Yıllardır yazılarından tanıdığım ve iyi bir Ankaragüçlü olarak bildiğim sayın Enercan’ın konuşmalarından “kalbim başka diler, dilim başka söyler” izlenimi aldım.

Sayın Enercan, sanki, tarzını bildiğimiz şekilde, dobra dobra, vurucu cümlelerle, gönlünden geçenleri ve düşündüklerini değil de, “kırmadan, dökmeden, söylemesi gerekenleri” söylüyor gibiydi.

RUH OLSAYDI, ELYASA, SAHİPSİZ KALIRMIY DI?

“Ağzının ucuyla” da olsa, Ankaragücü’nün, ara transfer döneminin bitmesine birkaç gün kala transfer ettiği futbolcuların bir işe yaramadığını aktardı sayın Enercan.

Bir de, Gaziantep maçından örnek bir pozisyon anlatıp, 20 yıl önce Ali Sami Yen Stadı’nda oynanan Galasataray maçından bir başka biz pozisyon ile karşılaştırdı. Programı izlemeyenler için ben her iki pozisyonu da özetleyeyim:

Gaziantep maçında, korner direğinin hemen dibinde konuk ekipten bir futbolcu, Ankaragücü’nde sahaya çıkan belki de “gerçek” Ankaragüçlü tek futbolcu Elyasa’ya hareket çekmiş. Antepli birkaç futbolcu olay yerine gelirken, Ankaragücü’nden sadece takım kaptanı Hürriyet, birkaç adım atmış ve sonra vazgeçmiş. Kaleci Serkan ve o anda oynayıp oynamadığını bilemedikleri Murat Duruer’in olaya müdahale edip etmediklerini, edip edemeyeceklerini sorguladılar. Ankaragüçlülük ruhu, bu kadar “ruh” haline gelmişti.

Galatasaray maçında ise Arif Erdem, o zaman Ankaragücü’nde oynayan Sinan (Beşiktaşlı) Engin’e bir faul yapmış. Ankaragüçlü 6 futbolcu hemen Arif’in etrafında bir halka oluşturmuşlar. 15-20 saniye sonra etrafından çekildiklerinde Arif Erdem, yerde yatıyor ve karnını tutuyormuş. Yani Ankaragüçlüler, Sinan’a sahip çıkıp, rakip takımın futbolcuyu “infaz” etmişler.

Sayın Enercan, bu iki olayı anlattıktan sonra, “Ankaragüçlülük ruhu kayboldu” dedi.

BİZ BUNLARI AYLAR ÖNCE YAZMIŞTIK

Sayın Enercan’ı izlerken, (doğru yolu buluyorsunuz anlamında) “Yaaaaaaaa” diye kafamı salladım. Çünkü, ben bu yorumları, aylar öncesinden yapmıştım. “Güçbirliği” diye, Ankaragücü Ankaraspor’a dönüştürülürken, ayakta uyuyanlar, “Şampiyonluk rüyası” görürken, biz, “Ankaragücü ruhunu kaybetti”, “Bu takım bizim takımımız değil”, “Ankaragücü’ne leopar virüsü girdi, bundan sonra iflah olmaz” demiştim.

Yazımıza yorum yapan bir kişi (taraftar demeye dilem varmıyor), “Senin aradığın tuz ruhu, o da kalmadı” diye yazmıştı. Buyurun şimdi o tuz ruhunu arayın da bulun bakalım.
Taraftarın ağzına bir parmak bal çalmak amacıyla yapılan ve “bomba” diye lanse edilen transferleri ise “Bu futbolcular beş para etmez, gereksiz transferler” diye yorumlamıştım. Sayın Başkan Ahmet Gökçek’in, “Ankaragücü tarihi bu kadar büyük futbolcu görmedi” açıklamalarını eleştirmiş, “Büyük lokma ye ancak büyük konuşma” demiş, “Zaman kimi haklı çıkartacak bakalım?” diyerek, beklemeyi tavsiye etmiştim.

Görüyorum ki, Ankaragücü’yle ilgili konularda zaman beni haklı çıkartıyor.

EN BÜYÜK YANLIŞ SARAY’A TAŞINMAKTI

Bir internet sitesinde yapılan yorumlar arasında ise spor yazarı sayın Ali Erdoğan’ın, “Ankaragücü, Beştepe’ye dönmeli” sözlerine rastladım. Takımın Saray tesislerine taşınmasının yanlışlığını anlatmış.

Övünmek gibi olmasın ama Ankaragücü’nün Saray tesislerine taşınmasını da, 24 Ekim 2009 tarihli “Cemi cümlemize geçmiş olsun” başlıklı yazımda eleştirmiştim. Yani nerede ise 4.5 ay önce. Birileri, “Dünyanın en büyük ve en iyi tesislerini yaptılar. Daha ne istiyorsunuz?” diye bizi eleştirirken, biz takımın taraftardan kopartılmasının yanlışlığını vurgulamıştım. Kulübün, Gökçek ailesinin malı haline getirildiğini kaydetmiştim.

Başka kulübün kongre üyesi olup da, Ankaragüçlü gibi görünmüyorum. Kalbimden ne geliyorsa, gördüğüm neyse onu yazıyorum. ÇÜNKÜ BEN ANKARAGÜÇLÜYÜM.

SPOR YAZARLARI, KALBİNİZDEN GEÇENİ SÖYLEYİN

Son sözler, Ankaragücü’yle ilgili televizyonda ya da gazete sayfalarında yorum yapan spor yazarlarına:

Ankaragücü için üzülüyor gibi görünüp, içten içe sevinen başka kulüp kongre üyeleri ve kalpten üzüldüğü halde dili ile bunu ikrar edemeyen, “İyi yoldayız, sabır” mesajları veren harbi Ankaragüçlü yazarlar; nabza göre şerbeti bırakın. Ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun.

Çünkü, biz kimin ne olduğunu iyi biliyoruz.

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.